Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türk heyetinin, AB yönetiminin Rum talepleri doğrultusunda ısrarcı olduğu noktalarda Türkiyeye dönme kararı almasına kadar varan tartışmalar içinde muhataplarına söyledikleri kayda değer önemde...Örneğin Dışişleri Bakanı Abdullah Gülün, kriz anında Hollanda Başbakanı Balkenende ve Dışişleri Bakanı Bota verdiği şu yanıt gibi: "Bu zirve başarısızlıkla sonuçlanırsa, medeniyetler çatışmasının tohumlarını atmış olursunuz. İlişkiler kopma noktasına gelirse, karşınızda negatif bir Türkiye bulursunuz ki, negatif bir Türkiyenin siyasi ve ekonomik güç olarak ne anlama geleceğini düşünmenizi tavsiye ederim. Brükseldeki müzakerelerin krize dönüştüğü noktalarda Türk heyetinin kararlı ve zaman zaman sert tutumunun AB yönetimine geri adım attırmakta etkili olduğu anlaşılıyor. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gülü sert tutum almaya iten en önemli etken ise, AB yönetiminin, Kıbrıs Rum Yönetimini de kapsayacak şekilde protokolün Brükselde imzalanmasını istemeleri. Erdoğan ve Güle, "Kayıtsız şartsız imzalayın" baskısı yaparken, "Protokolü basına açık bir törenle imzalayın" diye ısrar etmeleri. Bu baskı Erdoğan ve Gülün tepkisine neden oluyor. Gül, şöyle karşı çıkıyor: Siz, mağlup bir ordunun komutanıyla mı konuştuğunuzu zannediyorsunuz? Kıbrısla ilgili sorunu Birleşmiş Milletler taşıyamadı, siz AB olarak hiç taşıyamazsınız. Rumların ellerinde bir yetki, bir hak var (vetoyu kastediyor), istiyorlarsa kullanabilirler." Basına açık imza ısrarı Erdoğan ve Gül o kadar kararlı bir tavır sergiliyorlar ki, Gül arayı düzeltmek için otele gelmek isteyen bir büyük ülkenin dışişleri bakanına, "Gerek yok, gelmeyin" diyor. En yakın arkadaşlarıyla bile yapmadığı bir münakaşa-müzakere üslubu kullanması, tanıyanları şaşırtıyor. Bu tutum Başbakan Erdoğan ve Gülün Türkiyeye döneriz sözlerinin blöf olmadığı şeklinde değerlendiriliyor. Tanıyanlar şaşırdı Bakan Gülle, CNN Türkteki Ankara Kulisi programımızdan sonra Sedat Ergin ve Murat Yetkinle sohbet olanağı bulduk. Gül, Kıbrıs sorununun Brükselden önce çözülmesi için çabaladıklarını, ancak Rumların referandumda hayır diyerek sorunu sürdürdüğünü vurguladıktan sonra, Başbakan olduğu dönemle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: 1 - Tecrübem olsa Kıbrıs çözülürdü "İki ay daha tecrübeli olsaydım, Laheyde bu işi bitirirdim. Sayın Denktaş her zaman karşı görüşlerini söylüyor ama sağ olsun, Türkiyenin oluşturduğu nihai karara mutlaka uyuyor. Kendisiyle son ana kadar hayır demeyeceği konusunda mutabakata varmıştık. Mümtaz Soysal Hoca, Hayır demeye gidiyoruz deyince iş bitti." 10-11 Mart 2003te Laheyde bir araya gelen Denktaş ile Papadopulos, Annan Planının referanduma götürülmesi önerisini reddetmişti. Laheyde bu işi bitirirdim Bakan Gül, Türkiyenin ABden müzakere tarihi almasında, Annan Planıyla ilgili referandumda KKTCnin evet demiş olmasının büyük payı olduğunu düşünüyor. Değerlendirmesi şöyle: "Referandumda Kıbrıs Türkleri evet demeseydi, ABden bu tarihi almamız hayal bile edilemezdi. Sayın Denktaş referandumun yolunu açtı." 2 - Sorunun nedeni liderlik eksikliği Gül, AB zirvesinde çıkan kararla Türkiyenin ne kadar büyük iş yaptığının hâlâ farkında olunmadığını da belirterek, şu yorumu yaptı: "Ne kadar büyük iş yaptığımızın hâlâ kimse farkında değil. Kıbrıstaki Türk de. Biz politikamızın hem Kıbrıslı Türkler hem de Türkiye için doğru olduğuna inanıyoruz. Ben eskiden Kıbrısla ilgili sorunu başka nedenlere bağlardım ama gördüm ki, siyasi liderlik eksikliğinden kaynaklanıyor." Büyük bir iş yaptık Gül, Türkiyenin ABden tarih almakla AB yapısına dahil bir ülke konumuna geldiğini ve bunun Türkiyenin istikrarı, kalkınması için önemli bir değer taşıdığını vurguladı. Gül, Türkiye için uzun süreli istikrar döneminin başladığını, demokrasinin, istikrarının artık kesintiye uğramasının söz konusu olmayacağını belirtti. 200 yıllık tarihine bakıldığında Türkiyede istikrarlı dönemlerin 20 yılı geçmediğine işaret etti. Kesintiler döneminin kapandığını vurgulayarak, askeri müdahalelerin tarihte kalacağını ima etti. "Çünkü bundan sonra bu tür müdahaleleri doğuran nedenler ortaya çıkmayacak" dedi. Gül, 17 Aralıktan sonra Türkiyeye bakışın değişeceğini, bunun Arap ülkelerinin Brüksel zirvesine gösterdikleri ilgiden de belli olduğunu vurguladı. fbila@milliyet.com.tr 3 - İstikrarımız artık kesintiye uğramaz