Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ABDnin ve İngilterenin, "Rumların yüreğine korku salacak" adımlar atması halinde Rum yönetiminin 3 Ekim 2005ten önce çözüme yanaşabileceğini düşünüyor.CHP lideri Baykalla, CNN Türkte "Ankara Kulisi" programına konuk olduktan sonra, Sedat Ergin ve Murat Yetkinle birlikte Kıbrısı konuştuk.Baykal, bu sohbetimizde Rumları çözüme yöneltecek yöntem olarak özellikle ABDye çağrıda bulundu. CHP lideri, şöyle dedi:"Bu aşamadan sonra ancak ABD etkili olabilir. Örneğin bir ABD uçağı KKTCye insin veya 6. Filoya bağlı bir gemi, KKTC limanlarını ziyaret etsin, ikmal yapsın, işte o zaman Rumlar işin ciddiyetini anlarlar. ABDnin veya onun desteğiyle İngilterenin veya her ikisinin birden böyle girişimler yapmaları halinde Rumların yüreğine korku düşecektir. KKTC tanınmaya mı gidiyor sorusunu, korkusunu Rumların yüreğine vermek lazım. Kıbrısta çözüme ABD kaçınılmaz olarak bakmalıdır. Aslında bir anlamda ABD ve İngiltere gibi ülkelerin sorumluluğu, görevi söz konusudur."Baykal, aynı etkiyi yaratacak bir diğer yöntem olarak da, ABDye şu öneride bulundu:"ABD ve İngiltereye gerçekten de iş düşüyor. Kıbrısta bugünkü duruma bakıp diyecekler ki Bu haksızlıktır, Kıbrıs Türk halkına haksızlık yapılmıştır. Bunu söyledikten sonra ne bileyim, örneğin, Mehmet Ali Talat ve Serdar Denktaşı ABDye çağırabilirler. Veya Makedonyaya yaptıkları gibi bir tanıma veya o izlenimi verecek bir yaklaşım gösterebilirler. Diplomatlar bunun en uygun formülünü bulurlar. Verdiğim örneklerdeki gibi adımların sıklaşması Rum yönetimini anlaşma ve uzlaşmaya motive eder."CHP lideri Baykal, ABD ve İngiltereyi bu yönde harekete geçirmek için de Türkiyenin ısrarcı olması ve çok ciddi bir tavra girmesi gerektiğini belirterek, "Kıbrısta çözüm olmazsa 3 Ekim 2005 tarihine gelindiğinde Rum kesimini yine tanımayacağını açıklamalı ve hatta bu koşullarda AB, müzakereleri açmıyorsa, Siz bilirsiniz diyebilmelidir" diye konuştu.Baykal, şu değerlendirmeyi yaptı:"Türkiye, şimdiden politikasını belirlemeli ve ciddi tavra girmelidir. ABye Ben bu Kıbrıs koşullarını ikinci sınıf bir üyelik için kabul etmek zorunda değilim diyebilmelidir. Türkiye ne verilirse onu alır görüntüsünü silmelidir. Ben ABdeki geleceğim belli olmadan veya Kıbrısta çözüm olmadıkça, Güney Kıbrısı tanımam, Rum yönetimini tanımam demek lazımdır. Tanımazsanız, müzakereye başlayamazsınız derlerse, O zaman başlamayız diyebilmek lazımdır. Aksi halde hem Türkiye kayba uğrar hem de Kıbrıs Türk halkına haksızlık olur."CHP lideri, ABD ve İngiltereden önerdiği gibi girişimler yapılarak Rum Kesimine "KKTC ile iyice ayrışıyoruz. KKTC tanınmaya mı gidiyor?" korkusu verilmedikçe, Rumların 3 Ekim 2005e kadar hiçbir adım atmadan bekleyeceklerini belirterek, Rumların bu süreyi beklemede geçirip, 3 Ekim geldiğinde de diğer AB üyesi ülkelere, "Türkiye beni tanımadan müzakereye başlayamaz. 24 üyenin büyükelçiliği olacak ama benim Türkiyede büyükelçiliğim olmayacak mı? Gemilerim Türk limanlarına yanaşamayacak mı?" diyeceğini belirtti.Baykal, önümüzdeki dönemde Türkiyenin ciddi bir açmazla karşı karşıya olduğunu ve bu açmazın iki dayanağı bulunduğunu belirterek, şöyle dedi:"Bu açmazın dayanaklarından biri, ABnin izlediği hatalı Kıbrıs politikası, diğeri de Türkiyenin en kısa sürede AB ile müzakereye başlama isteği ve kararlılığıdır. Bizim bu iki dayanak üzerinde oynamamız lazım ki yeni bir formül ortaya çıkabilsin. AB 25 üyeli bir amalgam. Değişik sesler çıkabilir. BM de aynı şekilde zorluklar çekiyor. Oysa biz adeta bir zücaciyeci dükkânındayız. İnce ayarlarla yürümek gerekiyor, o nedenle diyorum ki, bu işi yapacak olan ABD ve İngilteredir özellikle ABDdir. Kıbrıs konusunda ABDnin, önerdiği gibi atacağım adıma AB içinde hiçbir büyük ülkenin, örneğin Fransa gibi, karşı çıkacağını sanmıyorum. İngiltere ise zaten ABD ile paralel hareket edecektir." fbila@milliyet.com.tr CHP lideri Deniz Baykal, Kıbrıs sorununu, bu aşamadan sonra ABDnin veya onun onayı ve desteğiyle İngilterenin atacağı adımların çözebileceğini söylüyor.