TÜRKİYE-Suriye sınırları dahil -adeta- cetvelle çizerek Ortadoğu’da ülkeler yaratan iki kişidir.
Sör Mark Sykes ve Georges Picot...
Zaten “Osmanlı’nın Ortadoğu topraklarını paylaşan İngiltere-Fransa” anlaşması da “Sykes - Picot” Anlaşması adını taşır.
“Gizli” tutulmuştur.
Etnisite, din, mezhep ölçütlerinin yeterince dikkate alınmadığı bu harita, Ortadoğu’yu yerkürenin en sancılı coğrafyası haline getirmiştir.
Kimdir bu iki “cehennem süvarisi?” (Gerçekten aslında kutsal yerleri de kucaklayan Ortadoğu’da cehennem ateşleri yaktılar. Bölge hâlâ yanıyor.)
Ortadoğu haritası neden onlara çizdirildi?
FELSEFENİN gurularından Descartes “Düşünüyorum, o halde varım (Cogito ergo sum)” demişti.
Sonraları bir ileriye taşındı bu söylem:
“Şüphe ediyorum, o halde varım...”
Akılcılığın ve bilimsel gelişmenin “altın anahtarı” bu ikincisidir.
Çünkü...
“Şüphe” araştırmayı, sorgulamayı yaparak doğruyu bulmanın hareket motorudur.
Ve bütün bunlar “düşünme sürecinde” gerçekleşir.
Prof. Üstün Ergüder’le ayaküstü laflarken yanımıza ince yapılı, 60’ın üzerinde yaşlarda görünen bir Amerikalı yanaştı.
Harvard Üniversitesi’nde profesörmüş.
Biz de kendimizi tanıttık.
İlerleyen dakikalarda kendimizi bu yüzyılın sonlarına götüren “ürpertici” açıklamalarda şöyle bulundu.
ABD’nin başkan adayları kameralar önünde 2’nci kez karşı karşıya geldiler, tartıştılar.
Trump’ın “evli bir kadın için” ortalığa dökülen sözleri ve bunu merkeze alan “magazin ağırlıklı” yayınlar bir yana...
Hillary’nin bir söylemi Türkiye için çok önemliydi.
Hillary “Kürtlerin ABD için Suriye’de savaş partneri olduğunu” vurguladı.
“Başkan seçildikten sonra onları silahlandırmaya devam edeceğim” dedi.
...................
Hillary’nin Beyaz Saray’ın patronu olması -neredeyse- kesin.
ŞEFFAF ODA’nın bu sezon ilk program konuğu “küresel sanatçımız” Karsu...
Dünya metropollerinde yoğun konser trafiği arasında 1 günlüğüne sadece bu program
için İstanbul’a geldi.
Neden Karsu?
Ve neden 1 günlüğüne bile olsa İstanbul’a geliş?
Onu ve ailesini konuk eden Le Meridien Otel’in salonunda işte bu neden konuşuldu.
Programın konsepti oluşturuldu. Karsu’nun gözlerini buğulandıran nedeni anlatayım:
ÜZERİNDE güneş batmayan imparatorluk döneminde Kraliçe Victoria 63 yıl tahtta kaldı.
Victoria iyi dans eden, yabancı dil bilen şehzade Murad’la yeğenlerinden birini evlendirmek istemişti.
En çok bu tarafıyla bilinir Türkiye’de.
Ben başka bir yönünü yazmak istiyorum.
....................
Yönetim felsefesini simgeleyen söylemi şuydu:
“No complain, no explain.”
YAYIMLA-DIĞIM bu fotoğraf Kuzey Irak’ta çekilmişti.
Barzani ve Talabani’nin hakim olduğu topraklardaki “çevik kuvvet ABD üssünde...”
Etrafı yüksek duvarlarla çevrilmiş, üzerlerinde silahlı peşmergelerin nöbet tuttuğu çevreden yalıtılmış kale gibi bir askeri kamp.
Komutan Amerikalı.
Epeyce Amerikalı asker de vardı.
Ve en gelişmiş silahlarla donatılmış peşmergeler.
Bu kale gibi üssün gerçek görevinin ne olduğunu, o gün de sonrasında da anlayamadım.
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan ABD’ye “Fethullah Gülen’in iadesi için” bastırıyor.
Gülen’in ABD’ye “nasıl” gittiği anlaşılırsa...
“Sebep-sonuç” ilişkisi kurarak sonuç almaya yaklaşmak mümkün olabilir mi?
...................
Fethullah Gülen’in “Amerika’ya gidişi ve orada ikametini sürdürebilmesi” için “tevatür” çok.
Ancak...
Şu ikisi öne çıkmakta.
...................