Güldener Sonumut

Güldener Sonumut

ntvbenelux@gmail.com

Tüm Yazıları

Kovid salgını başladığından beri diplomasi ve uluslararası ilişkiler sanal alanda icra edildi. Dünya’nın önde gelen düşünce kuruluşlarının yıllık toplantılarının hepsi askıya alındı. Münih Güvenlik Konferansından, Halifax toplantılarına kadar, Trilateral, CFR, Davos ve Bilderberg toplantılarının hepsi ertelendi. Kısa adı ABCD olan ‘Annual Baltic Conference on Defence’ gibi bölgesel toplantılar bile maalesef yapılamadı. Transatlantic Forum, Brussels Forum gibi Alman Marshall Fonu’nun düzenlediği etkinlikler de sadece sanal ortamda gerçekleştirildi. İlişkileri ve bağları koparmamak adına yararlı oldu ancak etkileri sınırlı kaldı. Zira diplomasi ve uluslararası ilişkiler sadece resmi toplantılarda etkili olmuyor. Ülke temsilcilerinin birbirleriyle gayri resmi bir ortamda, sonuç bildirgelerinin yayınlanmadığı, sonuç beklentisi olmayan entelektüel ortamlarda da buluşup konuşmaları çok önemli. 18 Haziran tarihinde düzenlenecek olan Antalya Diplomasi Forumu da bu açıdan son derece önemli. Çok geniş bir katılım öngörülüyor. Brüksel’den bakıldığında, AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi  Josep Borrell, Avrupa Komisyonu’nun başkan yardımcılarından Margaritis Schinas, Avrupa Parlamentosu milletvekili ve Almanya Yeşiller Partisi’nin dış politika alanında yükselen yıldızı Sergey Lagodinsky, AP Türkiye dostluk grubu başkanı Ryszard Czannecki, AB’nin Sırbistan-Kosova özel temsilcisi Miroslav Lajcak, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen’in Bilim Başdanışmanı Alberto Melloni gibi isimler katılacak. Borrell, AB dış ilişkiler servisinin önemli isimlerini de yanında getirecek. AB’nin önde gelen eski yöneticileri ile AB’ye aday ülkelerin kâh dışişleri bakanları kâh hükümet başkanlarından bahsetmiyorum bile.

Haberin Devamı

Transatlantik ilişkilere yeniden şekil verecek olan NATO zirvesinin ardından düzenlenecek ADF21 toplantısı bu açıdan çok önemli. AB-Türkiye ilişkilerinin bürüneceği hal ve seyredeceği yöne ADF21’nin biraz şekil vermesi bekleniyor. AB’nin önemli isimleri Antalya’da dünyanın önde gelen isimleri ve Türk yetkilileriyle bir araya gelecekler. AB ile Türkiye’nin dış politika alanında söz sahibi olan önemli şahsiyetleri gayri resmi bir ortamda buluşup hem AB zirvesinin Türkiye kararını şekillendirebilecekler, hem de AB-Türkiye ilişkilerinde karşılıklı beklentiler konusunda samimi ve göz hizasında konuşabilecekler. AB’den gelecek olan isimlere bakıldığında, ele alınacak olan konuların sadece göç politikası ve Gümrük Birliği’nin güncelleştirilmesi ile sınırlı olmayacağı görünüyor. Suriye’den Doğu Akdeniz’e, transatlantik ilişkilerden yapay zekaya, aşı tedariki ve bilime kadar pek çok konu kapsamlı bir şekilde ele alınacak. ADF21 AB için Türkiye konusu ile sınırlı değil. Aynı zamanda, Afrika, Balkanlar, Ortadoğu ve sair coğrafyadan gelen ülkelerin üst düzey temsilcileriyle bir araya gelme fırsatını da oluşturuyor. 24 Haziran’da AB-Türkiye ilişkilerinin geleceğine yönelik olarak önemli kararların alınacağı AB liderler zirvesi öncesi Antalya Diplomasi Forumu, Brüksel-Ankara arasında diyaloğu pekiştirmek ve yeni bir perspektif çizmek için önemli bir fırsat oluşturuyor. AB de ADF2 fırsatını iyi değerlendirmeyi amaçlıyor.

