Maliye Bakanlığı çıkardığı uygulama talimatıyla sağlık harcamalarını yeniden düzenledi.Türkiye Cumhuriyeti'nin pek anımsanmayan temel niteliklerinden biri de "sosyal" devlettir.Genel bir bakışla, temel nitelikler arasında en az uygulama alanı bulan niteliğin sosyal devlet ilkesi olduğu söylenebilir. Çok daha dikkat çekici olan ise en fazla kamu açığının da bu alanda veriliyor olmasıdır.Bu çelişki çok anlam ifade eder.Kıt kaynakların nasıl bol keseden çarçur edildiğinin, çoğu kez siyasete, siyaset-ticaret ilişkisine kurban edildiğinin de göstergesidir sosyal güvenlik açıkları.Son olarak IMF'nin saptamasıyla sağlık harcamaları kısıldı.Kamu harcamalarında tasarrufa gidilmesi, desteklenmesi gereken bir anlayıştır. Ancak bunun isabetli yapılması, kamu kaynaklarının hortumlanmasının önlenmiş olması ve zaten zor geçinen alt gelir düzeyindeki vatandaşın sağlık ve eğitim hizmetlerinden iyice mahrum edilmemesi gerekir.Son düzenleme de bu açıdan bakıldığında önemli şikâyetlere yol açtı.Yasayı dolanmak, sağlık elemanlarıyla iş çevirmek gibi amacı olmayan sıradan vatandaşın sağlık hizmetini aksatan, üniversitelerin yeniden geri teknolojiyle ameliyat yapmalarına neden olan düzenlemenin gözden geçirilmesi gerekir. IMF'nin dikkat çekmesiyle hükümet sağlık harcamalarında tasarruf önlemleri aldı ve uygulamaya koydu. Yeni düzenlemeyle sağlık harcamalarını kısalım derken mide, kemik ve kolesterol rahatsızlıklarında ilaçsızlık sorunu baş göstermiş durumda.Bütçe talimatının kabaca "tek fiyat" diyebileceğimiz yeni uygulaması, fiyat farklarının ödenmesi konusunda işçi, memur, emekli gibi sabit ve düşük gelirli vatandaşımızı sıkıştırmaya başladı.İlaç savurganlığının ve istismarının bir gerçek olduğu bu alanda alınacak önlem, doğrudan gerçek hastaları mağdur etmek yerine etkin bir denetim olmalı.Hastanelerin ilaç alımlarında üniversitelerin satıcılara büyük fiyat indirimleri sağladıkları biliniyor. Bu alımların engellenmesi acaba arzulanan tasarrufu sağlamış durumda mı? Bu alımlarda usulsüzlük yapılacağı kaygısıyla hareket ediliyorsa bunun çözümü yasaklama mı olmalı, yoksa yine etkin denetim mi? İlaçlar Keza bütçe uygulama talimatıyla sağlık alanını düzenlemek de tartışmaya açık bir yöntem. Örneğin, ameliyatlarda yöntem değişikliğini dayatan düzenleme, teknolojik ilerlemeyi olumsuz yönde etkilemiyor mu? Laparoskopik-endoskopik (halk dilinde kapalı ameliyat olarak bilinen yöntem) ameliyatlara ödeme yapılmaması ve cerrahların yeniden ve zorunlu olarak açık ameliyatlara teşvik edilmeleri bilimsel açıdan doğru mu? Bu yöntemin kullanılmasında masrafı tümüyle hastaya yüklemek adil bir düzenleme mi? Ameliyatlar Göze çarpan bir çelişki de bir yandan özel sağlık kurumları teşvik edilirken, bir yandan da sağlık harcamalarında açık büyüdü diyerek tıbben zorunluk arz eden durumlarda ödemeden kaçınmak...Acaba söz konusu önemli açıklar düşük gelir grubundaki hastaların ihtiyaçlarından mı kaynaklanıyor, yoksa çok daha büyük ödemelerden, yeni yapılandırma gayretlerinin finansmanından mı?İhtiyaçtan fazla görüntüleme merkezleri, gereksiz sevkler, her köşe başında bir iki birimlik özel sağlık kuruluşları açılmasının bu yolla teşvik edilmesi gibi genel politikaların gözden geçirilmesi yerine, çoğu emekli olan, kalp, mide, kemik hastalarının ilaçlarına kelepçe vurmak bir çözüm olarak görülebilir mi?Bu yönü IMF'nin sorunu olmayabilir ama hükümetin sorunu olmalıdır. fbila@milliyet.com.tr Çelişki