Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu, son dönemde dünyanın çeşitli yerlerinde gerçekleştirilen terör eylemlerindeki yöntemle örtüşüyor. PKK'nın eylemliliği ve aldığı lojistik destek Irak'taki koşullarla yakından ilgili oluyor. Örneğin C-4 olarak isimlendirilen patlayıcının Kuzey Irak'tan sokulduğu güvenlik güçlerinin saptaması.PKK'nın yöntem değiştirmesi, terörle mücadele açısından da değişiklik gerektiriyor.PKK, Türkiye'de terör eylemlerini neden tırmandırıyor?Kuşkusuz bu soruya verilecek birçok yanıt var. Ancak, iki amaç veya sonuç öne çıkmış görünüyor. Birincisi, Türkiye'nin içeride terörle meşgul edilmesi, Irak'ta, özellikle de Kuzey Irak'taki gelişmelerle etkin şekilde meşgul olmasını zorlaştırıcı bir faktör. İkincisi ise, Avrupa Birliği (AB) sürecinde adımlarını yavaşlatıcı etkisi. PKK terörü tırmanışını sürdürüyor. Eski dönemlere göre örgütün terör yönteminde farklılık gözleniyor. Eskiden, Türk Silahlı Kuvvetleri'yle çatışmaya giren teröristler, bu yöntemi terk etmiş görünüyor. Bunun yerine bombalama ve uzaktan kumandalı patlayıcı yöntemini kullanıyorlar. Terörün tırmanması karşısında kısa bir süre önce gündeme gelen sınır ötesi harekât veya sıcak takip tartışmalarında ABD ve Irak yönetimi bir çizgi çizdiler. Türkiye'nin, Irak'ın iznini almadan sınır ötesi harekât yapamayacağını ABD Genelkurmay Başkanı da söyledi. Hemen ardından Irak Dışişleri Bakanı ve Genelkurmay Başkanı da, Türkiye'ye böyle bir izin vermeyecekleri açıkladılar.Başbakan Erdoğan ise Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Şartı'na dayanarak bu hakkının her zaman olduğunu ifade etti.ABD bu tablo içinde Türkiye'nin Kuzey Irak'a girmemesi, terörle yurtiçinde mücadelesini sürdürmesi gerektiğini savundu.Ülke içinde giderek tırmanan terörle mücadeleye ağırlık vermek zorunda olan Türkiye bu uğraş içindeyken, özellikle Kerkük başta olmak üzere Kuzey Irak'taki demografik ve siyasi faaliyetlerin daha rahat sürdürüleceği açık. Aynı rahatlık tabii PKK için de geçerli... ABD'nin çizdiği çizgi Terörün tırmandırılması AB sürecinde de olumsuz bir etken. Terörün bu etkisi PKK ve o çizgiyi savunan parti ve örgütlerin siyasi amaçlarıyla çelişki içinde görünse de, örgütün iç dinamikleri ile uluslararası ilişki ve hesapların ön plana çıktığı anlaşılıyor.Bu gidiş içinde Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ün dün yaptığı konuşmada kullandığı bir tanım dikkat çekici. Org. Özkök, dün, terördeki tırmanışı ve mücadeleyi konu alan konuşmasında, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin "kısıtlanmış yetkilerine rağmen" mücadeleyi sürdüreceğini söyledi. "Kısıtlanmış yetkiler" ifadesinin üzerinde durmak gerekir."Kısıtlanmış yetkiler" sonuçta, terörün en aza indirildiği ve AB sürecinin hızlandığı bir dönemde yapılan hukuki düzenlemelerin bir sonucu ki, bunların çoğu zaten AB'nin ilerleme raporlarında gündeme getirdiği taleplerdi. Türkiye, terörü baskılamayı, Güneydoğu'da yaşamı mümkün olduğunca normale çevirebildiği için bu düzenlemeleri de rahatlıkla yapabilmiş ve AB yolunda mesafe alabilmişti.Yaşam normale yaklaştığı için de normal yönetim biçimine dönülmüştü. Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin kaldırılmasından Ceza Muhakemesi Kanunu'na, Terörle Mücadele Kanunu'ndan Türk Ceza Kanunu'na, Olağanüstü Hal'in (OHAL)kaldırılmasından, telefon dinleme-izlemeye kadar birçok alanda "normal hal" düzenlemesi yapıldı.Şimdi terör "normal hal"i zorluyor...Herkesin dileği Türkiye'nin yeniden eski günlere dönmemesi, ek düzenlemelere gereksinim duymaması... fbila@milliyet.com.tr Org. Özkök'ün konuşması