Haberin Devamı

Türk Tugayına alkış

Haberin Devamı

NATO’ya üye ülkelerin silahlı kuvvetleri Avrupa Müttefik Kuvvetler Başkomutanlığı tarafından her yıl düzenlenen 50’yi aşkın tatbikata belirli aralıklarla katılırlar. Ülkelerin silahlı kuvvetlerinin bu tatbikatlara katılmaları çok önemlidir. Nitekim her ülke kendi subay, astsubay ve uzman erini, ulusal orduda hizmet edecek şekilde yetiştirir. Ulusal düzeyde gelinebilecek en yüksek mertebe de entegre harekât düzenleme kapasitesi. Bir başka deyişle kara, hava, deniz ve özel kuvvetlerle ortak harekât gerçekleştirmek. Şimdilerde bu 4 kuvvete uzay komutanlığı ile siber kuvvetler de ekleniyor. NATO sayesinde ise üye ülkelerin ordularına çok uluslu harekatlara katılma imkân ve yeteneği sağlanıyor. Bu yüzden de NATO’nun standardizasyon ajansı aslında ittifakın belkemiği. Öyle ki tabanca, tüfek ve sair mühimmatların NATO standardında üretilmesi bu açıdan önemli. Müttefikler arasında mühimmat ve silah alışverişi mümkün kılınıyor. Ayrıca, NATO’ya üye 5-6-8 ülkeden gelen askerlerin ortak harekât gerçekleştirmelerini sağlıyor. İşte bu noktada, Romanya’da düzenlenen Steadfast Defender 21 tatbikatında NATO Mukabele Kuvveti kara unsur komutanlığı görevini üstlenen 66. mekanize piyade tugayını ve komutanını kutlamak gerekiyor. 14 ülkeden gelen askerler ile adeta tek vücut halinde mekanize tugayı sorunsuz bir şekilde Türkiye’den Romanya’ya intikal ettirdi. Yetmedi. Tatbikatta kara ve hava unsurları ile özel kuvvetler yer aldı. Toplam 4000 askerin icra etmiş olduğu bu tatbikat bir Türk subayının komutasında gerçekleştirildi. Bu askerler arasında NATO’ya yeni katılan Karadağ’ın veya Arnavutluk’un da askerleri yer aldı. İspanyol, İtalyan, Amerikan askerlerin hepsi 66. mekanize piyade tugay komutanının orkestra şefliğinde sevk ve idare edildiler. NATO işte böyle birçok uluslu kurum. 30 üye ülkenin silahlı kuvvetlerinin entegre bir şekilde harekât gerçekleştirmesini sağlıyor. Dünyada başka bir örneği yok. Türkiye’nin Ukrayna’ya veya Polonya’ya satmış olduğu SİHA’lar da bu yüzden önem teşkil ediyor. Türkiye dost ve müttefik bir ülke olan Polonya’ya NATO standardında bir silah satarak Polonya’nın NATO nezdindeki kabiliyetini de artırmış oluyor. Ukrayna’ya gerçekleştirilen satışla da eski Sovyet savunma doktrinine sahip olan Kiev yönetimini NATO savunma doktrinine bir adım daha yaklaştırıyor.

AB’den Antalya ADF21’e çıkarma hazırlığı

‘Grand cru’ hırsızlığı!

Eskiden hırsızlar, bankaları, kuyumcuları, büyük dükkanları hatta süpermarket veya eczanelerin kasalarını çalmaya yeltenirlerdi. Ancak anlaşılan kredi kartı ile elektronik ödeme sistemlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte hırsızlar, ‘Grand cru’ olarak bilinen değerli şarapları çalmaya başlamışlar. Fransa’nın Bordeaux kenti ile Belçika’da yaygınlaşmaya başlamış. Öyle ki, evinde Château Yquem, Petrus, Château Cheval Blanc, Chateau Ausone gibi şarap koleksiyonuna sahip olan kişilere yönelik hırsızlık vakaları çığ gibi artmış. Şarap koleksiyonu sahipleri ve önemli tesisler de bu hırsızlığın önüne geçmek için bir taraftan güvenlik önlemlerini artırmışlar. Diğer taraftan da hırsızların şarapları piyasaya sürmelerini engellemek için bir uygulama geliştirmişler. Avrupa polis birliği bu hırsızlıkları ciddiye almaya başlıyor. Zira çalınan ve piyasada bulunan sahte şarapların değeri 100 milyon Euro’ya ulaşıyor. Bu yüzden de İsviçre’nin Cenevre kentinde kurulan 1275.ch şirketi şarap sevdalıları için çok önemli bir hizmet sunuyor. Firma, şarapları üreticiden doğrudan satın alıyor ve müşterisi için özel bir kasada doğru nem ve derecede muhafaza ediyor. İnternetten alınacak olan ‘Grand cru’lere bu yüzden dikkat etmekte fayda var.