Bir kadının serinkanlı varoluş hikâyesi

30 Temmuz 2023

New York’ta Rus göçmenlerin oturduğu şenlikli bir mahalle. İçinde marketleri var, anaokulları, fotoğraf stüdyosu, kuaförü… Hepsi 1970’lerin sonunda Sovyetler’den göç etmiş Yahudiler. Birileri İngilizce konuşmaya görsün, derhâl uyarıyorlar: “Lütfen Rusça konuşun”. Hemen hiçbiri memleketlerindeki işlerini yapamıyor. Taksicilerin arasında sanatçı, Marksizm-Leninizm hocası var misal. Dnyper Market’in sahibi Sovyetler Birliği’nde hukukçuymuş. Köşedeki emlakçı ise rejisör. Sergey Donatoviç Dovlatov’un Jaguar Kitap’tan çıkan “Yabancı Kadın” adlı romanının kahramanları her biri. Kitabın anlatıcısı da bizzat yazarın kendisi. O da kahraman.  

Ama ana karakterimiz bir kadın. Marusya. Anne babası iş güç sahibi, durumları iyi, disiplinli insanlar. Marusya mutlu ve rahat bir çocukluk geçiriyor. İyi bir öğrenci, dans ediyor, piyanosu, renkli televizyonu ve köpeği var. Güzel ve alımlı bir kız. Daha 13’ünden itibaren etrafını iyi eğitimli,

Yazının Devamı

Sanatın iyileştirici gücü SSM’de

23 Temmuz 2023

İstanbul Aydın Üniversitesi’nde yaptığım Psikoloji yüksek lisansının hemen ardından geldi pandemi. Bu süreçte katıldığım online eğitimler içinde kendi adıma en özeli Altınbaş Üniversitesi’nden aldığım uluslararası akredite sertifikalı Sanat Terapisi’ydi. Hocamız Psikiyatrist Hira Selman Kalkan’dı. 120 saat süren eğitimin ardından sanatın iyileştirici gücünü uzun yıllardır deneyimleyen bir sanat gazetecisi olarak, bu güce inancım daha da pekişti.

Özel bir çalışma

Sanat terapisi, insanın bireysel, ruhsal ve duygusal gelişimini sanatın yaratıcı gücünü kullanarak iyileştirmeyi amaçlayan bir disiplin. Bu disiplinde sanatın yaratım süreci, iç çatışmalarımızın ve problemlerimizin çözümüne, yeteneklerimizin keşfine, stresimizi kontrol etmemize, en önemlisi de kendimizle ilgili farkındalık kazanmamıza yardımcı oluyor.

Bu destek mekanizmasında sanat bir iletişim aracı. Duygularımızı dışa vurmamıza katkı yapıyor, onlarla iletişim kurmamızı sağlıyor. Davranışlarımızda değişikliğe gidebilmemiz için duygularımızın

Yazının Devamı

“Deniz Batur diye bir yazar görülmüyor”

16 Temmuz 2023

Geçen ay sosyal medyasında şöyle bir paylaşım yaptı Murathan Mungan: “İstiklal Caddesi’ndeki bir kitapçıda, bu konuda geçmiş deneyimlerimden ötürü yazarın, kitabın ve yayınevinin adını tane tane ‘artiküle ederek’ bir kitap sordum. Kitabevinin ilgili çalışanı bilgisayar ekranına baktıktan sonra, ‘Beyefendi burada Deniz Batur diye bir yazar görülmüyor’ dedi.” 

Büyük ticari kuruluşlar olan zincir kitabevlerinde durum böyle. Bir görevliyi yakalamaya çalışıyorsunuz önce. Ardından birlikte bilgisayar başına geçip almak istediğiniz kitabı söylüyorsunuz. Görevli yerini tespit edip, eğer doğru anladıysa kitabı-yazarı, bulup size veriyor. Enis Batur’un adını hiç duymamış olup Deniz Batur sanmadıysa… Tıka basa dolu bir hipermarkette “Peynirler nerede?” sorusuna aldığınız yanıt kadar soğuk, kitabın ruhundan uzak deneyimler. Elbette ekmek parası kazanmak için bir zincir kitabevi şubesinde göreve başlayan 20’li yaşlarındaki bir gencin bütün yazarları tanımasını

Yazının Devamı

Bestelerine kavuşan dizeler

9 Temmuz 2023

1960 darbe döneminde mahkemeye çıkarılan Sevgi Soysal’a askerî yargıç sorar: “Ne iş yapıyorsun?” Soysal cevap verir: “Yazarım”. Yargıç katibe döner: “Yaz kızım, mesleği ev kadını”. Kadının şairden, yazardan sayılmadığı dönemlerden bugüne çok şey değişti. Türk edebiyatı nice kadın yazar ve şairin kalemleriyle zenginleşti, derinleşti. Onlara hakkını teslim etti. Bugün artık esamesi okunmayan o yargıçların, ev kadını saydığı şair ve yazarlara okurları sahip çıktı. Elbette erkeklerin çoğunlukta olduğu edebiyat dünyasında farklı zorluklar yaşadılar ama sesleri her geçen gün daha da güzelleşti, yükseldi, takdir gördü. Bu takdirlerin, hak tesliminin en kıymetlilerinden biri de Fazıl Say’dan geldi. 51. İstanbul Müzik Festivali siparişi üzerine bestelediği “Dünya Anne” şarkıları ile. Geçtiğimiz perşembe akşamı AKM’nin muhteşem bir akustiğe sahip opera salonu kadın şairlerimizin şiirleriyle yankılandı. Dünyaya annelik yapan her biri başka bir dünya olan on bir kadının

