Güneri Cıvaoğlu

FUTBOLUN sadece futbol olmadığını pazar günkü “resmi açılış” ve sonrasında bir kez daha gördük.
.....................
KARTAL yeniden yuvasına kondu.
Dolmabahçe’-deki stat yıkılıp, yüzyılın ölçütlerinde güzel bir projeyle baştan yapıldı.
Mimarisi hantal değil, zarif.
İstanbul’un dokusuyla uyumlu.
41 bin 903 seyirci kapasitesi sadece bir “rakam” olarak görülmesin.

“Yolun Sonu” single’ıyla Kıraç 2 yıl aradan sonra- tekrar karşımızda...
Programa bu yeni şarkısıyla başlıyoruz.Kıraç’ın derinde testostoronu yüksek sesi
ve yorumu özeldir.
Kıraç, Şeffaf Oda’ya ilk kez 2007’de gelmişti. Yanında, o zamanlar sevgilisi olan Ayşe Şule Bilgiç vardı.
Ayşe, koltuğumun koluna ilişmişti. Kıraç, onun gözlerinin içine bakarak “Ayşem” şarkısını söylemişti. Ayşe duygulanmıştı ve bir sürpriz yaptı, Kıraç için yazdığı “Alim” şarkısını okudu.
Kıraç’ın gözlerinin yaşardığını hatırlıyorum.
Şimdi güzel bir evlilikleri var.

Daha önce de yazdım.
Çok çok çok gerekli olmadıkça kimsenin hanımefendisi hakkında yazmam.
Ayrıca…
Erkek ya da kadın fark etmez… Onur yaralayacak ifadelerden de kaçınırım.
Hep şöyle düşünürüm;
“Bu kişi akşam evine gidecek. Eşinin yüzüne bakacak. Çocuğu ertesi sabah okula gidecek. Diğer çocuklar ona nasıl bakacak, babası ya da annesi nedeniyle ona neler söyleyecek?”
………………

BİR saptama: “Terör” çağımızın “kanseri.”
Erken teşhis ve başlangıçta yok etmek önemli.
Aksi halde “metastaz” yaparak bünyeyi sarabiliyor.
Geometrik diziyle sayısını katlayarak ölümcül tehdit oluşturuyor.
Tıpkı “terör ...”
“Terör örgütünü kazıyarak bitirdiğiniz” sanılırken hangi noktalara sıçradığını bilmek mümkün değil.
Asker kökenli, konusuna hakim bir “güvenlik uzmanı” dünkü sohbetimizde şöyle dedi:

İLETİŞİM sektöründe bir süredir “yeni uranyum” söylemi dolaşımda.
Açayım...
“Kimlik bilgileri 21’inci yüzyılın en değerli veri tabanı. Büyük kazançlar sağlayabiliyor. Eğer ‘zenginleştirilirse’ tıpkı ‘zenginleştirilmiş uranyumun’ nükleer silaha dönüşmesi gibi müthiş tehlikeli olabilir.”
Gündemde patlama yapan “Türkiye’den 50 milyon kişinin kimlik bilgilerinin bir çete tarafından ‘hack’ edildiği” yolundaki haber böyle okunmalı.
Küçük bir örnek vereyim:
Türkiye’de bu kimlik veri tabanı sayıları 1000’i bulan avukatlara satılmış. Büyük paralar ödemiş avukatlar.
Bu veri tabanını “icra takiplerinde kolaylık sağlaması” için satın almışlar.

TÜRKİYE’nin gündemi için bir solukta 20 madde sayabilirim.
Ancak...
“Eşitler arasında 3 birinci” o 20’nin ve daha fazlasının “anahtarı...”
.....................
1 IŞİD’İN ELİNDEKİ CERABLUS - AZEZ HATTI.
Türkiye ile ABD arasında hâlâ “askıda” olan sorun.
Antalya’daki toplantıda “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Putin’e bu coğrafyayı ‘güvenli bölge’ yapmak ve Suriyeli sığınmacıların yüz binlercesini orada ikamet ettirmek fikrini açtığı ve Putin’den ‘ama Amerikalılar bana orayı PYD’ye vermek istiyorlar’ dediği” yolundaki haberler medyada yer almıştı.

Kayınpe-derim Em. Büyükelçi Faik Zihni Akdur, Arnavutluk’ta doğmuş. (Flaşe)
Balkanlar’ın hali malum.
Aile Selanik’e göçmüş.
Liseyi orada bitirmiş.
Selanik’teki diğer Müslümanlarla birlikte İstanbul’a gelmişler.
Göçün dramını yol boyunca yaşayanlardan.
Sonra Dışişleri Bakanlığı’na -kendi deyimiyle- “intisap etmiş.”

Son yılların en güzel hafta sonunu Eskişehir’de geçirdim. Türkiye’de güzel şeyler de oluyor.
Eskişehir’deki “Balmumu Heykeller Müzesi”nde Başkan Yılmaz Büyükerşen bir de “medya galerisi” oluşturacak.
Bizim gazeteci milletinden zaten bazılarının balmumu heykellerini yapmış bile. Benimkini de koymak için davet etti. Gittim, maskımı aldı.
“1 buçuk 2 aya biter” dedi.
ENERJİSİ SEVGİDEN
Bu fırsatı değerlendirmek için 2 gün kaldım. Gerçekten “büyük alkış” Büyükerşen’e...
Anadolu’nun ortasında bir “çağdaş kent” yaratılmış.