Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"AB için Kıbrıs'ı feda edemeyiz" diyen Başbakan'daki söylem değişikliğini KKTC'nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la konuştuk.Denktaş, gerek Ankara'nın gerek KKTC yönetiminin "aldatıldık" duygusu içinde olduklarını belirterek, ödün vermenin sonu olmadığının anlaşıldığını, gelinen noktada sağlam ve sert durulması gerektiğini kaydetti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs konusunda söylemi sertleştirdi ve "AB süreci durursa dursun" diyerek, "Türkiye'den izolasyonlar kalkıncaya kadar adım beklemeyin" diyerek bir anlamda rest çekti. Rauf Denktaş'a göre, Türkiye'nin AB süreci ve Kıbrıs sorunuyla ilgili süreci birbirinden ayrılmalı. Bu sağlanmadıkça, Yunanistan'ın ve Güney Kıbrıs'ın Türkiye'ye sürekli engel çıkaracaklarının ve veto tehdidiyle süreci baltalayacaklarının da anlaşıldığını vurguladı.Bu durumun AB'ye de zarar verdiğinin gösterilmesi gerektiği üzerinde duran Denktaş, şu değerlendirmeyi yaptı:"Rum tarafı Kıbrıs'ta üniter bir devlet istiyor. Bunun anlamı Kıbrıs Türkünü Rum yönetimine yamamaktır. Yapılmak istenen budur. Papadopulos, açıkça federasyon olmaz, üniter devlet olmalı, diyor. Bunun anlamı Türkler Rum idaresine girsinler demektir, Türkler azınlık demektir. Böyle yaklaşınca, Kıbrıs sorununun çözülmesi mümkün değildir. Zaten Rumun da böyle bir derdi yoktur. AB sürecinin ilerlemesi için yapılması gereken, bu iki konuyu birbirinden ayırmaktır. 1999'da Ecevit'e verilen taahhüt de buydu. AB süreci ile Kıbrıs süreci ayrı yürütülmelidir." "Süreçleri ayırın" AB'ye Türk tarafının öneri götürmesi gerektiğini belirten Denktaş, şöyle devam etti:"AB'ye denebilir ki; siz de görüyorsunuz, Rum tarafı sürekli engelleme yapıyor. İki süreci birden tıkıyor. Bizim önerimiz şudur; bu iki süreci ayıralım ve AB'ye tam üye olduğumuz zaman konuyu çözüme kavuşturmak daha kolay olur. Madem müzakerelerin ucu açıktır o halde Kıbrıs sorununu bir yana bırakıp bu süreci tamamlayalım ve o koşullarda konuya eğilelim." 'Üye olunca' Rauf Denktaş'a göre, Türk tarafı başka formüller beklemeden kendi formülünü oluşturmalı ve onu gündeme getirmeli. Denktaş, bu yapılmadıkça Türkiye'nin de KKTC'nin de başkalarının formülleri peşinde sürüklenip zaman yitireceğini düşünüyor ve formülün temellerini de şöyle özetliyor:"Bir kere kendi formülümüz olmalı ki, bunun çerçevesi de bellidir. Rum yönetim kendini adanın tümünün yönetimi olarak görmekten ve göstermekten vazgeçmelidir. AB de Rum yönetimini böyle görmemelidir. Adada iki toplum, iki devlet, iki egemenlik, iki demokrasi olduğu kabul edilmelidir. Bu kabul edilmedikçe hangi zemin üzerinde çözüm arayacaksınız? Ama Rumlar bunu kabul etmediler, hâlâ da etmiyorlar. Oysa gerçek budur. Bunun için konfederasyon üzerinde durulmalıdır. Güvenlik içinde iki devletin konfederasyonu. Başka türlü bir çözüm geliştirmek mümkün değildir. Rumlar federasyon yürümez, üniter devlet yürür diyerek, bu formüllere şimdiden kapıyı kapatıyor. 400 yıl iki ayrı toplum kaynaşmamışsa nasıl üniter yapıyla yürüyeceksiniz? Buna kendileri de inanmıyor, amaçları Türkleri yönetimleri altına alıp eritmektir. Bu artık iyice ortaya çıktı. Bu nedenle Türk tarafı kendi formülünü ortaya koymalıdır." fbila@milliyet.com.tr 'Kendi formülümüz'