Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye "tele - kulak skandalı"yla çalkalanıyor.
İddia, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı, Mili Savunma Lojmanları gibi devletin çok önemli kurumlarına ait telefonların dinlendiği, şeklindeydi.
Gazetelerde, "izlenen - dinlenen numaralar" adı altında, bu kurumlara ait telefon numaralı yayımlandı.
Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral, Yardımcısı Osman Ak, Şube Müdürü Ersan Dalman hakkında da "bu telefonları dinliyorlar" sanısı yaratıldı.
Durum gerçekten böyle mi?
Ulaşıp inceleme olanağı bulduğum belgeler aksini gösteriyor.
İzlenenler, devletin üst düzey makamları değil, bu makamları arayanlar.
Asıl "skandal" bu noktada ortaya çıkıyor.
Devletin en üst makamlarına ait telefonları kimler arıyor ve bunlar neden izleniyor?
İzlenmenin nedeni bu makamları arayanların emniyet güçlerince aranan "yasadışı" faaliyet gösteren kişiler olması.
Örneğin Özal Baysal...
Örneğin Kurşat Yılmaz...
Örneğin Yeşil...
Örneğin Ömer Lütfi Topal'ın kuryeleri...
* * *
İzlemenin yasal dayanağı nedir?
İzleme nasıl yapılıyor?
Yasal dayanak, bu kişiler hakkındaki mahkeme kararları. Mahkeme yasanın aradığı bu kişilerin telefonlarının izlenmesi kararı alıyor. Karar, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne veriliyor. Genel Müdürlük de mahkeme kararı doğrultusunda talimat veriyor. Ve yukarıda isimleri yazılı polis şefleri de bu karar ve talimat doğultusunda çalışmaya başlıyorlar. Bu kişilere ait telefonlar izlenirken, bu kişilerin veya bağlantılı oldukları diğer kişilerin yukarıda yazılı devletin üst düzey makamlarına ait telefonları aradıkları saptanıyor. İşte günlerdir kamuoyunu meşgul eden Emniyet bilgisayarında bu resmi telefonların görünmesinin nedeni bu...
Gariplik şurada...
Adı geçen polis şefleri mahkeme kararı ve talimatla önce bu çalışmayı yapmakla görevlendiriliyor, aranan kişilerin üst düzey resmi telefonları aradıkları saptanınca, bu kez, aynı polis şeflerine "niye bu çalışmayı yaptınız" diye soruluyor...
Bir çeşit arkadan vuruş...
* * *
İşin "skandal" boyutuna gelince...
Skandal resmi telefonların "izlenmiş" gibi kamuoyuna sunulmasında değil.
Kim tarafından ve neden arandıklarında?
Kimin nereyi aradığını haber sayfalarımızda detayıyla göreceksiniz.
Skandalın boyutu şu soruların yanıtında yatıyor:
Özal Baysal ve yakın çevresi, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'nden kimi, niye aradı?
Cumhurbaşkanlığı Koruma Şube Müdürlüğü'nden kimi, niye aradı?
Cumhurbaşkanlığı Tarabya Köşkü'nden kimi, niye aradı?
Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü'nden kimi, niye aradı?
"Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım ve çevresi, MİT Müsteşarlığı'ndan kimi, niye aradı?
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nden kimi, niye aradı?
Kocaeli Emniyet Müdürlüğü'nden kimi, niye aradı?
Harp Akademileri Komutanlığı'ndan kimi, niye aradı?
Yeraltı dünyasının ünlü ismi Kurşat Yılmaz ve çevresi, Emniyet Genel Müdürlüğü'nden kimi, niye aradı?
Adalet Bakanlığı'ndan kimi, niye aradı?
Cumhurbaşkanlığı'ndan kimi, niye aradı?
Milli Savunma Bakanlığı'ndan kimi, niye aradı?
* * *
Madalyonun öbür yüzü böyle...
İzlenenler resmi üst düzey telefonlar değil, onları arayan yasa dışı isimler...
Skandal bu... İsimlerin devletin üst düzeyiyle haşır neşir oluşu...
Sizce de öyle değil mi?




Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr