DÜNKÜ köşesinde Sergen Yalçın “Galatasaray’ın önümüzdeki yıllarda da şampiyonluğu sürdüreceğini” yazıyor ve şöyle bir öngörüde bulunuyordu:
“Önümüzdeki 2-3 yıla ipotek koyabilir.”
Sergen futbolu en iyi oynayanlardan biri olmanın ötesinde futbolu bilir de.
Öngörüsü için “inşallah” diyorum.
Ama “cek, cak” gibi gelecek zaman takılarına girmeden, “şimdiki zaman” gerçeklerini yazayım.
1Ünal Aysal çok kısa bir sürede, kendisinin ait olduğundan çok farklı, futbol gezegenine uyum sağladı.
Teknik direktör olarak Fatih Terim’i seçmekle ilk adımı doğru attı.
Sonrasında da -şike ve FB için tavrı dışında- doğru adımlarını sürdürdü.
Küresel işadamı vizyonuyla Drogba ve Sneijder gibi yıldızları getirmekte -aralarında benim de olduğum hayır diyenlere karşın- ısrarlı oluşunun altını çizmeliyiz.
Kulübün ekonomik durumunu da düze çıkardı.
Gelecek için güven veren bir projenin altındaki imzadır.
2Galatasaray’ın 3 yıl önceki halini hatırlayın.
“Rezil olmadan şu lig bir bitse” diyecek kadar kahır çekiyorduk.
Galatasaray ipi kopmuş etrafa saçılmış bir kolye eskisi gibiydi sahada.
Ne şevk vardı, ne iddia, ne hırs, ne renk aşkı, ne de disiplin....
Fatih Terim Hoca işte böyle bir takımı devraldı.
Üstelik yabancılar da transfer edilmişti.
Allahtan Selçuk gibi kazançlarımız olmuştu.
Fatih Hoca herkes “ancak gelecek seneye bu takım oturabilir” diyenlere nazire yaparcasına “kadife eldiven içindeki demir yumrukla” bu derleme kadroyu uyumlu dişliler halinde çalışan İsviçre saatine dönüştürdü.
Galatasa-raylılık ruhunu tanıttı ve kazandırdı.
Şampiyon-luk kupasını kaldırttı.
Bu yıl sezonun başındaki ilk 3 hafta hariç sonuna kadar Galatasaray listede hep liderdi.
.......................
Aysal ile Terim’in arasını açmak için döndürülen fısıltılar benim de kulağıma geliyor.
Ama...
Bu başarı karşısında zehirli diller bile tutulur.
Konuşamaz hale gelir o ağızlar.
3Bu köşede kaç kez Selçuk övgüsü yazdım, sayısını bilemem.
Gene “farkını fark ettirdi.”
Ayakları gibi beyni de pırıltılı.
Serbest vuruşla Sivasspor ağlarını havalandırarak açılışı yaptı.
2’nci golü de görkemliydi.
Fakat, Selçuk skor levhasına sayılar yazmanın ve asistlerle yazdırmanın ötesinde yeşil sahada estetik futboluyla gözlere de güzellikler sunuyor.
Orkestra şefi misyonunu da iyi taşıyor.
4Drogba, gerçekten müthiş bir kazanç.
“Pivot santrafor” nedir gösteriyor.
Liderlik onun doğasında var.
Yıllar içinde bu özelliğini kişiliğe dönüştürmüş.
Galatasaray’a geldiği ilk haftalarda, ön plana fazla çıkmadı.
Burnu havada, çok pahalı, kibirli bir küresel yıldız önyargılarını silerek oynadı.
Başta Burak olmak üzere vitrindekilere servis veren gerideki usta görüntüsünü sundu.
Takım onun içtenliğini kabullendikten sonradır ki öne çıktı, gol attı ve attırdı.
Burak ve Muslera “biri atan diğeri tutan” olarak zaferde büyük imzalar.
.......................
Aslında tek tek hepsi iyiydi.
Hele “Sabri’nin hakkı anılmadan bu yazı nasıl noktalanır?”
......................
Fenerbahçeli dostlara da sesleniyorum “birbirimizsiz olamayız...”
Nasıl ‘Aslan’ oldum?
KULÜBÜM Galatasaray’la bir kez daha gurur duydum.
İkinci konumdaki Fenerbahçe’ye 10 puan fark atarak, ligin bitmesine 2 hafta kala “şampiyonluğunu” ilan etmesi azımsanacak şey değil.
Herkesin bir taraftarlık miladı vardır.
Örneğin...
Rauf Tamer’i Beşiktaşlı yapan mahallenin abisi Süleyman Seba’dır.
Elinden tutmuş bir Beşiktaş maçına götürmüş.
Gidiş o gidiş...
Benimkisi de daha ilkokula başlamadan biyografime yazıldı.
Mahallede CHP Çorum milletvekili Necdet Yücel’in büyük oğlu Vural Yücel abimiz ünlü bir atletti.
Galatasaray formasıyla koşardı.
Bir gün elimden tuttu Ankara 19 Mayıs Stadyumu’na götürdü.
Elime bir sandviç tutuşturup “şimdi yarışacağım, beni izlersin, sonra, giyinip geleceğim” diyerek gitti.
5-10 dakika sonra sarı-kırmızı atlet ve şortuyla, ayağında çivili ayakkabılar, pistteydi.
Isınma hareketleri yapıyordu.
Ve depar için yerini aldı.
400 metrelik yarışta koşacaklar arasındaydı.
Tahmin edeceğiniz gibi finalde ipi birinci olarak göğüsledi.
Bir süre sonra...
Bu defa 800 metre yarışındaydı.
Onda da birinci oldu.
Gözümde kadim Yunan’ın ilahları gibiydi.
O gün Galatasaraylı oldum.
Teşekkürler Vural abi...
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025