Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Mahkeme Başkanı Mustafa Akın, üye yargıçlar Meral Yolmaz ve Sevil Tosunun gerekçeli karardaki saptamaları, Türkiyede yıllardır devletin ve halkın, nasıl soyulup dolandırıldığını açık biçimde ortaya koyuyor. Hem de öyle anlaşılması zor birtakım hukuki kavramlarla değil. Halkın anlayacağı sadelikte."Hırsız kimlere denir?" veya "Hırsızlık nedir?" sorularına unutulmaz yanıtlar veren bu yargıç heyetini kutlamak gerekir.Sadece "Hırsız var" çığlığı duyulduğunda peşine düşülen bir ev veya dükkândan can havliyle kaçan kişilere değil, bankasının içini boşaltarak halkı soyan ve dolandıran yüksekokul mezunu, doktoralı, kültür düzeyi yüksek kişilerin de "hırsız" kategorisinden sayılmaları gerektiğini gerekçeli karara geçirdi bu yargıç heyeti...Kendi bankasını soyup soğana çevirip halkın parasını kendi parasıymış gibi yurtdışında istifledikten sonra, hâlâ toplum içinde böbürlenerek gezen, lüks yaşamından hiçbir şey kaybetmediği gibi bir de alacaklı gibi bağırıp çağıran; bir işadamına bu yapılır mı diye hesap sormaya kalkanları, basit ifadelerle tarif edip yerli yerine oturtturmuş bu üç yargıcımız...Şöyle demişler kararlarında:"Tüm bu suçların hukuki ilişki kılıfı altında gerçekleştiği açık. Gelişen çağımız ve sanıkların kültür düzeyi yükseldikçe mala karşı işlenen suçlarda da hukuki ilişki kılıfının da yoğunlaştığı bir gerçektir. Suç konusu eylemler mahkememiz tarafından salt hukuki ilişki olarak kabul edilmemiştir. Günümüz dünyasında kültür düzeyi yüksek olan insanların artık klasik manada iç etme, hırsızlık gibi mala karşı eylemleri basit şekilde gerçekleştirmedikleri görülmektedir...Hırsızlık suçunu işleyen herhangi bir şahsın daha sonradan hırsızlık konusu eşyayı veya eşyaya muadil bir değeri eşya sahibine iade etmesi veya eşya sahibiyle anlaşması nasıl hırsızlık suçunu ortadan kaldırmıyor ise..."Mahkeme daha ne desin?Türkiyede "hırsızlık, hortumculuk, soygun" gerçeğini en isabetli ifadelerle saptamış.Minareyi çalan kılıfını bulur örneği "hukuki" banka işlemlerinin "hırsızlık kılıfı" olduğunu ortaya koymuş.Yapıldıkları dönemde Türkiyenin dış borcunun önemli bir kısmını karşılayacak büyüklükteki bu banka soygunlarının, yaşanan ekonomik krizde önemli bir faktör olduğu biliniyor. Soygunu kimlerin nasıl yaptıkları da ortada...Yakalanmış olmalarına rağmen, götürdüklerini geri getirene henüz rastlanmış değil...VIPten geçişler, yurtdışı "seyahatleri" eskisi gibi devam ediyor.Kararlar elde kalıyor. fbila@milliyet.com.tr İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinin Balkaner davasına ilişkin gerekçeli kararı literatüre geçecek değerdedir.