Başbakan Bülent Ecevit'in görevden çekilmesi gerektiğine ilişkin görüşler bir ucundan gündeme yeniden sürülmeye başladı.
Bu taleplerin ne kadarı vatan - millet aşkına, ne kadarı çıkar beklentilerine dayanıyor, şimdilik belli değil. Bu ayrı bir tartışma konusu.
Ancak, öncelikle şunun bilinmesi gerekir ki, Bülent Ecevit'in karakteri ve siyaset anlayışı dış baskı ve dayatmalarla uygun hareket edecek türden değildir. Aksine bu tür baskılara dirençli bir yapısı vardır.
Bülent Ecevit, kendisine ne zaman ne yapması gerektiği söylenecek en son kişidir.
Ecevit'in unutulan bir yönü siyasi geçmişinde koltuğa hiç yapışmadığıdır. Bülent Ecevit, kendi değerlendirmesiyle gerekli olduğunu düşündüğü zaman seçimle geldiği bütün görevlerden kendi isteğiyle ayrılmıştır. Buna başbakanlık ve parti genel başkanlığı dahildir. Ecevit, bunu birçok liderin aksine seçim yenilgisi sonucunda da yapmıştır.
Ecevit'in başbakanlıktan çekilmesi gerektiği görüşüne gelince...
Böyle bir karar bugünkü koşullarda Türkiye'nin yaşadığı sorunların çözüme katkıda bulunmayacağı gibi aksine sorunları ağırlaştıran bir sonuç doğuracaktır.
Türkiye'nin bugün geçmekte olduğu zorlu koşullar ve dış dünyada yaşanan gelişmeler, Ecevit gibi savaş kararı almış, savaş koşullarında bir yandan ülke yönetirken bir yandan başarılı bir dış politika sınavı vermiş deneyimli bir lidere çok daha fazla ihtiyaç göstermektedir. Türkiye'nin en küçük bir maceraya tahammülü olmadığı bir dönemde Ecevit'in ve resmi görevde olsun olmasın ona yakın deneyime sahip bütün kadrolardan yararlanılması gerektiği açıktır.
Bugün yaşanan Afganistan sorununda Ecevit'in önerileri ABD'nin üzerinde çalıştığı müdahale modelinin eksenini oluşturmuştur. Afganistan ve Orta Asya değerlendirmesi, yapılacak müdahalenin mutlaka Taliban'ı devre dışı bırakarak Afganistan'a çağdaş bir yaşam ve yönetim tarzı getirmesi yönündeki önerisi Beyaz Saray ve Pentagon'un yaklaşımından çok öndedir.
Yine kabul edilmesi gerekir ki, bugünkü ekonomik ve siyasi koşullarda Bülent Ecevit'in başbakan olması, en önemli denge unsurudur. Üç partili koalisyon koşullarında Ecevit'in ağırlığı ve güvenirliliği partiler üstü bir işlev görmekte; koalisyon içi sorunların çözümünde en önemli unsur olmaktadır.
Anayasa değişikliği dahil birçok alanda hükümetin ve Meclis'in adım atabilmesi Ecevit'in kişiliğinden ve ağırlığından güç almaktadır.
Ecevit'in, görevinden ayrılması zaten sıkıntılı olan ekonomik ve siyasal koşulları daha da zorlaştırır, ağırlaştırır. Ekonominin, ekonomik programın hükümet sorunu kaldıramayacağı bir ortamda böyle bir gelişme siyasette denge kurulmasını da olanaksız kılar.
Karşılaştıkları her sorunu Ecevit'e fatura ederek çekilmesini isteyenlerin, Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan da olabileceklerini unutmamaları gerekir.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025