CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen bu görevinden istifa etti. Sevigen, doğru olanı yaptı.
Sevigen’in, aracılık yaptığı arsa satışı sonrasında, arsayı alan firmayla yüzde 8 oranında kâr ortaklığı öngören bir sözleşme yaptığı basına yansımıştı. Sevigen, savunmasında, evini satarak bu şirkete ortak olmayı düşündüğünü, ancak evini satamadığı için sözleşmenin iptal edildiğini söylemişti. Bu arada yaptığının etik olmadığını, ancak istifasını gerektirecek derecede de vahim bir durum yaratmadığını belirtmişti. Bir kuruş almadığını, imar değişikliğinin söz konusu olmadığını da özellikle vurgulamıştı.
CHP lideri Deniz Baykal da Sevigen’i dinlemiş, olayı AKP’deki Şaban Dişli olayı gibi görmediğini yansıtmıştı. Baykal, Sevigen’in girişimini doğru bulmamakla beraber olumsuz bir vicdani kanaat oluşturmamıştı.
Baykal’ın sözleri
Sevigen, başlangıçta istifa etmeyi düşünmüyordu, kanımca, Baykal’ın NTV’de yaptığı değerlendirme, istifa kararı almasında etkili oldu.
Baykal, söz konusu değerlendirmesinde, ortada bir yolsuzluk, para alışverişi, imar değişikliği olmadığını, bununla birlikte, Sevigen’in “işgüzarlık” yaptığını belirtmişti. Aracı olduktan sonra arsayı alan firmanın teklifiyle ilgilenmesini yanlış bulduğunu söylemişti.
Baykal’a göre Sevigen, mağduriyete düşmüş arsa sahibine alıcı bulduktan sonra, gerisiyle ilgilenmemeliydi. Satıştan sonra gelen ortaklık teklifini kabul etmemeliydi.
CHP liderinin bu sözlerinden sonra Sevigen’in, durumu bir kez daha daha değerlendirdiği ve istifa kararı aldığı anlaşılıyor.
Kılıçdaroğlu faktörü
Sevigen’i istifa noktasına getiren önemli faktörlerden birinin de CHP’nin İstanbul belediye başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu söyleyebiliriz.
Kılıçdaroğlu iki yönüyle istifa kararında etkili oldu:
1- Milliyet’i ziyareti sırasında Sevigen’in açıklamasını televizyondan dinleyen Kılıçdaroğlu, “Gereğini yapmalı” diyerek beklentisini açıkladı.
2- Kılıçdaroğlu, CHP açısından bir dürüstlük ve yolsuzluklarla etkili mücadele sembolü haline geldi. Sevigen’in yerinde kalması Kılıçdaroğlu’nun bu konumunu ve İstanbul’daki seçim yarışını olumsuz etkileyecekti.
Başbakan’ın eleştirisi
Bir diğer faktör de Sevigen’in görevde kalmasının seçim kampanyası boyunca CHP’nin aleyhine kullanılacağı gerçeğiydi. Nitekim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, mitinglerde ima yoluyla da olsa bu konuyu işlemeye başlamıştı.
AKP’nin bu tür olaylar karşısında gereğini yaptığını, bazı ilçe başkanları ve belediye başkanlarını partiden ihraç ettiğini vurgulayan Erdoğan, aynı özeni CHP’den bekledikleri mesajını veriyordu.
Gölge olmamalı
CHP, seçim kampanyasını dürüstlük ve yolsuzluk, kayırmacılık, usulsüzlükle mücadeleye oturttu. Seçimlerde en önemli sermayesi ve kozu bu. Böyle bir seçim kampanyasının üzerinde en küçük bir gölge olmamalı. Sevigen’in aracı olduğu şirkete ortak olma girişiminde bulunması önemli bir çelişki ve gölge oluşturdu.
Sevigen’in de yaptığının etik olmadığını kabul ve ifade etmesinden sonra, bu görevde kalması CHP’ye, Baykal’a ve Kılıçdaroğlu’na zarar verecekti.
Sevigen, biraz gecikmeli de olsa doğru olanı gördü.