Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


TBMM, Anayasa'yı önemli ölçüde değiştirerek tarihi sayılabilecek bir çalışma gerçekleştirdi. Demokratikleşme yolunda önemli bir adım attı. Avrupa Birliği sürecinde Türkiye'nin önünü açacak bu değişiklikleri, 474 gibi rekor bir oyla gerçekleştirildi.
Düşünce ve ifade özgürlüğü, kişi hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi, idam cezasının sınırlandırılması, haberleşme özgürlüğünün güvence altına alınması, asgari ücret tanımı, gözaltı süresinin kısaltılması...
Bu yönde atılan bütün adımlar iyi oldu.
Ancak, milletvekili maaşlarına yapılan zam...
İşte bu olmadı!
Böyle yüksek bir performans gösteren Meclis, Anayasa değişikliğini fırsat bilerek milletvekillerinin maaşlarına jet hızıyla zam yapınca, bu parlak çalışmasını gölgeledi. Toplumdan hak ettiği övgüyü alamadığı gibi ağır bir eleştiri aldı. Protestoya uğradı.
Milletvekillerinin kaşla göz arasında maaşlarını yükseltmeleri hem etik, hem de zamanlama açısından çok yanlış oldu.
Etik açıdan doğru olmadı, çünkü; ağır bir ekonomik kriz ortamında hükümet ve Meclis, her kesimden fedakarlık yapmasını isterken, milletvekillerinin maaşlarını artırmaları ahlaki açıdan doğru bir tutum değildir. Ekonomik kriz nedeniyle işsizliğin hızla arttığı, maaşların dondurulduğu, hatta düşürüldüğü, ucuz ekmek alabilmek için oluşan kuyrukların her geçen gün uzadığı, elektrik, su, gaz, telefon faturalarının ödenemediği, kamu kesiminde maaşların eridiği, öğretmenler dahil birçok devlet memurunun utana sıkıla pazarlarda çalıştığı bir ortamda, milletvekillerinin, maaşlarına bir oldu bittiyle zam yapmaları büyük bir haksızlıktır.
Toplum ekonomik krizin aşılabilmesi için hükümetten, Meclis'ten çözüm beklerken, milletvekillerinin sadece kendi maaşlarını yangından mal kaçırır gibi artırmaları, haklı bir tepkiye neden olmuştur.
Temsil ettikleri insanlar, lafta değil, gerçekten sabahın köründe ucuz ekmek kuyruğuna girerken, milletvekilleri herhalde geçinemedikleri gerekçesiyle maaşlarına zam yaptıklarını söyleyemezler.
Söyleseler de kimseyi inandıramazlar.