Dr. Ragıp El Sulh imzalı makalede, "ABD'nin Irak'a, komşuları ve dünya için tehdit oluşturduğu gerekçesiyle girdiği... Ama asıl bu yeni Irak'ın tehdit haline geldiği" iddia ediliyor. (1)
Dr. El Sulh, 18 Haziran'da, ABD askerlerinin içinde, eski Irak rejiminden arananların bulunduğu ihbarıyla bir konvoya baskın yaptıklarını ve sınırda Suriye askerlerine saldırmak emri aldıklarını hatırlatıyor. Yoğun bir tahkikatın başlatıldığına işaret ediyor.
Dr. Sulh, bunun aslında Suriye'ye gözdağı vermek olduğu görüşünde.
ABD'nin Irak'ta varlığı ve egemenliğinin her koşuluyla yöredeki ülkeler tarafından kabul edilmesi için bir kuvvet gösterisi diye değerlendiriyor.
Dr. Sulh makalesinde, bu kuşkusunu, temmuz başında Kerkük'teki Türkiye özel birliğinin merkez bürosu baskınıyla katlandığını yazıyor.
11 subay ve astsubayın elleri kelepçelenerek, başlarına çuval geçirilerek gönderilmesini Suriye'den sonra Türkiye'ye de mesaj olarak değerlendiriyor.
Dr. El Sulh'a göre, ABD böyle bir baskın yapmadan da Türkiye özel kuvvetleri ile ilgili kuşkularını giderebilirdi.
Örneğin...
Eğer Kerkük Valisi'ne suikast gibi bir ciddi istihbaratı varsa, valinin korumalarını artırabilirdi.
Türk yetkililerden, ihbara konu olan askerlerini geri çekmelerini, değiştirilmelerini isteyebilirdi.
Şimdi yapılmış olan ABD - Türkiye ortak komisyonunu daha işin başında kurabilirdi.
Böyle daha bir dizi barışçı çözüm formülü varken, özel kuvvetlerin merkez bürosunu basmak, Türk subay ve astsubaylarını yere yatırarak, ellerine kelepçe vurmak, başlarına çuval geçirerek 48 saat hapis tutmak olsa olsa Türkiye'ye gözdağıdır.
Bir not daha...
Aslında ABD güçleri Irak'taki İran İrtibat Bürosu'nu da basacaklarmış.
İran uyanık çıkmış.
Barzani'yi uyarmış.
Barzani de ABD komutanını...
Böylece İran İrtibat Bürosu'na baskın direkten dönmüş.
Ancak, ABD bir şekilde İran'a da gözdağı verecektir.
Çünkü üslubu böyle.
O nedenle bu üslubun tanımını, Dr. Sulh'ten satırlara bırakalım:
"Bütün bunlar Bush'un Ortadoğu projelerini ve ABD işgalinin Irak'ta sürmesini bütünüyle ve şartsız kabul etmeleri bağlamında her iki ülkeye yönelik (Türkiye ve İran) tavırlardır.
İşgal kendi mantığını, sadece Irak'a değil, komşu ülkelere de dayatmakta."
ABD, Irak'ta direniş yayıldıkça ve insan kaybı sürdükçe, daha da dayatmacı olacaktır.
Irak'ın giderek, çevre ülkeler ve dünya için daha büyük tehdit haline gelmesi ve kamuoylarında ABD'ye karşı yükselen tepki bir zehirli sarmal oluşturacaktır.
Çirkin Amerikalı imajının günümüze taşınan duplikası ile karşı karşıyayız.
Kuzey Irak'tan dönen Cengiz Çandar ve İlnur Çevik'in izlenimlerini Mehmet Ali Birand'ın Manşet'inde izledik.
Amerikalı komutan bir basın toplantısı yapmaktan, aldığı emir nedeniyle vazgeçmiş... Eğer konuşsaymış anlatacakları varmış. Türk özel güç subaylarının Türkmenlerle yaptıkları toplantıyı KYB banda almış... Bir Kızılay konvoyunda, Türk silahlı güçleri yakalanmış ve geri gönderilmiş, Türk özel güçleri bürosu ile Türkmen Cephesi aynı binadaymış...
Bunlar kuşku verici olabilir...
Zaten dün Türkiye ABD ortak araştırma grubunun bildirisi de buram buram tarafların birbirine olan kuşkusunu yansıtıyordu.
"Olaydan tarafların üzüntü duydukları" yolundaki makyaj satırı ötesinde atılacak her adımın bildirimi ve irtibat subaylarının görevlendirilmesi bu kuşkuları vurgulamakta.
Ah tezkere... Vah tezkere.
.....
(1) Makalenin tam metni bugünkü Radikal'de...
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025