Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu ittifak modeline "İtalya'daki Zeytin Dalı" gibi dense de Ecevit bu tür yakıştırmaları doğru bulmuyor. Ecevit, dün bu konudaki sorularımızı yanıtlarken, "esas olanın halkın sağduyusunun göstereceği yol ve model" olacağını belirtti. Ecevit, "çok dikkatli adım atmaya çalıştıklarını" da vurguladı.Ecevit, Büyükerşen'in toplumun her kesiminde takdir edilen, saygın bir isim olduğunun altını çizerek önerisinin gündeme gelmesinden sonra kamuoyundan çok olumlu tepki aldıklarını da kaydediyor. Eski Başbakan Bülent Ecevit'in gündeme getirdiği Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen liderliğindeki "ittifak modeli" kulisleri hareketlendirdi. Ecevit, bu modeli ortaya atarken keskin çizgilerle ayrılmış, kategorize edilmiş tanımlar yapmaktan kaçınıyor. Kendini solcu olarak tarif edenlerle, sağcı olarak tarif edenlerin nasıl bir yanıt vereceklerini beklemek gerektiğini söylüyor. Ecevit, soldan ve sağdan daha çok temel ilkeler etrafında ittifak yapabilecek partilerin birlikte hareket etmesini hedefliyor. Kendini sağcı olarak tanımlayan ama temel ilkeler, nitelikler konusunda ortak yaklaşım gösteren partilerle, kendini demokratik sol-sosyal demokrat olarak tanımlayanların ittifakına işaret ediyor. Sağ-sol ayrımı Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'in üzerinde en çok durduğu ise, gerçekçi olmak. Yaşama geçirilebilecek ve sonuç alabilecek bir yaklaşım geliştirebilmek.Büyükerşen, "gerçekçilik"ten ne kastediyor?Yılmaz Hoca'yla hem dün hem bir süre önce Eskişehir'de yaptığımız sohbetten çıkan sonuç şu:Büyükerşen, Ecevit'in önerdiği modelin, ancak siyasi yelpazenin hem sağındaki hem solundaki irili-ufaklı partilerin gerçekleştireceği geniş bir katılımla yaşama geçebileceğini düşünüyor.Örneğin, CHP, DSP, DYP, MHP, ANAP gibi...Bu çapta bir katılım ve destek olmazsa sadece küçük partilerin bir araya gelmesiyle sonuç alınamayacağını düşünüyor ki bu gerçekçi bir yaklaşım.Daha önce de yansıttığımız gibi, Yılmaz Hoca, pratik olarak böyle bir ittifakın "ortak liste" yöntemiyle yapılabileceği düşüncesinde. Seçime ortak listeyle girilmesinin sağlanması halinde anlamlı bir sonuç alınabileceği kanısında. İstenirse seçimden sonra herkesin kendi partisine dönebileceğini ve bu kez aynı ittifaktan bir koalisyonun da doğabileceği kanaatinde.Ayrıca sadece siyasi partilerin çabalarıyla değil, aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarının istek ve çabalarıyla böyle bir modelin canlılık kazanabileceğini düşünüyor ve toplumsal uzlaşmayı çok önemsiyor.Tabii, Büyükerşen'in kendiliğinden bir göreve talip olması da söz konusu değil. Ancak, geniş bir uzlaşmaya dayalı bir öneri alırsa bunu görev addedeceğini her fırsatta vurguluyor. Gerçekçilik Böyle bir model için Büyükerşen ismi isabetli bir tercih. Ancak, modelin yaşama geçmesi için kamuoyunda her kesimden gelen içten bir istek ve bu isteğin estirdiği güçlü bir rüzgâr gerekir. Ecevit'in halkın sağduyusundan beklediği bu...Bugün iddialı biçimde meydanlara çıkmış olan DYP ve MHP'den, hızla bu çizgiye gelmelerini beklemek zor. Hele ana muhalefet partisi olarak CHP'nin ve lideri Deniz Baykal'ın bu öneriye sıcak bakmasını beklemek hiç gerçekçi değil.Model düşünce olarak kulağa hoş gelebilir ama pratiğe geçirmenin kolay olmadığını Ecevit de Büyükerşen de biliyorlar. fbila@milliyet.com.tr İsabetli tercih ama...