TÜRKİYE "çete çağı"nı yaşarken, Avrupa'da ve dünyada çok önemli gelişmeler oluyor. Dünya, küreselleşme krizine çözüm arıyor. Tayland'dan Amerika'ya kadar tüm sistemi sarsan finansal bunalımdan çıkış yolları tartışılıyor. Sağ, kapitalizmin gediklerini kapatma çabasında. Küreselleşme taarruzu karşısında şaşkına dönen sol, şimdi şaşkınlığı üzerinden atıp karşı saldırıya geçmiş durumda. Kimileri de, "üçüncü yol" adıyla iki sistemin ortasını ya da arasını bulmaya çalışıyor.
Bütün bunlar 21'inci yüzyılda dünyanın şeklini belirleyecek gelişmeler. Türkiye'de ise sağ da, sol da sanki ayda yaşıyor. Ne üçüncü yol umurlarında ne de 21'inci yüzyıl...
Almanya'da sağ ile sol arasında nefes kesen iktidar mücadelesi, ülkeyi yeni yüzyıla taşıma savaşıydı. Sonuçlar, sadece Almanya'da değil, bütün dünyada yankılanacak önemdeydi. Bu nedenle Alman seçimlerini, kampanyanın başlamasından itibaren yakından izledik. Yazarlarımız Yavuz Donat ve Yalçın Doğan Almanya'ya giderek ilk eğilimleri saptadılar. Altan Öymen, seçimden hemen önceki günlerde Almanya'daydı. Hala orada. Seçimi ve sonuçlarını yorumlamaya devam ediyor. Başta temsilcimiz Bülent Zarif olmak üzere Almanya büromuzdan Bedri Gümüş, Mehmet Aktan, Recai Aksu, Münir Bağrıaçık ve Hayri Dizerkonca Alman seçimlerini bütün ayrıntılarıyla sizlere aktarıyorlar.
Tony Blair'in şampiyonluğunu yaptığı "Üçüncü Yol" tezini Türk kamuoyuna Milliyet sundu. Londra temsilcimiz Zafer Arapkirli, günlerce Blair'i izledi. İşçi Partisi'nin ideologlarıyla görüştü. Ve Blair, yeni sol ideolojisini Milliyet için yazdı. Türkiye'den sol acaba kaçıncı yolda? Bu yazı merkez sol'cularımızın da dikkatini çeker inşallah.
Seçim kararı gündemdeyken başlattığımız "siyasetin nabzı" yazılarını Güneydoğu ile sürdürdük. İstanbul'da sağ partilerin nabzını tutan Ruşen Çakır, bu kez Güneydoğu'daydı. Büyük ilgi uyandıran yazı dizisinde Çakır, sadece siyasal partileri incelemekle kalmadı. Siyasete yön verecek sosyo -ekonomik ve kültürel gelişmeleri de inceledi. Siyasetin nabzını tutmaya devam edeceğiz.
Bugünkü Milliyet'te yer alan bir haber, önümüzdeki günlerde komşumuz Suriye ile ilişkilerimizin ağırlık kazanacağını gösteriyor. Çarşamba günü yapılacak Milli Güvenlik Kurulu toplantısının bir numaralı gündem maddesi, Türkiye - Suriye ilişkileri. Daha doğrusu Suriye'nin Türkiye düşmanlığı. Yazarımız Şükrü Elekdağ'ın geçen hafta dikkati çektiği gibi, Türkiye'nin geçerli bir "Suriye politikası"nın olmaması, belki de bu komşumuzun düşmanlık dürtülerini kamçılıyor. İlk uyarı, kısa bir süre önce Kara Kuvvetleri Komutanı Atilla Ateş'ten gelmişti. MGK'dan "geçerli" bir Suriye politikasının çıkmasına şaşırmamak gerek... Biz de gözümüzü Suriye'den ayırmayacağız.
İyi haftalar dileğiyle...
Yazara E-Posta: H.Bila@milliyet.com.tr
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025