16 Nisan için iki not:
1- Kürt oyları “altın hisse” haline dönüşmüştür.
2- Türkiye’de bir araya gelmeleri asla düşünülemeyecek sosyal kesimler “HAYIR” başlığı altında bütünleşmiştir.
Açayım...
.....................
Önce birincisi...
Şirketlerde, oranı çok küçük, yani “marjinal”, yani günlük dilimizle “kıytırık” bir hisse bir bakılır ki “altın hisse” olmuştur.
Misal...
Şirkette 3 ortak vardır.
2 ortak yüzde 49’ar hisseye sahiptir.
3’üncü ortağın hissesi ise sadece yüzde 2’dir.
Bu durumda o yüzde 2 hisse taraflardan hangisiyle birlikte oy kullanırsa o taraf yüzde 51’e ulaşır.
Yüzde 51 çoğunluğun istediği karar alınır.
Tek başına hiçbir anlam ifade etmeyen yüzde 2 marjinal hisse, sahibine diğer iki büyük ortak kadar hatta ondan daha fazla önem ve değer kazandırır.
O nedenle, böyle hisselere “altın hisse” denir.
16 Nisan sandık sonuçları tahlil edildiğinde ortaya Güneydoğu ve Doğu’daki Kürtlerin “altın oya” sahip oldukları görünüyor.
Yani...
Özellikle “yüzde 50 +1 oyun yeterli olduğu” 2019 Cumhurbaşkanı seçiminde bu “altın oya” dikkat.
AK Parti Kürt oylarının yoğun olduğu illerde “EVET”lere yüzde 10 dolaylarında kazanım sağladı.
2019’da bu kazanımı elden kaçırmaması gerekiyor.
Önümüzdeki 2 yılda bunun için politikalar üretmek ve uygulamak üzere vites küçültmemesi lazım.
Handikabı...
Kamuoyu araştırmalarına göre, “barajı aşamamak bir yana, oylarından epey kaybetmiş” görünen MHP ile işbirliği ve de “idam hükmünü” yeniden tesis etmek için “referandum” taahhüdü ile “altın oyları” bir arada tutmak “çok çetin iş.”
.......................
İkincisi...
HAYIR’ları yansıtan haritaya bakınız.
Ege ve Akdeniz’in kıyı şeridi, o şeridin içlerindeki illerden “ikinci hat” ile Trakya... Ankara ve Eskişehir gibi 2 büyük il...
Bu harita sadece enlem ve boylamların, illerin coğrafyası değil.
Aynı zamanda “zihniyet farkı” coğrafyası.
Bunlara Doğu ve Güneydoğu’daki Kürt oyları ağırlıklı “HAYIR” illerini de katın.
CHP, HDP, -”daha eğitimli kesim” diye nitelenen- MHP’nin en az yarısı, yüzdesi büyük olmasa da ılımlı, yani “damardan olmayan” AK Parti...
Normal koşullarda böyle bir harman, 16 Nisan’dan önceki sandıklardan hiç çıkmamıştı.
Geride kalan pazar günü bu “olmaz, denen şey oldu.”
2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aynı “sandık kimyası” gerçekleşebilir mi?
Bunu sağlamak da “çok çetin iş.”
CHP’nin kampanya boyunca -birkaç milletvekilinin saçmalıkları- dikkate alınmazsa uyguladığı “olumlu, yapıcı, kucaklayıcı” dili sürdürmesi “şarttır.”
