Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AB ve Güney Kıbrıs, Türkiye'nin liman ve havaalanlarını Rum gemi ve uçaklarına açmasını bekliyor. Ankara bu yönde bir baskı altında.Türkiye ise KKTC'ye uygulanan izolasyonun kaldırılması, liman ve havaalanlarının birlikte açılması beklentisi içinde.Karşılıklı beklentiler sürerken Türkiye, Kıbrıs'ta "nihai çözüm" için Birleşmiş Milletler'i (BM) devreye sokmak amacıyla girişimlerini sürdürüyor. Ancak, Rum yönetiminde çözüm yolunda en küçük bir hareket yok. Aksine, Rumlar ipleri germeyi sürdürüyor.Rumların bu politikasına göz atmakta fayda var. Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) müzakere sürecinde karşılaşacağı ilk siyasi sorunun Kıbrıs olacağı biliniyor. Güney Kıbrıs'ın lideri Papadopulos'un KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın ABD'ye davet edilmesi üzerine yaptığı açıklama, kafasında ortak çözüme ilişkin en küçük bir niyet taşımadığını da gösterdi.Talat'ın ABD'ye resmen davet edilmesi üzerine Papadopulos'un yorumu, bu davetin, "Kıbrıslı Türklerin ayrılma eğilimlerini güçlendireceği" biçiminde oldu. Sanki ortada birlikte bir yaşam, tek bir devlet, tek bir toplum varmış gibi. Ama Papadopulos'un böyle gördüğü anlaşılıyor. Bu yaklaşım Kıbrıs Türkü'nün "ayrılmaya heveslenmiş bir azınlık" olarak görüldüğünü de ortaya koyuyor.Papadopulos'un bu sözleri, BM'de zikrettiği "Türklerin eritilmesi" anlayışıyla da örtüşüyor. Papadopulos, henüz bir ortak çözüm arayışı noktasında bile görünmüyor. Rum yönetimini, tüm Kıbrıs'ın tek devleti ve hükümeti olarak gördüğü açık. Bunun Türklere de kabul ettirilmesi, temel politikasını oluşturuyor.Bu anlayış hâkim oldukça Rum yönetiminin, iki toplumlu, iki devletli, iki demokrasili, iki kesimli bir temel üzerinde ortak bir çözüme yanaşmayacağı açık.Bu gerçeğin AB ve ABD tarafından iyi görülmesi gerekiyor. Özellikle AB'nin zaten bildiği bu gerçek karşısında Türk tarafına yüklenmesinin haksız tutumunu daha da derinleştireceğini görmesi lazım. Papadopulos'un amacı Rumların ipleri germe politikasının bir diğer göstergesi de 3 yıldır yapılmayan Nikiforos tatbikatını dün başlatmış olmaları. ABD ve İngiltere'nin "yapmayın" telkinlerine karşı Rum yönetimi askeri güç gösterisine yönelmiş durumda. 3 yıldır "iyi niyet ve müzakere sürecine olumlu katkı" anlayışıyla, karşılıklı olarak askeri tatbikatların yapılmaması kararı Rum yönetimi tarafından bozulmuş oldu. Türkiye'nin KKTC ile ortaklaşa yaptığı Toros tatbikatı ise 3 yıldır bu karar çerçevesinde yapılmıyordu. Yunanistan da Güney Kıbrıs'ın Nikiforos tatbikatıyla birlikte yaptığı Toksotis tatbikatını yapmıyordu. Rum yönetiminin bu kararı bozarak tatbikatlara başlaması, AB sürecinde "iyi niyet" beklentisinin aksi bir tutumunu gösteriyor. Askeri güç gösterisi Papadopulos'un milliyetçi çizgisini daha da kalınlaştıracağını tahmin etmek zor değil. Önümüzdeki yıl yapılacak seçimler düşünülürse, askeri tatbikat dahil Papadopulos'un milliyetçi duygulara seslendiği görülebilir. Türk tarafından uzaklaşılan çizgi, Rum tarafında her geçen gün daha da belirginleşiyor.AB ise hâlâ Türkiye ve Türk tarafından ödün beklentisi içinde, baskıyı Ankara'ya yöneltiyor. fbila@milliyet.com.tr Milliyetçi çizgi