"Annanın koşullarını kabul ediyoruz, masaya oturmaya hazırız."Böylece Başbakan, Rumlarla uzlaşmaya varılmasa bile, Annanın dolduracağı anlaşma hükümlerini referanduma götürmeyi kabul etti.Bu politikanın MGK kararıyla uyumlu olmadığı biliniyor. Bu uyumsuzluk, "MGK danışma organıdır" denilerek, önemli bulunmuyor.Ancak MGK bildirisinde de, görüşmeci olacağı belirtilen KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın konumu farklı...Denktaş, Başbakan Erdoğanın açıkladığı bu politikayı benimser mi? Buna uygun bir görüşmecilik yürütür mü? Hatta, bu koşullarda görüşmeci olmayı kabul eder mi?KKTC Cumhurbaşkanı, "danışma organı" olmadığına göre alacağı tutum, gelişmeleri etkileyecektir.Denktaşın, Annan planına yöneltiği en güçlü itiraz, uzlaşılmamış olsa bile referandumun peşinen kabul edilmesi yönünde bir dayatma taşımasıydı. BM Genel Sekreteri Kofi Annan, bu koşullarını kaldırması gerektiğini savunuyordu. Rumlarla uzlaşma sağlamadan bir metnin referanduma götürülmesinin kabul edilemeyeceğini her fırsatta söyledi. Laheyde imza atmayışının nedeni olarak da bunu gösterdi.Başbakan Erdoğanın açıkladığı politikadan Denktaşın haberi var mıdır? Daha önce birlikte kararlaştırılmış bir politika mı söz konusudur?Bildiğimiz kadarıyla Başbakanın böyle bir açıklama yapacağından Denktaşın haberi yok. ABDdeki temasları o da sadece basından izleyebildi.Denktaş, Başbakan Erdoğanın bu çizgisine uyacak mı?KKTC Cumhurbaşkanının bu koşullarla masaya oturması, otomatik referandumu kabul etmesi çok zor. Denktaşın bu koşullarda görüşmecilik görevini gözden geçirmesi, bu bağlamda Başbakan Erdoğanla yeni bir görüşme ihtiyacı duyması büyük olasılıktır.Tabii akla şu soru da gelmiyor değil:Acaba Erdoğan ve hükümetinin amacı da bu mu ? KKTC seçimlerinde devre dışı bırakılamayan Denktaşın bu yolla mı devre dışı bırakılması amaçlanıyor? Bu koşulları kabul etmeyeceği bilinen Denktaşın kendiliğinden görüşmecilik ve hatta Cumhurbaşkanlığından çekilmesi mi bekleniyor?"Denktaş sorun olur mu?" sorusuna, "Sanmıyorum, yanında Başbakan Mehmet Ali Talat da olacak" yanıtını veren Başbakan Erdoğan, Denktaşın olup olmamasını önemser mi? Denktaş hala bir "engel" olarak görülüyorsa, - ki öyle - devre dışı kalması memnuniyet bile yaratabilir.Denktaşa güvenmeyen ve Başbakan Talatı Denktaşın yanında bir çeşit "jandarma" gibi gören bir anlayış, bu süreçte Denktaşın kendiliğinden tribüne çıkmasını yeğleyebilir.Başbakan Erdoğanın "peşin kabul" açıklamalarından sonra Rumlar ile müzakerelerde Türk tarafının pazarlık gücü olabilir mi? Rumların, Başbakan Erdoğanın dünya kamuoyuna açıkladığı güvencelerden sonra, Türk tarafına ödün vermeleri sözkonusu olur mu? Bir anlamda Annan planının olduğu gibi kabulünü de içeren Ankaranın yeni yaklaşımı karşısında Rumların güç sarfetmelerine gerek kalır mı?Soruları çoğaltmak mümkün...Eğer Başbakan Erdoğan, nasıl olsa Rumlar kabul etmez diyerek böyle hareket ettiyse, blöf yapıyor demektir. Ancak Rum tarafı, blöfü görürse, ikinci bir hamle şansı da yok demektir.Yok zaten Başbakanın amacı, Annan planını koşullarıyla kabul etmek ve KKTCye kabul ettirmekse, o zaman bayramdan sonra Erdoğanla Denktaş arasında ciddi bir siyasi sorun çıkacaktır.Bu sorun, Denktaşın görüşmeciliği kabul etmeyişine, ilerisinde ise Cumhurbaşkanlığını da bırakmasına kadar varabilir.Başbakan Erdoğanın, ABDdeki açıklamalarının önce Denktaşı vurduğu açık... fbila@milliyet.com.tr Başbakan Erdoğan, Kıbrıs konusunda net bir politika açıkladı: