Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



ABD’nin müzakerelerde Kuzey Irak’la ilgili tutumunun, Ankara’da güvensizlik ve kuşku yarattığını dün de vurgulamıştık. Bu güvensizlik ve kuşkunun, Barzani ve Talabani’nin hazır bulunduğu Kürt parlamentosunun dün yaptığı toplantı ve açıklamayla daha da arttığını söyleyebiliriz. Kürt parlamentosunun, Kuzey Irak’a yabancı asker sokmama kararı alarak, Türkiye’ye karşı bir çıkış yapması, Ankara’da askerler dahil herkesin kafasını karıştırdı. Kafa karışıklığının nedeni Barzani ve Talabani’ye bu çıkışı ABD’lilerin yaptırdığı kuşkusu. Kürt parlamentosunun toplanması ve böyle bir karar açıklamasının ABD’nin taktiği ve desteğiyle yapıldığı izlenimi edinen Ankara, tezkere konusunda attığı iyi niyetli adıma, ABD’den art niyetli bir karşılık gördüğü kanaatine vardı.
Askeri uzmanlar, Kuzey Irak konusunda Türkiye’nin istediği güvence ABD tarafından verilmedikçe, ABD askerlerinin gelişine ve geçişine olanak sağlayacak tezkerenin Meclis’ten geçirilmesinin hata olacağını belirtiyorlar.

ÖZKÖK’ÜN ZİYARETİ
Kürt parlamentosunun açıklama yapmasından sonra, tezkereye Başbakanlık’ta son şeklinin verildiği saatlerde Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök’ün Başbakan Gül’ü ziyareti dikkat çekti. Org. Özkök’ün, Kuzey Irak’la ilgili olarak son gelişmelerden duyulan rahatsızlık ve kuşkuyu Başbakan Gül’e yansıttığı tahmin ediliyor. Org. Özkök’ün, Kuzey Irak’la ilgili askerleri de tatmin edecek bir güvence alınmadan ve bu konuda ABD’nin tavrı netleşmeden, tezkerenin geçirilmesi konusunda acele edilmemesi gerektiği konusuna dikkat çekmiş olması yüksek bir olasılık olarak görülüyor.
Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının 2. Ordu bölgesine yapmayı planladıkları ziyaret, hava koşulları nedeniyle ertelendi. Birkaç gün sonra gerçekleşmesi beklenen bu ziyarette de önemli gelişmeler olabilir. Komutanların bu ziyareti sırasında Genelkurmay Başkanı Org. Özkök’ün ABD ve Kuzey Irak’la ilgili gelişmelere bağlı kaygılarıyla ilgili konuda bir konuşma yapabileceği de gelen duyumlar arasında. Hükümetçe verilecek tepki ve izlenecek yol ile ABD’nin alacağı tutum tatminkâr bulunmazsa, Org. Özkök’ün bu ziyarette kamuoyuna açık bir konuşma yapabileceği de gelen duyumlar arasında.

KUŞKUNUN KAYNAĞI
Askerlerin, "Son gelişmeler ABD ikili mi oynuyor, sorusunu gündeme getirdi, kafamız karışıyor ve gri bölgede duruyoruz" diye ifade ettikleri kuşkunun iki kaynağı var.
Birincisi, ABD heyetinin müzakereler boyunca Kuzey Irak’ta Kürt gruplar ve Türkmenlerle ilgili Türkiye’nin makul taleplerini ve net tutum önerilerini geçiştirmeye çalışması ve aranan siyasi güvenceyi vermemek için direnmeleri.
İkincisi ise Kürt gruplara ağır silah dağıtmak konusunda ısrar ettikleri gibi silahların toplanmasına da yanaşmamaları. Bir askeri uzman, bu konudaki durumu ve kuşkuyu şöyle özetledi:
"O kadar ki, ABD, Kürt gruplara uçaksavar dağıtmak konusunda ısrar ediyor. Hem de bir hayli fazla sayıda. Bu uçaksavarlar kimin uçağına karşı dağıtılıyor? O bölgede Saddam’ın uçak uçurmasına olanak yok. ABD uçaklarına karşı da kullanılmayacağına göre geriye Türk uçakları kalıyor. Bir yandan işbirliği isteyip bir yandan Türk uçaklarına karşı uçaksavar dağıtmak da neyin nesi? Bu kuşku yaratmaz da ne yaratır?" Bu tablo karşısında, asker gönderme ve bulundurma tezkeresinin Meclis’ten geçirilmesinde acele edilmemesi gerektiği görüşü askeri çevrelerde hâkim hale geldi. ABD’nin K. Irak konusunda tutumunu netleştirerek Ankara’daki kuşkuları dağıtacak ve kafa karışıklığını giderecek bir tutum alması ve bu tutumu da mutabakat metinlerine yansıtması sağlanmadan, Meclis’in adım atmasının yanlış olacağını vurgulaması aynı çevrelerce yapılıyor.

