Başta NATO ülkeleri olmak üzere çeşitli ülkelerden akademisyen ve medya mensuplarının konuşmacı olarak katıldığı çalıştayda oturum başkanlığını Radikal gazetesi yazarı Mehmet Ali Kışlalı yaptı."Terörist faaliyetler ve terörle mücadele açısından medyanın önemi" ekseninde yapılan konuşma ve tartışmalarda, "medyanın tutumu" temel tartışma konusuydu.Turkish Daily News'ten Yusuf Kanlı konuşmasında, medyanın alması gereken tutumun çerçevesini şöyle çizdi:"Medya, bilgi alma hakkı ve bilgi verme görevi çerçevesinde olayı haberleştirmelidir ancak ceset, kan görüntüleri yayımlamamalıdır. Acıyı yansıtmamalıdır. Çünkü bu tam da teröristlerin istediğidir." Genelkurmay Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi tarafından NATO sponsorluğunda düzenlenen "Terörist Faaliyetler İçin Hayati Bir Zemin: Medya" konulu uluslararası çalıştay dün başladı. Kanlı, bu dengenin gözetilmesini vurgularken, terörün uluslararası ortak bir tanımı olmadığı için de terminolojide kafa karışıklığı yaşandığına dikkat çekti. Kimine göre terörist, kimine göre kurtuluş savaşçısı olarak yansıtılan faaliyetlerin nasıl ayrıma tabi tutulacağının medya açısından sorun oluşturduğunu söyledi. Kıbrıs'tan örnek verirken, saldırıya maruz kalmış kendini savunan kişilerin terörist olarak adlandırılamayacağını ama masum insanları öldürenlerin terörist olarak nitelendirilmesi gerektiğini vurguladı.Kanlı'nın yaklaşımı genel olarak katılımcılar tarafından paylaşıldı.İsrailli uzman, gazeteci Evlathar Ben-Zedeff'in konuşması ise özgürlük-güvenlik dengesinde daha çok güvenlikten yanaydı, özgürlükten ödün verilebileceğini savundu. Terörün amacının eylemin kanlı yönlerini medya aracılığıyla gösterip halkı sindirmek olduğunu, medyanın bu amaca alet edilmemesi gerektiğini vurguladı. İsrail'den örnekler aktarırken, bombalanmış bir otobüste ölmüş şoförün ve yolcuların görüntüsünün verildiğini, bunun yanlış olduğunu belirtti. Terör eylemlerinde medyanın bu görüntüleri yansıtmaktan kaçınması ve ayrıca terörle mücadele hazırlıkları hakkında da bilgi vermemesi gerektiğini kaydetti. Bu konuda İngiltere'nin sıkı kurallar uyguladığını anımsattı. Özgürlük-güvenlik Dr. Ercan Çitlioğlu ise Türk basınıyla ilgili çalışmasını sunarken, PKK terörüne karşı Türkiye'de bir terminoloji kargaşası olduğuna işaret etti. Örgüt ve faaliyetleri için çok çeşitli kavramlar kullanıldığına dikkat çekti ve bazı örnekler verdi. "Terörist, militan, eylemci, PKK'lı, gerilla" gibi farklı kavramların kullanıldığını söyleyen Dr. Çitlioğlu, öncelikle medyanın bir terminolojideki kafa karışıklığını gidermesi gerektiği üzerinde durdu. Terminoloji Bu konudaki zorluk ve tartışma sürüyor. Bilgi alma ve verme hak ve görevi ile terörist faaliyetlerin amaçlarına hizmet etme arasındaki çizginin çok dikkatle çizilmesi gerekiyor. Reyting ve tiraj kaygısının da önemli faktör olduğu medyada her olaya bu gözle bakılmaması gerekiyor.Kemal'in ardından: Sevgili meslektaşımız, arkadaşımızı Kemal Saydamer'i çok genç yaşta toprağa verdik. Kemal, mesleğimizin yüz akı isimlerinden biriydi. Dürüst, meslek ilkelerinden ödün vermeyen, sevecen, arkadaş canlısı, mesleki nitelikleri üstün, zarafetiyle tanınan beyefendi bir gazeteciydi. Yıllarca Parlamento Muhabirleri Derneği başkanlığı yaptı. Hem meslektaşları hem haber kaynakları nezdinde çok saygın bir yeri vardı. Birçok gazeteci yetiştirdi. Kemal'e Allah'tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyorum. fbila@milliyet.com.tr Zorluk