Dünya Ekonomik Forumu'nun Davos toplantıları, Türkiye'nin gündemine Turgut Özal'la girdi.
Özal'ın katıldığı Davos toplantılardan Türkiye'de iz bırakanı Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu ile görüştüğü 1988 toplantısıydı. Türk - Yunan ilişkilerinde estirdiği yumuşak hava ile
"Davos Ruhu" olarak adlandırılan bu zirve, uzun süre iki ülke arasındaki ilişkilerde gönderme yapılan bir
"dönüm noktası" gibi işlev gördü.
Ancak pratikte bu ruhun somut sonuçları pek görülmedi.
Bugün Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Papandreu'nun oluşturduğu ruh
"Davos ruhu"ndan daha canlı ve verimli görünüyor.
* * *
DAVOS toplantılarında Türkiye açısından özellik taşıyan bir diğeri ise Demirel'in Başbakan olarak katıldığı 1992 toplantısı oldu. Türkiye'nin Demirel - İnönü koalisyonunun kazandırdığı yeni bir havayla katıldığı 1992 doruğu daha çok
"Türk dünyası"nın ortaya çıktığı ve Ankara'nın bu dünya üzerindeki işlevinin kavrandığı bir toplantı oldu. Demirel'in Türk cumhuriyetleri liderleriyle ilk zirveyi yaptığı ve
"Süleyman Aga" olarak çağrıldığı 1992 Davos toplantısı, Kissinger'ın,
"Adriyatik'ten Çin Seddi'ne Türk dünyası" kavramını da ilk kez kullandığı zemin oldu.
1992 Davos toplantısı da Demirel'in, Orta Asya gerçeğini, Türk dünyası ve bu dünyada Türkiye'nin önemini ortaya koyduğu zirve oldu.
Daha sonra Demirel'in bu kez Cumhurbakanı, Tansu Çiller'in de Başbakan olarak katıldıkları Davos zirveleri, bu çizgi üzerinde yoğunlaştı.
* * *
BAŞBAKAN Ecevit'in bugün katılacağı Davos 2000 Toplantısı ise Türkiye açısından daha çok yatırım ağırlıklı.
Ankara'nın amacı yabancı sermaye yatırımlarını Türkiye'ye çekmek. Hazırlanan ekonomik paket, Davos'a katılacak 1000 kadar işadamı ve devlet adamına sunulacak.
Ecevit'in Davos'a gitmeden önce Tahkim Yasası'nı çıkarmasındaki amaç da Türkiye'yi yabancı sermaye için cazip hale getirmekti. Başbakan, özelleştirme ve yatırım projelerini Davos'ta görücüye çıkarırken, hukuki düzenlemelerin de tamamlandığını vurgulayacak.
Ecevit,
`Batı Hala Var mı?' konulu toplantıda nasıl bir konuşma yapacak?
Başbakan'ın yapacağı konuşmanın mesajı şöyle özetlenebilir:
"Batı ile Doğu sanıldığı gibi karşıt konumda değil, kesişme konumundadırlar. Avrupa'nın Aydınlanma'dan bu yana geliştirdiği din, dil, ırk ayırımı gözetmeyen değerlerini tüm dünyanın değerleri haline getirilmesinde çaba göstermelidir. Bu nedenle içine kapanmak yerine dünyaya bu yaklaşımla açılmalıdır. Yeni dünya oluşumunu Avrasyalaşma süreci olarak değerlendirebiliriz. Bu süreçte Türkiye'nin çok önemli bir işlevi vardır. Türkiye, Avrupa ile Asya'nın bütünleşmesindeki `menteşe'dir."Ecevit,
"menteşe" işlevi üzerinde durarak, Davos'ta Türkiye'nin bu işlevinin iyi kavranması gerektiğini vurgulayacak.
Başbakan, Avrupa ile Asya arasına bu menteşenin güçlendirilmesi ve iyi işletilmesinin Avrasyalaşma sürecinin bir zorunluluğu olduğunu işleyecek.
Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr