Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Kosova'da her şey olması gerektiği gibi oldu. Avrupa'nın göbeğinde faşist taklalar atan Miloşeviç'in cezalandırılması gerekiyordu. Cezalandırıldı. Kosova'nın kurtarılması gerekiyordu. Kurtarıldı. Haftalarca NATO kuvvetleri, Sırp mevzilerini bombaladılar. Askeri sistemlerini, enerji ve sanayi tesislerini, ulaştırma ve haberleşme şebekelerini yerle bir ettiler. Zerre kadar kılım kıpırdamadı. Acımadım. Çünkü, kendi halkını da rehin alan bir yönetimin ancak böyle zararsız hale getirilebileceğini veya devrilebileceğini düşünüyordum (Ne yalan söyleyeyim, İkinci Dünya Savaşı'nın son dönemlerinde Almanya'ya yağdırılan müttefik bombalarından da rahatsızlık duymamışımdır. 1974'te Kıbrıs'ı hallaç pamuğu gibi atan Türk bombaları da içime su serpmiştir). Hem zalim hem şımarık Nazilerin, Sırpların ve Rumların cezalandırılması, bir "hak" olmuştur.
Ne oldu? Miloşeviç, onca zulme, kana ve gözyaşına rağmen teslim oldu. Diktatörlükler böyledir işte. Onlarda, "kanının son damlasına kadar savaşmak" diye bir inanç yoktur. En zor zamanlarında bile paçayı kurtarabilecekleri anı kollarlar. Hezimeti kendi halklarına "zafer" olarak yutturup, denge oyunlarıyla aradan sıyrılmaya çalışırlar. Tıpkı 1945 Mart'ında Almanya işgal edilirken Amerikalılarla Rusların birbirine girmesini bekleyen Hitler gibi. Tıpkı müttefik blokta çatlama umudunu yitirmeyen Saddam gibi. Miloşeviç de şimdi Amerikan - Rus çatışmasına bel bağlamış görünüyor.
Bu çatışma, Miloşeviç'in beklediği gibi olmayacak. Sonunda çözülecek ve Sırbistan, Kosova'yı ebediyen kaybedecek. İbre, bu sonucu gösteriyor.
Her şey, olması gerektiği gibi oldu dedik. Evet, Rusya'nın da bir gövde gösterisi yapması gerekiyordu, yaptı. Rus birliklerinin NATO'dan önce Priştine'ye girmesi, Moskova'nın Balkanlar'ı ve Avrupa'yı Batı'ya kolay teslim etmeyeceğini gösteren önemli bir işaret. Türkiye açısından belki de hayra alamet.. Müttefiklerini bile ne zaman yüzüstü bırakacağı belli olmayan Batı'ya karşı Rusya'nın 'potansiyel bir denge unsuru' olması yararlıdır.
Bu noktada Türkiye önemli bir fırsatla karşı karşıyadır. Körfez'de, Somali'de, Bosna'da ve Kosova'da haklıdan ve güçlüden yana ağırlığını koyan Türkiye, yeni durumdan ders çıkararak, barış sürecinde Batı ile Rusya ve Çin arasında kilit rol oynayabilir. Kosova'da askeri katılımı en aza indirerek, diplomatik alanda atağa kalkabilir. Rusya ile yoğun bir işbirliği sürecine girerek, Balkanlar'da, Kafkaslar'da ve Karadeniz'de itici güç haline gelebilir.
Başbakan Ecevit'in Rusya Büyükelçisi Lebedev'e söyledikleri bu açıdan isabetli ve umut vericidir. Ecevit, işbirliği önerisini resmen iletmiştir. Elçi de Ecevit'i Rusya'ya davet etmiştir. Başbakan'ın Rusya gezisini bir an önce yapmasında yarar vardır. İki ülke arasında beyaz bir sayfa açılmasında Türkiye önceliği almalıdır. Rusya'ya dostluk ve işbirliği kapıları sonuna kadar açılmalıdır. Rusya ile dost, Amerika ile müttefik bir Türkiye, tarihinin en güçlü dönemini yaşar. Böyle bir Türkiye'nin varlığı, Rusya'nın da Amerika'nın da çıkarınadır. Avrupa Birliği sonra gelebilir.




Yazara E-Posta: h.bila@milliyet.com.tr