Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

FELSEFENİN gurularından Descartes “Düşünüyorum, o halde varım (Cogito ergo sum)” demişti.
Sonraları bir ileriye taşındı bu söylem:
“Şüphe ediyorum, o halde varım...”
Akılcılığın ve bilimsel gelişmenin “altın anahtarı” bu ikincisidir.
Çünkü...
“Şüphe” araştırmayı, sorgulamayı yaparak doğruyu bulmanın hareket motorudur.
Ve bütün bunlar “düşünme sürecinde” gerçekleşir.
Yani...
Her ikisi birbirini tamamlar.
Konuyu siyasetle güncelleyelim.
.....................
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli -bir kez daha- “sürpriz” yaptı.
Hiç beklenmeyen açıklamasıyla “başkanlık sisteminin önündeki bariyeri” açtı.
Sözlerinin tamamını tekrarlamaya gerek yok.
“Başkanlık sistemi muamması bitsin, kararı halk versin” mesajı apaçık.
Başbakan Binali Yıldırım da bu “asisti” değerlendirmekte hiç gecikmedi.
Önce “MHP Genel Başkanı Bahçeli’ye içten teşekkürlerini” vurguladı. Ve ardından da “başkanlık sistemini öngören bir anayasa tasarısını AK Parti’nin TBMM’ye getireceğini” açıkladı.
Artık CHP’nin de içinde bulunduğu “mevcut Anayasa’da bazı değişiklikler yapılması için partiler arası uzlaşma komisyonunun” son kullanma tarihinin dolduğu söylenebilir.
.....................
O halde “Düşünüyorum, o halde varım” ilkesinin ışığında, bundan sonrası sadece “uygulama takvimi...”
Açayım...
.....................
AK Parti’nin TBMM’de 317 milletvekili var.
Ne “başkanlık sistemini” referanduma götürecek 330 oya, ne bunu Meclis’te doğrudan kabul ettirecek 367 nitelikli oy çoğunluğuna erişebiliyor.
Ama...
MHP’den en az 13 milletvekili “EVET” oyu kullanırsa “başkanlık sistemini düzenleyen yeni anayasayı” referanduma götürecek 330’u bulur.
Anayasa oylamalarında grup kararı alınamıyor.
Bu nedenle Devlet Bahçeli’nin parti disiplini civatalarını sıkmaması halinde MHP’den en az 13 oyun AK Parti oylarına eklenmesi sorun olmaz.
Zaten “kararı halk versin” söylemi bir “işaret fişeği” değil mi?
.....................
Gelelim “Şüphe ediyorum, o halde varım” ikinci adımına.
Bahçeli’nin aklına estiği gibi konuştuğu, referandumu pat diye ortaya attığını sanmak fazla naif bakıştır.
Herhalde iki tarafın siyaset kurmayları bir süredir konuyu görüşüyor olmalılar.
“Anayasa’nın ilk 4 maddesinin değişmemesi” ve “eyaletler yapılanmasına geçilmemesi” gibi MHP’nin “olmazsa olmaz” şartları da “kanıt” değilse bile “karine...”
Fakat...
“Türk tipi başkanlık sistemi” taslak çalışmalarında öyle maddeler vardı ki bunlara karşı MHP’nin kamuoyu önünde “deklare /angaje” karşı duruşu biliniyor.
.....................
Bu “duyarlı” maddeleri yeni anayasa taslağı ortaya çıktığında elbette tartışacağız.
.....................
Şu aşamada “Şüphe ediyorum, o halde varım” sapağında sorguluyorum.
“Günlük politika hırslarının” daha ötesinde bir şeylerin soru işaretleri üşüşüyor beynime.
Bahçeli “önce devlet” diyebilen, “siyasi sorumluluk değerleri yüksek” bir liderdir.
Kapanmış gibi görünen “başkanlık sisteminin önünü neden açtı?”
.....................
“Parlamenter sistemle devam mı, yoksa başkanlık sistemi mi?” konusu önemlidir.
Ayrıca tartışacağız elbette.