Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

MUHALEFET‘in “Gül’ün Cumhurbaşkanlığı görev süresi 5 yıldır” diye bastırmasının nedeni açık.
Bu durumda Gül ikinci dönem için de aday olabilir. İkinci kez Cumhurbaşkanı seçilmek şansını kullanabilir.
Ya Erdoğan?
Onun da hedefinin Çankaya olduğunu bilmek için siyaset kâhini olmaya gerek yok.
Gül’ün ikinci dönem görev süresinin biteceğini, 5 yıl daha beklemeyeceğini hesaplıyor muhalefet.
Ve...
Gül ile Erdoğan’ı karşı karşıya getirecek bir “açmazda” AK Parti’nin sarsılacağı, çatlakların oluşacağı, muhalefet karargâhındaki siyasi harp oyunları kurgusu...
AK Parti ise başta Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Burhan Kuzu olmak üzere -genelde- “Gül’ün Çankaya’daki görev süresi 7 yıldır” görüşüne ağırlık koyuyor.
Böylece lego parçaları yerlerine oturacak, resim tamamlanacak.
2014’te Gül’ün 7 yıllık dönemi bittiğinde Başbakan Erdoğan halk oyuyla Cumhurbaşkanı seçilmek üzere adaylığını koyacak.
Hedef “2x5 yıl...”
Yani 5’erden 2 kez 10 yıl Cumhurbaşkanı kalmak...
Gül’e ise seçenekler var:
“Başbakan olmak...
AK Parti Genel Başkanlığı...
Hatta ikisi birden.”
Erdoğan’ın ise 12 yıl Başbakanlık yaptıktan sonra 10 yıl daha Çankaya’da siyasi misyonunu sürdürmesi...
AK Parti’nin zaman zaman Cumhuriyet’in 100’üncü kuruluş yıldönümü olan 2023 için hedefler koyması boşuna değil.

Haberin Devamı

ÇANKAYA HUKUKU
KAFALARI karıştırmanın hem anlamı yok hem de sonuç vermez.
Çankaya hukuku diye ayrı bir yasa yok...
Burada hukukun genel kuralları geçerli.
Şöyle ki:
“İki dönem üst üste 5’er yıl Cumhurbaşkanlığı yapabilme ve halk tarafından seçilme” hükmü referandumla kabul edilen Anayasa değişikliğinde yer almıştır.
Gül ise bu referandumdan önce TBMM tarafından 7 yıl için seçilmiştir.
Bu nedenle, “Çankaya = Halk oyuyla 2x5 yıl” formülü Gül’den sonra seçilecek cumhurbaşkanları içindir.
Prof. Burhan Kuzu “7 yıl görev bugünkü cumhurbaşkanının kazanılmış hakkıdır ama tapu gibi bir hak değildir. Anayasa değişikliği yapılır, görev süresi 2x5 yıldır hükmü Gül’e de geçerli hale getirilir” diyor.
Ancak bu da imkânsız görünmekte.
AK Parti’nin Anayasa değişikliğini tek başına yapabilecek milletvekili sayısı yok.
Muhalefet, AK Parti’nin her tavrına karşı oy kullandığı için “2x5 yıl” formülünü hayata geçirecek Meclis aritmetiği -şimdilik- hayal.
AK Parti “madem Anayasa değişikliği yapamıyoruz o halde yeni yapılacak tek maddelik bir yasaya mevcut cumhurbaşkanının görev süresi 7 yıldır hükmünü koyarız, duruma netlik kazandırırız” eğiliminde.
Doğrusu da budur.
Gerçi Yüksek Seçim Kurulu’nun hukuk mantığıyla varması gereken sonuç bu olacaktır ama gene de bir yasayla süreci netleştirmekte yarar var.
AK Parti’nin Meclis çoğunluğu buna yeterli.
Türkiye’nin sorunlarına bir de “2x5 yıl, hayır 7 yıl” tartışmasını eklemlemek ve suları daha da bulandırmak neden?
Ayrıca Abdullah Gül’ün Çankaya’da göreve devamının hukuk zorunluğu ötesinde “siyasi gereği” de var.
Bunu şu aşamada daha fazla açmıyorum.

Haberin Devamı

KAF DAĞI’NIN ARDI
GELELİM “bitmeyen şarkıya...”
Hani yeni Anayasa yapılacak, “başkanlık sistemine” geçilecekti.
Başbakan Erdoğan, Çankaya’ya Amerika’daki gibi başkan yetkileriyle çıkacaktı.
Başbakanı olmayan, bakanları Meclis dışından başkan tarafından atanan bir yönetim başlayacaktı.
Ne diyorlardı hatırlayın.
“Meclis kabul etti, etti... Etmedi AK Parti milletvekillerinin oylarıyla bu yeni sistem TBMM’de kabul edilir ve referanduma götürülür. Milletin oyuyla başkanlık sistemini düzenleyen yeni Anayasa yürürlüğe girer.”
.................
Koyun “başkanlık sistemine dayalı yeni Anayasa’yı” bir yana, mevcut parlamenter sistem eksenli yeni Anayasa’nın bile bu Meclis’ten çıkması “zorlaşıyor.”
Bunu Meclis’te kabul edip referanduma getirecek Meclis çoğunluk sayısına da AK Parti sahip değil.
Dahası...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresinin 7 yıl olduğunu netleştirecek tek maddelik bir Anayasa değişikliğini dahi AK Parti yapamıyor.
Anayasa’daki -olası- tereddütleri, yasalar hiyerarşisinde daha alt kademede olan bir yasayla gidermek zorunda kalıyor.
Siyaset böyle bir şey işte.
Plana, programa gelmez, kaygandır.
Sevdiğim bir sözle noktayı koyayım:
“Program yapana Tanrı uzaktan gülümsermiş.”