Yazının Devamı

Onurlu bir hayatta kalma savaşı

2 Temmuz 2023

"Sıcak Saatler” dizisinden bugüne takip ederim İclal Aydın’ı. Bu sezon “Üç Kız Kardeş” romanından aynı adla televizyona uyarlanan diziyi de hiç kaçırmadan izledim. Öyle bir sezon finali yaptı ki eylülün gelmesini dört gözle bekliyorum. Dizide en sevdiğim oyuncu da kendisi. O kadar doğal bir oyunculuğu var ki rol yapmıyor, roller onu anlatıyor sanki. Onun içindeki farklı farklı İclal’leri. “Üç Kız Kardeş”i bu kadar sevme nedenim, ‘90’larda bir sahil kasabasında postane müdürü bir baba, öğretmen anne ve üç çocuklarının hikâyesini ‘değerler’ üzerinden işlemesi. Masumiyet ve samimiyet karinesi diziye hâkim. Kitapta da olduğu gibi. Hem “Üç Kız Kardeş” hem de diğer İclal Aydın romanlarında olduğu gibi. Bu yüzden çok satıyor kitapları, çok seviliyor. İşin içine lezzetli Türkçesi de girince okur vazgeçmiyor ondan. O yazmaktan, kimi eli kalem tutanlar da hasetlikten. Melani Klein “Haset ve Şükran“ kitabında

Yazının Devamı

Hayatı Cahide Sonku’dan öğrenmek

25 Haziran 2023

Bir çocuk düşünün. Sadece 13 yaşında. O kadar yoksul bir evde büyüyor ki, çalışması gerektiğine karar veriyor. İstanbul Valisi’nin kapısını çalıp iş isteyecek kadar da kendine güveni var. Darülbedayi’nin kapısından girdiğinde 14 yaşında. Yıl 1933. Muhsin Ertuğrul, ezberi kuvvetli, doğal bir yeteneği olan bu çocuğu hemen fark ediyor. Sadece ortaokulu bitirebilmiş. Çok kısa sürede parlıyor ve Darülbedayi’nin en parlak oyuncusu hâline geliyor. Aynı yıl “Söz Bir Allah Bir” filmiyle sinemaya adım atıyor. Orada da yıldız tozları saçıyor etrafına. Babası, kız kardeşini alıp gitmiş. Annesiyle bir başına ayakta kalma mücadelesi veriyor. Annesini kaybedince apar topar evleniyor, yalnız yaşamaktan ölesiye korktuğu için. Fakat çok sürmüyor bu evlilik, kendisini sürekli aldatan oyuncu eşini terk ediyor. Hemen ardından dönemin playboylarından kereste tüccarı bir Ermeni iş insanıyla birlikte olmaya başlıyor. Lüks, şatafat, son model arabalar, dünyayı ayaklarının altına seriyor Marcel, zenginlik ve gösteriş

Yazının Devamı

İstanbul Modern’de bir gün

11 Haziran 2023

Tophane’de öğle saatleri. Şeritler arası cambazlık yapan sürücülerin yarattığı trafik. Korna sesleri. Kaldırımlarda yemek arasına çıkan çalışanlar, bir yerden bir yere giden yayalar. Uğultulu bir gürültü. Yorgun şehir günü yarılamış ama pek tadı yok. Haziranda sonbaharı yaşamaktan biraz daha bitkin düşmüş. Hava açıyor demeden kapanıveriyor. Bir gridir gidiyor. Derken İstanbul Modern’den içeri giriyorum. İklim birdenbire değişip Akdeniz oluyor. Gülümsüyorum. 5 Mayıs’ta Renzo Piano mimarisiyle kapılarını yeniden açan, son bir aydır herkesin dilindeki Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi İstanbul Modern şehir içinde bir başka şehir gibi. Cittaslow! Aydınlık, ferah feza, dingin, huzurlu. Sokaklarında gezinenler de öyle. Dışarıdaki karmaşadan eser yok burada. Sanatla iç içe olmanın verdiği bir mutluluk hâkim 10 bin 500 metrekareyi adımlayan herkese.

Merdivenlerin başında durup Olafur Eliasson’un küre tavan yerleştirmesi “Senin Beklenmedik Seyahatin”e bakıyorum. Hadi başlasın o

Yazının Devamı

Ölümcül kadın

4 Haziran 2023

Kontes Livia, İtalya’nın kuzeyindeki Trento’da yaşayan, sosyetenin önde gelen kadınlarından biri. 1865 yılında 22 yaşındayken 62 yaşındaki koca göbekli, seyrelmiş saçlı, zayıfları ezip güçlülerden korkan bir kontla evlenir. Bu evliliğin amacı mücevherler, kadife elbiseler, şaşaa dolu bir hayata geçiş yapmaktır. Hayal ettiği gibi de olur. Gittiği her yerde bütün gözler onun üzerindedir. Kendisi de zaten bu ilgiye bağımlıdır. Aslında bir femme fatale’dir Livia. Erkekleri baştan çıkaran, felakete sürükleyen ölümcül kadın! Her gittiği yeri şen kahkahalarıyla doldurur, etrafındaki erkeklerle şakalaşır, onu etkilemek isteyenleri aşağılar ama bu ilgi sönmesin diye fazla ulaşılmaz bir kadın izlenimi vermemeye de dikkat eder.

Bir gün bir davette, kendisinden iki yaş büyük olan teğmen Remigio Ruz ile tanışır. Adonis kadar yakışıklı, pembe beyaz tenli, sarı kıvırcık saçlı, iri mavi gözleri ve kaslı kolları olan, Roma’nın gladyatör heykellerini anımsatan bu teğmene âşık olur. Yaşlı kocasıyla sürdürdüğü mutsuz

Yazının Devamı