Yöntem yanlış...

       DEVLET Bakanı Eyüp Aşık'ın istifasına yolaçan "Çakıcı olayı" bir hükümet sorununa dönüşebilir mi?
Başbakan Vekili Bülent Ecevit, bu sorumuza "hayır" diye yanıt verdi:
- Sayın Aşık, Başbakan'ın ve benim hiçbir telkinim olmadan istifa etti. Ve bu kararında da ısrarlı görünüyor. Dün yaptığı açıklamalarda samimi ifadeler vardı. İstifasında da kararlı olduğuna göre, gelişmelerin bir hükümet sorununa dönüşeceğini sanmıyorum. Hükümetin kendi içinde bir sorun olmaz. Ama dışardan yapılacak girişimlerle hükümet sorunu yaratılmaya çalışılabilir.
Başbakan Vekili Ecevit'e, muhalefet partilerinin gensoru girişiminde bulunmaları halinde durumun ne olacağını sorduk:
- Böyle bir girişimin nasıl sonuçlanacağını bilemem. Ama, hükümetin bu yöntemle düşürülmesi halinde ortaya çıkacak sorunları da üstlenmeleri gerekir. Bu tür girişimler aşılması kolay bir mini - krizi büyütür ve daha ağır sorunlara yolaçar.
Eyüp Aşık'ın istifa etmesi ve bu kararında ısrarlı olacağını açıklaması Ecevit'i kısmen rahatlatmışa benziyor. Ancak, Bülent Bey, Aşık'ın "çetelerle mücadele" amacıyla da olsa, izlediği yöntemin "yanlış" olduğunu vurguluyor.
Ecevit, Aşık'ın izlediği yöntemin yanlışlığı dışında, genel olarak hükümetin çetelerle mücadelesi ve aldığı sonuçlardan memnun:
- 55. Hükümet çetelerle mücadele konusunda ciddi ve kararlı bir tavır içinde olmuş ve önemli sonuçlar almıştır. Daha önceki hükümetler döneminde ne yapıldığını da sormak gerekir. O hükümetler dönemindeki ilişkileri de irdelemek gerekir.
Demokrasilerde, siyasi partiler, ülkeyi, devlet aygıtını Anayasa ve yasalar çerçevesinde kendi programına göre yönlendirerek yönetir. Yürütme organını oluşturan siyasi otorite, bütün icraatını devlet aygıtı eliyle ve hukuk denetimi altında yapmak zorundadır. Ne başbakan, he bakanlar, ne de milletvekilleri devlet işlerini "parti veya özel örgüt ve ilişkiler" marifetiyle görebilirler.
Eyüp Aşık bu noktada hataya düşmüştür.
İster muhalefette milletvekili, ister iktidarda bakan sıfatıyla olsun, ister devlete çöreklenmiş çeteleri çökertmek amacıyla, ister siyasi rakibi Çiller aleyhine delil toplamak amacıyla olsun, Alaattin Çakıcı'nın telefonlarına muhatap olması hem siyasi hem de hukuki hatadır. İçişleri Bakanlığı hiyararşisi içinde bir polis memurunun uğraşacağı işle, esasen tütünden sorumlu Devlet Bakanı'nın uğraşması, Çakıcı, Eyüp Aşık'ı telefonla arayıp, "Alo, sana savaş açıyorum abi" dese bile, savunulamaz.





Yazara E-Posta: f.bila@milliyet.com.tr