Örneğin... Antalya'da 5 bini Alman olmak üzere 10 bine yakın Avrupalı yaşıyor. Antalya'da bir kilise istiyorlar. AB'nin, Türkiye raporlarında "ibadet özgürlüğü" gibi uyarıların satır aralarında bu istek de var.AKP yönetimi, "sadece kilise yapan hükümet" görüntüsü vermemeye çalışıyordu.Önümüz yerel seçim... SP'nin başında siyasete dönüş yapan Erbakan'a arası çifte kaymaklı ekmekkadayıfı sunmak olurdu.Ve çözüm açıklandı:Antalya'da cami, kilise, havra aynı yerde, bir ibadethaneler topluluğu olarak yapılanacak.Tek tanrılı 3 büyük din.Kudüs'te Dünya Barış Merkezi adlı binada görmüştüm. Giriş katı, Museviler için kutsal Kral David'in mezarı.Bir üst katta 12 havarisiyle İsa, "son yemeği" yemiş.Teras katında Müslümanlar ibadet ediyorlardı.Yani aynı anda Museviler mezar başındayken, Hıristiyanlar bir üst katta ilahiler söylüyordu. Teras katında ise ezan sesi duyulabiliyordu.Bu hoşgörü üçlemesi Antalya'da da olacak. AKP yönetimi kendince duyarlı konularda "akılcı çözümler" yaratıyor. Doğaya kıyılmasın Ama... Sadece kendisi için duyarlı konularda değil, Türkiye için duyarlı olan diğer sorunlarda da akılcı çözümler üretmeli.Örneğin... "Orman niteliğini kaybetmiş arazilerin satışı" için son düzenleme girişimi."Ormanlığı" sadece kayıtlarda kalmış beton yığınlarını yıkmak mümkün olmadığına göre, devlet arazisine bu yağmayı yapanlardan para alınması akıllıca yaklaşımdır.Fakat... Yeni yağmalar için örnek olmayacak "caydırıcı önlemler" de yasada yer almalı."Yeşilin ve mavinin katliamı" yollarını açacak maddeler kesinlikle metinden çıkarılmalı. AKP akılcı çözümü ortaya koydu. Göcek ve ötesi Tertemiz, pırıl pırıl sularda, yemyeşil ormanların, denizle öpüştüğü sahillerde geçen birkaç gün.Doğa coşmuş, çiçek fışkırmış. Havada bahar kokusu var.Pamuk yığınları gibi yelkenliler süzülüyor.Göcek'in koyları hâlâ beton saldırısından uzak.1980'li yılların ortalarına doğru merhum Turgut Özal'la bir uçak yolculuğunu anımsıyorum. Kaygılarımı anlatmıştım:"Göcek iç denizinde her koy satın alınmış. Birden 5 yıldızlı otellerle betonlaşacak. Burayı Milli Park haline getirmek lazım."Özal, önerimi birkaç dakika içinde kavramıştı."Sadece Göcek değil, başka alanları da milli park yapalım. Hükümet kararnamesi yetmez. Bir başka hükümet gelir, kararnameyi değiştirir. Onun için kanun çıkaralım. Kolay değiştirilmesin" demişti.Yasa çıktı... Bodrum, Marmaris'ten başlayan ve Antalya'ya kadar uzanan pek çok alan, başta Göcek olmak üzere yasayla korumaya alınmıştı.Sadece marinalar ve ek tesislerine - doğayı yeniden kazandırmak koşuluyla - istisnai izin var. Örneğin, Koçmanlar'a ait eski bir krom madeni kalıntısı, Göcek'in Fethiye giriş köşesinde gri - kara bir hayalet gibi dururdu. Şimdi orada Swissotel Göcek Marina Resort var. Gri - kara hayaletin yerini, mavi - yeşil bir cennet parçası almış. Turizm Bakanlığı eski Müsteşarı ve bu turizm gurubunun başkanı Mustafa Türkmen'in usta elinden çıkmış bir tablo.Sular tertemiz.Karşıda kamu kurumlarının kirlettiği arazide ise daha yıllar öncesinden doğaya kazandırılan Haldun Simavi'nin marinası...Hükümetin "orman niteliğini kaybetmiş araziler satılır" düzenlemesi, bu korumaya alınmış alanlara - kesinlikle - saldırmasın.İnsanoğlunun ciğerine beton doldurmasında mantık var mı?Mavilerin üzerindeki yeşil çam gölgelerinin yerini beton yansımaları, atıklar almamalı.Bıraksınlar pamuk demetleri gibi süzülen yelkenliler dolaşsın, insanlarımız tertemiz havayı solusun.Pırıl pırıl mavi sularda yüzsün.Bu hiç dokunulmamış yeşiller ve maviler, artık - asıl - 10 yıldızlı turizm alanları.O kadar azaldılar ki... g.civaoglu@milliyet.com.tr Hafta sonu Turkcell'in geleneksel yelken yarışları için Göcek'teydim.