Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Hükümetin Meclis'ten aldığı yetkinin "sınırsız ve süresiz" olması üzerinde durmak gerekiyor.
Yetki tezkeresi hazırlanırken, zirvelerde en çok tartışılan konu yetkinin kapsamı oldu. Önce dar kapsamlı düşünülen ve hazırlanan yetki tezkeresi sonradan Genelkurmay ve Dışişleri'nin ek talepleriyle genişletildi, yer ve süre sınırı konulmadı. Başlangıçta Dışişleri, sınırsız ve çok geniş yetkiye gerek olmadığı düşüncesindeydi. Yetkinin Afganistan operasyonuyla sınırlı olmasının da yeterli olacağı kanısındaydı.
Ancak, başta Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan olmak üzere, bazı bakanlar ve askeri yetkililer, her olasılığın dikkate alınması gerektiğini savunarak yetkinin geniş ve süresiz tutulması gerektiğini belirttiler. Özellikle operasyonun Afganistan'la sınırlı kalmayacağına dönük işaret bulunduğu üzerinde durularak, Irak'a yapılacak bir müdahalenin muhtemel sonuçları da dikkate alınarak kapsamın geniş tutulmasını savundular. Daha sonra Dışişleri de aynı noktaya geldi ve yetki genel ve süresiz olarak istendi.
Yetki kapsamının ve süresinin sınırsız olmasının altında esas olarak operasyonun Irak'a sıçraması olasılığının yattığını söyleyebiliriz.
Hükümete ve askeri çevrelere yakın kaynaklara göre hükümetin böyle hareket etmesinin nedeni, ABD'nin Irak'a da müdahale etmesi halinde meydana gelebilecek gelişmeler. Aynı kaynaklara göre böyle bir müdahale halinde üç olasılık üzerinde duruldu:
1- ABD'nin Irak'a müdahalesi halinde Saddam'ın Kuzey Irak'a girerek, Türkiye sınırına kadar ilerleyip, bölgeyi kontrolü altına alması,
2- Çıkacak kargaşa ortamında Kuzey Irak'ta Kürt devleti oluşumuna ve ilanına dönük oldu - bittiler yaratılması,
3- Saddam'ın Irak Kürtlerine saldırması halinde oluşabilecek çok büyük boyutlu göç hareketleri.
Her üç olasılıkta da hükümetin elinde asker gönderme yetkisinin bulunmasının yararlı olacağı düşüncesiyle yetki tezkeresinin geniş ve süresiz hazırlanması yoluna gidildiği söylenebilir.
Körfez Savaşı sırasında Kuzey Irak'ta oluşan yönetim boşluğunun Türkiye'ye açtığı sorunları değerlendiren siyasiler ve kurmaylar, Ankara'nın bu kez daha dikkatli ve her türlü gelişmeye karşı hazırlıklı olması gerektiğini vurguluyorlar.
Bu nedenle de Irak'a yapılacak bir müdahalenin askeri, siyasi ve ekonomik açıdan Türkiye aleyhine gelişmelere neden olabileceği kaygısını taşıyorlar.
Ankara, başta göç dalgası olasılığı olmak üzere sınırda önlemler almaya başlamış durumda...
Türkiye'nin "hangi mekanda ve hangi zamanda" güç kullanması gerekeceği belli olmadığı için yetki zamansız ve mekansız biçimde düzenlendi.