Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Cansızlar'ın verdiği bilgiler Yimpaş ve benzeri yöntemle çalışan şirketlerdeki işlerin arapsaçına döndüğüne işaret ediyor.Cansızlar, önceki gün Milliyet'e, dün de CNN-Türk'e, sistemin nasıl işlediğine ve tıkandığına ilişkin çarpıcı bilgiler verdi ve hukuki saptamalar yaptı. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Doğan Cansızlar, Yimpaş olayıyla ilgili olarak aydınlatıcı bilgiler verdi. SPK Başkanı, Yimpaş olayının yeni olmadığını, 1990'ların başında başladığını, kurum olarak sorun saptadıkları için de incelemeler yaptıklarını açıkladı.Cansızlar, Yimpaş ve aynı yöntemi kullanan şirketlerin para toplama yöntemini şöyle anlattı:"Para temsilciler aracılığıyla toplanıyor. Bu işleme SPK açısından baktığımızda şu ortaya çıkıyor: Bu işlem, bizim mevzuatımıza göre, halka izinsiz arz işlemidir. Eğer bir şirketin ortak sayısı 250'yi aşıyorsa, kişiler veya ilan aracılığıyla ortak arıyor ve para topluyorsa, bu, halka izinsiz arzdır.Şirket adına temsilciler para topluyorlar, ancak kayıtlar sağlıklı değil. Kaç kişi ortak oldu? Bunu tam saptayamıyorsunuz. Çünkü, para toplayan aracılara belli bir oranda veya miktarda para ödeniyor. Bu durumda, eğer bir temsilci 100 kişiden para toplamışsa, bunun hepsini kayıtta göstermiyor. Örneğin 80 kişi gösteriyor. Çünkü arada aldığı komisyonu gösteremiyor. Veya temsilci 100 kişiden para topluyor ama ortak olarak bir tek kendisi gözüküyor. Bu durumda da bir şirketin kaç ortağı var, gerçekten kaç lira toplanmış, sağlıklı biçimde saptayamıyorsunuz." Para toplama Cansızlar'ın dikkat çektiği çok önemli bir nokta da bugün mağdur olduklarını öne süren vatandaşların elindeki belgelerin hukuki niteliğiydi.Cansızlar, bu belgelerin çoğunun hukuki nitelik taşımadığını belirtti.Para toplayan kişiler tarafından verilen bu belgelerin anlamı ne? Hisse senedi mi, borç senedi mi?Bu belli değil. Hisse senedi mi? Cansızlar, bu şekilde çalışan bazı şirketlerin 80 bin ortağı olduğunun belirtildiğini anımsatarak, bu durumun yarattığı sorunu şöyle özetledi:"Şimdi 80 bin ortaktan söz ediliyor. Bu 80 bin kişinin şirket genel kurulunu oluşturması lazım. Şirkette en üst karar organı genel kurul. 80 bin kişiyi nasıl ve nerede toplarsınız da genel kurul yaparsınız? Ortakların dörtte birinin bulunması gerekir ki o halde bile 20 bin kişiyle nasıl toplantı yapılır, karar alınır?" 80 bin kişi Para toplayan şirketler ticaret yoluyla kâr elde edip bu kârı ortaklarıyla paylaşıyorlar mı?Normal işleyişin böyle olması gerekiyor. Ama yine Cansızlar'dan öğreniyoruz ki, bu yöntemle çalışan şirketler arasında yatırım yapan, ticari faaliyette bulunanlar olduğu gibi sadece topladıkları paraları kişiler arasında dolaştırarak bir çeşit "saadet zinciri" sistemi kuranlar da var. Ki böyle çalışanların para toplama işi tıkanınca veya yavaşlayınca, 1980'lerdeki "banker faciası" gibi bir durumla karşılaşılması olası... Saadet zinciri Bu şirketlere para veren vatandaşların faizi günah olarak gördükleri ve bunun yerine kâr payıyla çalışanlara yöneldikleri biliniyor. Nitekim para toplanırken aracıların bu yönde "nutuklar" attığı da kayıtlarda mevcut.Ancak, Cansızlar, "sabit kâr garantisi" vermenin de nitelik olarak "faiz"i anımsattığına dikkat çekiyor.Bu, para toplayanlar kadar, yüksek kâr cazibesi veya dini duygular nedeniyle bankacılık sistemi dışında para verenlerin de sorumlu olduğunu gösteriyor. fbila@milliyet.com.tr Faiz ve kâr