HERKES çocukluğundan bilir
"baba"nın ne demek olduğunu.
Eğer çocuksanız...
En büyük baba, sizin babanızdır.
Sizin babanız, herkesin babasını döver.
Kimsenin babası sizin babanızı dövemez.
Sizin babanız, herkesin babasından güçlüdür.
Sizin babanız, herkesin babasından iyidir.
Babanızın yapamayacağı iş yoktur.
Babanız bir tane vurdu mu, karşısındaki havaya uçar vallahi.
Sizin babanız bu, boru değil.
Babanız güçtür...
Güvendir...
Bilgidir...
Sıcaklıktır...
Zenginliktir...
İdealdir...
Büyüyünce olacağınız adamdır.
Çocuk gözlerini yukarı dikip babasına baktı mı...
İçten içe sevinir.
Sever, keyiflenir, gururlanır...
Elini tuttu mu, korkularından arınır...
Kendine güveni artar...
Babasının elinde yürürken bilmeden hava atar...
Çocuğun gözünde
"baba" budur.
Tıpkı Muhammed'in babası gibi...
* * *
ALTI yaşındaki Muhammed'in babasını Show TV ana haber bülteninde gördük.
Gecekondusu yıkılırken...
Belediye kuvvetleri Muhammed'in babasını tartaklıyorlar.
Baba itilip kakılıyor, sendeliyor...
Çamur içinde iki kolu arkadan kıvrılmış, arabaya doğru sürükleniyor...
Baba, direniyor, isyan, ediyor, ama gücü yetmiyor.
Yüzünden itip, yine kolunu kıvırıyor ve çamurda sürüyorlar.
Baba, avazı çıktığı kadar bağırıyor:
"Yapmayın, bırakın beni, peki ben nerede yatacam kardeşim..."Bu kez babayı ensesinden yakalayıp, büküyorlar...
Eğiyorlar...
Bu kargaşada kimse Muhammed'i farketmiyor bile..
Muhammed, kolları kıvrılmış, ensesi bükülmüş, ayakları yerden kesilmiş, yüzü tırmalanmış babasının pantolonuna yapışmış,
"babaaa, babaaa" diye panik içinde ağlıyor...
Birkaç metre onlarla sürükleniyor, ama babasının pantolonunu bırakmıyor...
Babasının ve belediye kuvvetlerinin savurmaları arasında, pantolon paçasında birlikte sürükleniyor...
O arada, yaşlı gözlerle ikide bir arkaya bakıp, yardım dileniyor, babasını kurtaracak birini arıyor...
Belediye kuvvetleri babaya karşı seslerini yükseltince, Muhammed'in korku dolu çığlıkları da yükseliyor, zaman zaman katılıp kalıyor...
Ve Muhammed'in gözü önünde babasını yere yıkıyorlar.
Muhammed çığlık içinde nereye koşacağını şaşırıyor...
Onun babası dövülebiliyor.
En güçlü onun babası olmuyor.
Yıkılabiliyor...
Ne kuvvet kalıyor, ne kudret...
Neden sonra bir jandarma eri Muhammed'i farkediyor.
Ensesinden çekip kenara alıyor:
"Korkma oğlum, korkma.." diyor, ama...
Muhammed, korkularının en büyüğünü yaşadıktan...
Kafasındaki babası, gözlerinin önünde yere serildikten sonra...
Az sonra da Muhammed'in yaşlı gözleri önünde, gecekondu büyük bir haşmetle yıkılıyor...
* * *
HABER geçip gidiyor...
Gecekonduları yıkabilirsiniz, ama...
Babaları çocuklarının önünde yere yıkmayın...
Çocuğun kafasındaki
"baba"ya dokunmayın...
Asla...
Yazara E-Posta: f.bila@milliyet.com.tr