Protokol...

       BAŞBAKAN Mesut Yılmaz'la CHP lideri Baykal'ın vardığı uzlaşma yazılı bir protokole bağlanacak.
Deniz Bey, bu kez işi sağlama bağlamak istiyor. 23 Nisan uzlaşmasının tartışmalar sonucunda askıda kalması, CHP liderini yazılı belgeye yöneltti. "Koalisyon protokolü", "hükümet protokolü" kavramlarından sonra, siyasi literatüre bir de, "iktidar - muhalefet protokolü" de girmiş oldu...
Başbakan Yılmaz, Meclis'in çalıştırılması uğruna bu protokole "evet" demek zorunda kaldığını vurguluyor. DSP lideri Ecevit ise, "Başbakan, buna mecbur olmaktansa, CHP reform yasalarına destek olmazsa seçime gideriz" deseydi, daha isabetli olurdu görüşünde...
Ancak, DSP lideri, bu görüşüne rağmen, Yılmaz'ın kararını saygıyla karşıladığını belirtip, "bize düşen bu koşullarda anlaşmaya engel olmamak, hükümet içindeki uyumu sürdermektir" dedi.
Bülent Bey, Mesut Bey'in "mecbur" kaldığı uzlaşmayı, "kerhen" de olsa destekleyecek.
Böyle bir protokol işleyebilir mi?
Ecevit, bu konuda endişelerini de ifade ediyor. Protokolün Çankaya'dan veya Meclis'ten dönebileceği olasılığını vurguluyor.
Protokolün içeriğine gelince...
Üç temel noktası olacak:
1- 18 Nisan'da iki seçimin bir arada yapılmasına ilişkin Meclis kararının çıkarılması,
2- Yıl sonunda Yılmaz'ın başbakanlıktan istifa etmesi,
3- Meclis'in çalıştırılması ve reform yasalarının çıkarılması.
Protokolle belirlenecek bu üç ilke çerçevesinde, Meclis Grup başkanvekilleri de ayrı bir uzlaşma metni düzenleyerek, çıkırılacak yasaları belirleyecekler. Protokolün eki mahiyetinde olacak bu metinle ayrıca Meclis'in çalışma yöntemi de belirlenecek.
İktidar grupları Meclis'in belli bir tarihe kadar çalışması, örneğin temmuz ayının çalışılarak geçirilmesi gibi bir karar yerine, belirlenen yasalar çıkıncaya kadar Meclis'in açık kalması yönünde bir karar alınmasını savunuyorlar. Eğer bu konuda uzlaşma sağlanırsa TBMM Grup başkanvekilerinin belirleyeceği yasalar çıkıncaya kadar tatile girmeyecek.
Protokol ve eki çerçevesinde Yılmaz - Baykal anlaşması da netleşip kağıda dökülmüş olacak.
Ancak, başkentte hala Cumhurbaşkanı Demirel'in tavrı merak konusu.
Çankaya, onay vermedikçe protokolün en önemli maddesini oluşturan başbakan değişikliğinin akıbeti belli olmayacak.
Cumhurbaşkanı'nın da istifa önüne gelinceye kadar bir tavır belirlemesi mümkün görünmüyor.
"Mecburen" yapılan ve "kerhen" desteklenen protokolün nihai sonuçları da bu nedenle bugünden kestirilemiyor.



Yazara E-Posta: F.Bila@milliyet.com.tr