Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise ABD'ye giderken, "İrtica tehdidi yoktur" dedi. Dönüş yolunda da, "İrtica endişeleri varsa bunu görüşüp gereğini yapmaya hazırız" mesajını verdi.İrtica yerine "aşırılıklar" kavramını yeğleyen Erdoğan'ın, "İster ikili görüşmeler ister MGK çerçevesinde buna karşı alınacak tedbirleri içeren bir paketi hemen hazırlayabiliriz" dediği yansıdı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türkiye'de irtica tehdidi bulunduğuna işaret eden konuşmalar yaptılar. Başbakan Erdoğan'ın bu sözleri, irtica tehdidi konusunda Cumhurbaşkanı Sezer ve Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt'a, "Bu konuyu görüşelim" mesajı taşıyor. Kuşku yok ki Başbakan'ın, Cumhurbaşkanı veya Genelkurmay Başkanı ile bir görüşme sorunu olamaz. Anayasa gereği zaten birlikte çalışması gerekiyor.Cumhurbaşkanı, özel bir engel yoksa, her hafta Başbakan'ı ve Genelkurmay Başkanı'nı kabul ediyor. Keza MGK toplantılarında yine bir araya geliyorlar. Ayrıca, kim ihtiyaç duyarsa bu üçlü arasında ikili görüşmeler her zaman yapılabiliyor.Devletin işleyişi böyle...Bu nedenle Başbakan, irtica konusunu Cumhurbaşkanı'yla da, Genelkurmay Başkanı'yla da görüşecektir.Burada yadırgatıcı olan, "irtica tehdidi"ne daha önce hiç konuşulmamış bir konu gibi yaklaşılmasıdır.Başbakan "Önce tarifini yapalım" dediğine göre, daha önce yapılan MGK toplantılarında veya ikili görüşmelerde bu konunun hiç gündeme gelmediği gibi bir sonuç çıkıyor. Sanki Başbakan ilk kez duyuyor gibi...Bir diğer şaşırtıcı durum da Milli Güvenlik Siyaset Belgesi olarak bilinen ve altında hükümetin imzası bulunan bu belgede, "irtica" tehdidinin yıllardır ya birinci ya ikinci sırada yer almış olmasıdır. Bu yöndeki bilgiler bugüne kadar tekzip edilmediğine göre, Türkiye'nin Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ndeki tehdit sıralamasında irtica hep yer almış görünmektedir.O halde bu kavramın ne anlama geldiğinin bilinmediğini, bir tarifinin bile olmadığını düşünmek zordur. Başbakan'ın bilgisi dışında Milli Güvenlik Siyaset Belgesi hazırlanmadığına ve imzalanmadığına göre aksini düşünemeyiz. Erdoğan'ın önerisi İrtica tehdidi tartışmasının bir yönünü de "soyut-somut" ekseni oluşturdu. İrticanın soyut bir kavram olduğu, bu nedenle somut örnekler verilmesi gerektiği hükümet yetkililerince açıklandı.Adalet Bakanı Cemil Çiçek, bu tartışmada "irtica" yerine "irticai faaliyet" kavramının kullanılması gerektiğini ifade etti ve irticai faaliyetlerin olduğunu belirtti.Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ ise irticai faaliyetlere dikkat çekerken, Türk devrimi olarak nitelendirdiği Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerine karşı bir direnişten söz etti. Org. Başbuğ, direnen kesimlerin mesafe aldığını da kaydederek, her kesimi Atatürk ilke ve devrimlerini, başta laiklik olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerini korumaya ve geliştirmeye çağırdı. Org. Başbuğ'un konuşması somuttu. Soyut-somut Çiçek tarafından devrim yasalarına aykırı faaliyet olarak da ifade edilen irticai faaliyetler konusunda, hükümetin bilgisinin olmadığını düşünmek yanlış olur. Suç oluşturan faaliyetleri önlemek ve failleri de adalete teslim etmek hükümetin görevleri arasında değil midir?Böyle olduğuna göre sorun, din ile siyaset ilişkisine bakış farkındadır. Yoksa devletin zirvesini oluşturan kişi ve kurumlar arasında "müzakere" konusu olmaması gerekir. fbila@milliyet.com.tr Sorun bakış farkında