YA BİRLİKTE YA HİÇ
ABD’nin Irak’a müdahale için aradığı işbirliğinin ancak Kuzey Irak’ta Türkiye’nin ulusal çıkarları için önlem almasıyla sağlanabileceğine dikkat çeken askeri uzmanlar, aksi halde ABD askerlerinin Türkiye üzerinden bölgeye girmelerine yardımcı olmanın da mümkün olmayacağını şöyle özetliyorlar: "Türkiye çıkarlarını korumak için ABD veya Barzani’den izin alacak değil. İşbirliği aranıyorsa bu iyi niyete dayalı olmalıdır. Türk askeri ülkesi için gereken önlemi almadan, ABD askerlerinin elini kolunu sallayarak Türkiye’ye girmeleri, oradan Irak’a geçmeleri, faaliyetlerde bulunmaları söz konusu olamaz."

BARZANİ’NİN DURUMU
Barzani’nin Türkiye ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı çıkışını ise ABD’ye güvenerek yaptığı kanısı da Ankara’da hâkim. Barzani’nin, Türk Silahlı Kuvvetleri sayesinde hayatta kaldığını anımsatan askeri uzmanların değerlendirmesi şöyle:
"Barzani kurduğu düzenin yıkılacağından korktuğu için böyle davranıyor. ABD’den aldığı veya almayı umduğu destekle de çıkış yapmaya çalışıyor. TSK ile nasıl çatışacağını sormak lazım. Hayatını korumak için Türkiye’den aldığı silahlarla mı? Bu ve benzeri sözleri Türkiye için anlam ifade etmez. Bunu kendisi de bilir. 1996’da Talabani güçlerinin önünden kaçarken Türk askerine sığınmış ve onun sayesinde hayatta kalmıştır. Bunu unutmasın. Bugün yürüttüğü aşiret düzeninde kolayca para kaynaklarına kavuşmuştur. NGO’lardan aldığı para yıllık 100 milyon doların üzerinde, BM fonlarından 700 milyon dolar alıyor. BM kontrolündeki petrol ticaretinin yüzde 65’i Irak’a kalıyor, bunun yüzde 13’ü Barzani ve Talabani’ye gidiyor. Barzani’nin korktuğu, bu düzenin bozulmasıdır. Mafya düzeniyle topladığı paralar, aldığı haraçlar da kesiliyor."

ALMADAN VERİLMEZ
K. Irak’taki gelişmeler ve ABD’nin müzakerelerdeki tutumu Ankara’da ciddi soru işaretleri yarattı. Bugüne kadar sağlanan gelişmelerin Türkiye’nin güvenliği, menfaatleri ve geleceği açısından tatminkâr olmadığı kanısı yaygınlaşıyor. Tezkere kararının alındığı Bakanlar Kurulu toplantısında bakanların çoğu tarafından da dile getirilen bu görüş henüz dağılmış değil. ABD, Ankara’da hükümeti ve askerleri tatmin edecek bir tutum almadan tezkerenin Meclis’ten geçirilmesinde çok önemli zorluklar yaşanacağı anlaşılıyor.