Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TÜBİTAK yönetiminin Darwin’i kapak yapan Bilim Teknik dergisine uyguladığı sansür inanılır gibi değil.
21. yüzyılda, “Darwin Yılı” ilan edilmiş olan 2009’da TÜBİTAK yönetimi Darwin’i kapaktan çıkarıyor. AB üyeliği için müzakere eden Türkiye’nin “bilim” kurumu Ortaçağ zihniyetiyle yönetiliyor.
Evrim teorisine inanmayabilirsiniz ama bilim adamlığı bütün dünyaca kabul edilmiş Darwin’i yok sayamazsınız. Hele ünlü eseri Türlerin Kökeni’nin 150. yıldönümünde, Darwin yılında, bir “bilim kurulu” olarak sansür uygularsanız, Türkiye’yi yerin dibine geçirmiş olursunuz. TÜBİTAK’a hâkim olduğu anlaşılan Ortaçağ zihniyetinin yaptığı budur.

Galileo benzetmesi
TÜBİTAK yönetiminin Bilim Teknik dergisine uyguladığı sansür sadece Türk bilim çevrelerinde değil bütün dünyada sert tepkilere neden oldu. TÜBİTAK’ın yaptığı, Galileo’ya yapılanla bir tutuldu. 21. yüzyılın Galileo olayı biçiminde değerlendirildi.
ABD’nin ünlü Stanford Üniversitesi’den Ordinaryüs Prof. Dr. Herman Winick, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Nüket Yetiş’e bir e-mail göndererek kararı protesto etti. Prof. Dr. Winick, Darwin’e uygulanan sansürün, Kopernik ve Galileo’ya Ortaçağ’da uygulanan baskılarla aynı olduğunu vurguladı. Winick’in protestosu basında yer aldı.
Winick, duyduğu habere inanamamış olmalı ki, protestosunda şöyle diyor:
“TÜBİTAK’ın Bilim Teknik dergisinin Charles Darwin’in 200’üncü doğum yılı nedeniyle evrim teorisine ilişkin makaleleri içeren dosyasının yer alacağı mart sayısının başka bir içerikle değiştirildiğini, Darwin’den ve evrim teorisinden hiç bahsedilmediğini öğrendim. Anladığım kadarıyla, derginin yayın yönetmeni de böyle bir sayı hazırlamak suçunu işlediği için işten kovulmuş. Durum gerçekten böyleyse buna ciddi anlamda karşı çıktığımı ifade etmek isterim.”
Prof. Winick, maalesef durum “gerçekten” böyle...
Winick’teki şaşkınlık Türkiye’de de vardı. NTV’de Prof. Dr. Emre Kongar’la program yapan Mehmet Barlas da duruma inanamamıştı. Olayı yorumlarken, “Umarım doğru değildir” diye şaşkınlığını ifade ediyordu.
İki gündür üniversitelerden, öğretim üyelerinin derneklerinden TÜBİTAK’a tepki yağıyor. Ancak “bilim kurumumuz” hiç oralı değil.
UNESCO’nun Darwin Yılı ilan ettiği 2009’da “Darwin” diye birini tanımıyor. Bilim Teknik’e konu edecek değerde bulmuyor.

İngiliz Kilisesi’nden geri
TÜBİTAK yönetimi, bu tutumunu nasıl izah edecek? İzah etmeye bile kalkışmayacak belki. Çünkü, izah edilecek bir tarafı yok.
Düşünün ki, İngiliz Kilisesi, İngiliz bilim adamı Charles Darwin’den özür diledi. Kilise, Darwin’i yanlış anladığı ve yanlış anlaşılmasına yol açtığı için özür diliyor, bizim TÜBİTAK İngiliz Kilisesi’ni sollamış gidiyor. Sanki bir bilim kuruluşu değil de bir tarikat...
TÜBİTAK’a böyle bir zihniyet hâkim...
Bu zihniyetin ayıbı elbette TÜBİTAK’taki bütün bilim adamlarımıza ait sayılamaz. Hatta nasıl bir zihniyetin yönetiminde çalıştıklarını göstermesi bakımından bu “ayıp” aydınlatıcı da olmuştur.
“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” diyen Atatürk’ün, TÜBİTAK’ı kuran Prof. Dr. Turhan Feyzioğlu’nun ve ona gözü gibi bakan Prof. Dr. Erdal İnönü’nün herhalde kemikleri sızlamıştır.