KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, dünkü görüşmelerinden sonra Rumların önerilerini satır başlarıyla söyledi.
Rum tarafı dünkü görüşmelerde Türk önerilerinin tümünü geri çevirmiş, sadece Annan planının değil, AB normlarının da dışında olduğu yorumunu yapmış.
Bunun başında da Türk tarafının, Kıbrıs'ta iki halk bulunduğunun, bunların eşit ve egemen olduklarının kabul edilmesine yönelik önerisi geliyor. Rumlar bunu kabul etmiyor. Onların yaklaşımı Kıbrıs Türklerinin azınlık olduğu yönünde.
Görüşmelere böyle başlayınca, sonucun "kilitlenme" olacağı da açık...
Rumların bu tutumu gösteriyor ki, Kıbrıs'ta iki tarafın yürüttüğü görüşmeler bir sonuca varmayacak. Türkiye ve Yunanistan'ın devreye girmesi, giderek Kofi Annan'ın hakemliği beklenecek.
Bu aşamada Rumların ilettiği önerilere göz atmakta fayda var.
1- Türk tarafının terk edeceği toprakları hemen boşaltmaları ve bir geçiş dönemi olmadan BM'ye teslim etmeleri.
2- Referanduma sadece 20.12.1963'te oy kullanmış olanlar ve onların çocuklarının katılması.
3- Türkiye ve Yunanistan hükümetlerinin referandumdan önce planı kabul ettiklerini taahhüt etmeleri ve yazılı olarak açıklamaları. (Grönland modeli)
Bu üç öneri bile Rumların uzlaşmaya niyetli olmadıklarını ortaya koyuyor.
Rumların sergiledikleri tutum, Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir çözüm aramaktan çok, uluslararası kabul görmüş devletlerine bir azınlık monte edip etmeyeceklerine karar verme duruşu...
Şimdi, bu anlayışla müzakere yürüten Rumların, ne dediklerini, ne önerdiklerini bilmeden, sonunda otomatik referandum öngörülen bir süreçte, halk nasıl bilgilenip karar oluşturacak?
Bilgi sahibi olmadan nasıl fikir sahibi olacak?
KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, bunları nasıl içine atıp susacak?