Yön MGK bildirisinde, Irak'taki gelişmeler ve bu konuda izlenecek politikalar üzerinde durulduğu belirtildikten sonra, Bağdat'a verilen notanın takibiyle ilgili olarak alınacak önlemler konusunda üç alana vurgu yapılıyor:1- Siyasi,2- Ekonomik,3- Diğer yaklaşımlar.MGK'nın verdiği mesaj, Bağdat'a PKK ağırlıklı olarak verilen notanın gereği yerine getirilmezse, bu üç alanda önlem alınacağı biçiminde özetlenebilir. Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) önceki gün yaptığı toplantı sonrasında yayımlanan bildiri, Türkiye, Kuzey Irak konusundaki duruşunda yeni bir aşamaya mı geldi, sorusunu gündeme getirdi. Türkiye'nin, özellikle ekonomik açıdan Kuzey Irak'a bir "nefes borusu" gibi katkıda bulunduğu söylenebilir. Kuzey Irak ekonomisine, gerek günlük ihtiyaçlarının karşılanması gerek altyapı inşası alanlarında Türkiye'nin büyük katkı sağladığı biliniyor. Kuzey Irak'ta faaliyet gösteren Türk şirketlerinin çokluğu, Habur Sınır Kapısı'ndan bu bölgeye giren ve günlük yaşamın devamını sağlayan ihtiyaç malzemeleri ve akaryakıt, keza iç pazardan daha ucuza verilen elektrik, ekonomik çarkın dönmesinde çok önemli bir işlev görüyor.Buna karşılık, başta Mesud Barzani olmak üzere bölge yöneticilerinin Türkiye'ye karşı tehditkâr bir söylem sürdürmeleri, PKK'nın faaliyetlerine göz yummaları devam ediyor. Baharla birlikte PKK eylemlerinin artması da bunu kanıtlıyor.Hükümetin desteklediği ve yaşama geçirmeye çalıştığı ekonomik işbirliğini öne alan, birlikte yaşama yaklaşımına aldığı siyasi karşılık, hasmane nitelikte.Bu durumda MGK bildirisinde konu edilen "ekonomik alan" önlemleri, Türkiye'nin sağladığı bu lojistik destek olanağının kaldırılması veya en azından sınırlandırılmasını gündeme getirebilir.Siyasi açıdan bakıldığında ise Türkiye, Irak'taki siyasi yapılanma içinde "birleştirici" bir rol oynamaya çalışıyor. Son seçimlerde Sünni Arapların seçime katılması konusunda önemli bir ikna işlevi görmüştü. Irak'a komşu ülkeler toplantılarında da hep birleştirici tezi savundu.Ancak özellikle Kuzey Irak'tan gördüğü olumsuz karşılık sonrasında, Ankara, siyasi katkılarını da gözden geçirebilir.Öte yandan, ABD ve Bağdat yönetimi üzerinde ısrarlı ve baskıcı bir konumu esas alabilir. Diğer komşu ülkelerle ilişkilerini bu bağlamda değerlendirebilir. Ekonomik ve siyasi önlemler MGK bildirisinde "diğer yaklaşımlar" kavramının, Türkiye'nin, askeri alanda alacağı önlemleri de kapsadığını söylemek yanlış sayılmaz. Türkiye'nin, uzun süredir bu alanda uluslararası hukuktan doğan haklarını vurguladığı biliniyor. Ancak, MGK'nın bildirisinde vurgulanan kararlılık bu alanda da Türkiye'nin eşiğe dayandığını gösteriyor.MGK bildirisi, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki yönetim ve Bağdat'ın tutumu değişmezse, yeni bir aşamaya geleceğinin işareti sayılabilir.Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın bugün yapacağı basın toplantısında bu konuya da yer vermesi beklenebilir.MGK bildirisi, Erdoğan ve Gül'ün son açıklamaları, "Türkiye'nin sabrının zorlandığı"nın işaretleri olarak görülebilir. fbila@milliyet.com.tr Askeri yaklaşım