Gülsin Harman

Gülsin Harman

Tüm Yazıları

Argo gemisi gerçek mi

Ben Affleck hem yönettiği hem de rol aldığı filminin Tahran sahnelerini İran’a gidemeyince İstanbul’da çekti.

En iyi film Oscar’ını kazanan “Operasyon Argo”, CIA’in 1979’da İran’da mahsur kalan altı Amerikan diplomatını kurtarmasını anlatıyor. Fakat olayın gerçek kahramanlarının ve tarihçilerin ciddi itirazları var

ABD’nin 39. Başkanı Jimmy Carter, Washington’da başkanlık yemini eden halefi Ronald Reagan’ı dinlerken aynı anda Tahran’da 444 gündür rehin tutulan 52 Amerikalı anlaşmayla serbest bırakılıyordu. Carter’ın, bu krizde başarısız olması başkanlığa tekrar seçilmesini engellemişti. Geçtiğimiz hafta En İyi Film Oscar’ını kazanan “Operasyon Argo”, rehine krizinde CIA’in pek bilinmeyen başarılı bir kurtarma operasyonunu anlatarak bir anlamda dönemin yönetimine iade-i itibarda bulunuyor.
Filme göre 4 Kasım 1979’da baskına uğrayan büyükelçilikten kaçabilen altı Amerikalı, CIA-Hollywood işbirliğiyle hazırlanan bir plan sayesinde İran dışına bir film ekibi gibi davranarak çıkarıldı. Kabul, kurmaca bir filmin tarihsel gerçeklere titizlikle sadık kalması beklenmez... Fakat Batılı güçlerin İran’ın nükleer programını gündemden düşürmediği, askeri müdahalenin tartışıldığı bir dönemde Amerikan First Lady’sinin elinden En İyi Film Oscar’ını alan “Argo”nun sunduğu gerçekliğe olayın tanıklarından gelen itirazlar dikkat çekici.

Hollywood mu kurtardı?
“Kahraman CIA ajanının zor durumdaki Amerikalıları Humeyni’nin elinden dahiyane bir planla kurtarması” hikayesini Wired dergisinde 2007’de yayımlanmıştı. Yunan mitolojisinde Altın Post’u arayan Jason ve Argonotların gemisi Argo’dan ilhamla CIA’in kılık değiştirme uzmanlarından Tony Mendez, Kanada büyükelçisi Ken Taylor’ın evinde saklanan Amerikalıları ülkeden çıkarmak için “Argo” adında hayali bir bilimkurgu film yarattı. Oscar ödüllü makyaj sanatçısı John Chambers’le çalışan Mendez, paravan bir yapım şirketi kurdu. Sinema sektörü dergilerine asla çekilmeyecek filmle ilgili ilanlar verildi, storyboard’lar çizildi. Filme göre, İranlı yetkililer Amerikalıların çekim mekanı arayan sinemacı olduklarını ‘yiyerek’ ülkeyi terk etmelerine izin verdi.
Fakat tanıklıklara ve araştırmacılara kulak verildiğinde Başkan Carter’ın da açıkladığı gibi “fikirlerin yüzde 90’ı Kanadalılardan çıkmıştı”. Filmdekinin aksine altı Amerikalı doğruca Kanada büyükelçiliğine sığınmamıştı. Rehin tutulan meslektaşlarının boş evlerine girip günlerce gizlendiler.

Kanadalıların hakkı yendi
Filmde adı bile geçmeyen Kanadalı diplomat John Sheardown durumdan haberdar olur olmaz Amerikalıları evine kabul etti. Sonra devreye Taylor ve Kanada hükümeti girdi. Kapalı oturumda Kanada meclisi, altı Amerikalı için sahte pasaport düzenlenmesini kabul etti. Dolayısıyla İran’dan çıkış Kanada’nın sağladığı pasaportlara Mendez’in sahte vizeleri vurmasıyla sorunsuz biçimde gerçekleşti. Öyle ki İslam Devrimi’nden sonra Tahran’da sıkışıp kalan 33 İsrailli’yi son anda Humeyni’nin yardımcısı Ayetullah Beheshti’yi Farsça bilgisiyle ikna ederek kurtaran askeri ateşe Itzhak Segev, Affleck’in yapay gerilimine gülüp geçiyor: “Neden filmde o kadar stresliydiler ki? Kanada pasaportları o sırada çok büyük bir ayrıcalıktı. Keşke biz de o kadar şanslı olsaydık!” Film Amerika’da gösterime girdiğinde Taylor “Senaristin neden bahsettiği hakkında en ufak bir fikri yok” diyerek İranlılara ve devrime “miyop” bakışı eleştirdi. Kurtarılanlardan biri olan Mark Lijek de Sheardown’ın filmdeki yokluğu için üzüntüyle “O olmasaydı kesinlikle başarısız olurduk” dedi.

Haberin Devamı

Argo gemisi gerçek mi

ABD Başkanı Jimmy Carter İran’dan kaçırılan altı diplomatla...

Haberin Devamı

“Argo propaganda masalı”

Haberin Devamı

Salon yazarlarından Andrew O’Hehir filmi bir “propaganda masalı” ilan ederek “Argo Oscar’ı hak etmiyor” dedi. İran asıllı Amerikalı gazeteci Nima Shirazi de Affleck’in neredeyse her röportajında “Tarihsel gerçeklere bire bir uyduk” açıklamalarının inandırıcılıktan uzaklığını diline doladı. İran’daki devrimin siyasi ve sosyal nedenlerine dair kafa yormayan “Argo”, Hollywood-CIA arasındaki ilişkiye dair zekice bir taşlama olmaktan da çok uzak kalıyor. İran, “tarih dışı” Argo’ya cevaben büyükelçiliğin ele geçirilmesinin ‘gerçek hikayesini’ anlatan bir filmin çekimlerine başlanacağını duyurdu. Keşke İran, geçen yıl En İyi Yabancı Film Oscar’ını kazanan “Bir Ayrılık”ın zarafetini, vasat bir Hollywood filmine verilmiş en iyi cevap saysa...

Argo gemisi gerçek mi
Argo gemisi gerçek mi

Havaalanı sahnesi tamamen kurmaca

Filmin en gerilim yüklü anlarından biri olan Amerikalı diplomatların film ekibi olduklarını kanıtlamak için gittikleri çarşıda, sadece Batılı oldukları için tepki gördüğü sahneyle ilgili tarihsel gerçekliklere gelince... Evden hiç çıkmamışlardı. Öyle bir olay hiç yaşanmadı. Filmin doruk noktasını oluşturan havaalanında karşılaşılan, seyirciye tırnak kemirttirmek için tasarlanmış engeller de gerçeğin bir parçası değil. Büyükelçinin eşi Pat Taylor Mehrabad havalimanına giderek altı yolcu için dikkat çekmemek amacıyla üç ayrı uçuşa bilet alıp işleri kolaylaştırmıştı. Mendez ve yanındakiler
28 Ocak 1980’de sorunsuz ve heyecansız bir biçimde Zürih uçağına binebilmişlerdi. Yanlarındaki Kanada pasaportları ve güvenliğin sıkı olmaması en büyük etmendi. Film çekip çekmediklerine dair hiçbir sorgulamayla karşılaşmamışlardı. Mark Lijek kurtarma operasyonun en can alıcı kısmı için BBC’ye “Bunların hiçbiri olmadı” açıklamasını yaptı.