YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Fransa'nın en çok saygı duyduğu isimlerden biri. Fransa Cumhurbaşkanı Chirac, bu saygıyı, Teziç'e Legion d'honneur'ün en üst derecelerinden biri olan "Commandeur" liyakat nişanını vererek ifade etmişti. Nişan, Teziç'e 17.9.2004'te Fransa'nın Ankara Büyükelçiliği'nde düzenlenen bir törenle verilmişti. Teziç'in Ermeni tezlerine bilimsel ölçülerle karşı duruşu Fransa'daki öğrencilik yıllarına kadar dayanıyor. Prof. Dr. Teziç, Fransa'daki öğrencilik yıllarında öğrenci derneği başkanlığı da yapmış bir isim. Teziç, Nisan 1965'te Fransa'da "Ermeni Katliamının 50. Yılı" adıyla yapılan törenlere, o tarihte, Le Monde'da yayımlanan bir yazısıyla tepki vermiş bir öğrenci lideri.Prof. Dr. Teziç, o gün gösterdiği tepkiyi 2001'de Galatasaray Üniversitesi rektörü ve bugün de YÖK Başkanı olarak Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'a gönderdiği mektuplarla yineledi. Le Monde'da yazı Teziç'in 19.1.2001'de rektör sıfatıyla Chirac'a gönderdiği mektup, Fransa'nın Ermeni soykırımını bir yasayla tanımasına ilişkin. Teziç, hem rektör hem anayasa hukukçusu olarak kaleme aldığı bu mektupta, Fransa'nın çıkardığı yasanın Fransız kamu hukuku ilkelerine aykırı olduğunu vurguluyor ve Chirac'tan Anayasa Konseyi'ne başvurarak yasanın Anayasa'ya aykırılığının tespitini istiyor.Galatasaray Üniversitesi Rektörü olarak kaleme aldığı bu mektupta Teziç önemli bir noktanın altını çiziyor. Chirac'a şöyle sesleniyor:"Anayasa'nın üstünlüğüne dayalı bir rejimde, siyasi tercihlerin de hukuka, yani Anayasa'ya uygun olması gerekir. Ayrıca, kanun kamu yararı amacıyla yapılmalı ve bu amaçtan sapmamalıdır. Başka bir ifadeyle, siyasi çıkar amacıyla kanun yapılamayacağı Fransız kamu hukukunun temel ilkelerinden biridir." Teziç'ten Chirac'a Fransa Cumhurbaşkanı Chirac, Teziç'e 14.2.2001 tarihli mektubuyla yanıt veriyor. Teziç'e mektubuyla özel olarak ilgilendiğini ilettikten sonra, Ermeni soykırımını tanıyan yasanın, Osmanlı egemenliği altında 1915'te vuku bulmuş olaylarla ilgili olduğunu, bu yasanın çağdaş Türkiye'yi sorumlu tutmaktan ve Türkiye hakkında görüş beyan etmekten kaçındığını yazıyor.Chirac, parlamentodaki bu girişim karşısında Fransız makamlarının aldığı vaziyet malumunuzdur, diyerek yönetimin tutumunun Meclis'ten farklı olduğunu hissettirdikten sonra mektubunu şöyle bitiriyor:"Fransa'nın Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki yakınlaşma için faaliyette bulunmaya devam edeceğini özellikle vurgulamak istiyorum. Bu kanunun oylanmasının Türkiye'de yarattığı duyarlılığı anlayabiliyorum. Bununla beraber geçen yıllarda her alanda kaydedilen gelişmeleri tehlikeye atmamak için ülkelerimiz arasındaki dostluğun bu gerilim dönemlerini aşmamızı sağlayacağından şüphe etmiyorum."Ancak uygulama Chirac'ı doğrulamıyor. Bu gerginlik henüz aşılamadan Fransa bu kez de "Ermeni soykırımı yoktur" demeyi suç sayan yasa teklifiyle ortaya çıkıyor. Chirac'tan Teziç'e Bu girişim üzerine Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Chirac'a bir mektup daha gönderiyor.Teziç bu mektubunda, bu kez, Chirac'a üç soru yöneltiyor:"1- Birinci Dünya Savaşı'nda büyük devletlerin (Fransa'yı da kastediyor) Ermeni çetelerini kışkırtarak Türklerle-Ermeniler arasındaki acıların yaşanmasında hiç sorumlu olmadıkları söylenebilir mi?2- Tarihi olayların kanunla yazılmak istenmesine tepki gösteren büyük tarihçilerinize Fransa'nın artık değer vermediği söylenebilir mi?3- 'Ermeni Soykırımının İnkârını Suç Sayan" kanunun düşünceyi açıklama hürriyetiyle çelişmediği söylenebilir mi?"Üç yerinde soru...Bakalım Chirac yanıt verecek mi, verebilecek mi? fbila@milliyet.com.tr Teziç'ten Chirac'a-2
Özay Şendir
Gerçek savaş mı yoksa danışıklı savaş mı?
23 Haziran 2025
Tunca Bengin
Nobel Barış Ödülü adayı ‘savaş’ dedi
23 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yabancı parayla ücret olur mu?
23 Haziran 2025
Didem Özel Tümer
İran’da zorla rejim değişikliği mümkün mü?
23 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bundan sonra neler olacak?
23 Haziran 2025