Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       ÇETENİN iki temel kaynağı vardır:
1- Siyasi otorite boşluğu,
2- Kamunun açlığı.
Çete bu iki kaynaktan beslenir ve büyür.
Bugün, bakanların Çakıcı'yla konuşmak için telefon kuyruğuna girdiklerinin anlaşılması birinci kaynağı, İTO Başkanı Mehmet Yıldırım'ın, "çeteye yüzde 10 vermeyen devletten ihale alamaz" şeklindeki sözleri de ikinci kaynağın varlığını kanıtlıyor.
Siyasal partilerin çoğunluğu, bir siyasal programı halkın tercihiyle iktidara taşıyıp uygulamak yerine, eline geçirdiği yürütme erkini, siyasal ve kişisel çıkar için, parti örgütü üzerinden rant dağıtmak için kullanırlarsa, gün gelir "çetenin dediği olur."
Siyasal otorite, geniş halk kesimlerinin sorunlarını çözmek yerine, kamusal mal ve hizmet yoluyla belirli güç odaklarının sorunlarını çözer ve bu yolla siyasal destek bulmaya uğraşırsa, bir "çete beslemek" zorunda kalır.
Siyasal otorite, siyasi rakiplerini, seçimle alt etmek yerine, çete marifetiyle alt etmeye kalkarsa, "çete çeteden üstündür" gerçeğiyle karşılaşır.
Siyasal otorite, çeteleri, güvenlik ve yargı mekanizması yerine, bakanların ahbap - çavuş ilişkileriyle çökertmeye çalıştığını iddia ederse, "çetelerin altında kalır."
Siyasal otorite ve rakipleri, "benim çetem senin çeteni döver" anlayışıyla mücadeleye girişirlerse, kazanan çeteler olur.
Bu anlayışa sahip siyasi partilerin hangisi iktidar olursa olsun, ortaya siyasi otorite boşluğu çıkar ve bu boşluk yaratılıp beslenen çetelerce doldurulur.
Gelir uçurumu düzeltilmedikçe, kamu görevlileri insanca yaşayabilecekleri bir gelir düzeyine ulaştırılmadıkça da kamu hizmeti "rüşvet" karşılığında satılır. Fiyatlandırılamaz, pazarlanamaz sanılan kamu hizmetleri dahi, fiyatlandırılır ve pazarlanır. Rüşvet kamu hizmetinin fiyatı, ihalelerin bölüştürülmesi de kamu hizmetinin pazarlanması olur.
Bu organizasyonda çetenin üç ayağı bulunur:
1- Devletin dışında örgütlenen tehdit ve dağıtım işlevi gören örgüt,
2- Siyasi otoritedeki uzantası,
3- İdaredeki uzantısı.
Son günlerde ortaya çıkan örgüt ve bilgileri bu açıdan değerlendirmek gerekir.
Bu çürümeyi durdurmanın yolu siyasi otoritenin mücadele kararlığından geçer. Bu kararlılık olmadıkça yasama, yürütme ve yargı erklerinin güvence içinde mücadele yürütmeleri mümkün değildir.
Bütün siyasi partiler demokratik hukuk devletini hakim kılmak konusunda, siyasal çıkar gözetmeksizin ortak tavır almadıkça, "çetenin dediği olur."



Yazara E-Posta: F.Bila@milliyet.com.tr