Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Onların "tarih hafızaları" çok güçlüdür.Her yeni nesil, daha bebeklik çağlarından itibaren başlayarak Türklerle aralarında yaşanan dramı dinleyerek büyür.Yetişkin olduğunda sanki tüm o acılı yılları kendisi yaşamışçasına koşullanmıştır.O da kendi çocuklarına aynı duyguları kökleştirecek tohumları serper.Elif Şafak'ın -bildiğim kadarıyla- yayımlayacağı romanda bu "hafıza gerçeği" işleniyor..........................Musevi diasporasında da aynı "hafıza gerçeği" vardır.Onlarda nefret, Nazi Almanya'sına odaklanmıştır.Buna karşılık, Türklere olan sempati, 500 yılı aşkın köklere uzanır.Hıristiyanların Engizisyon işkencelerinden ve kıyımlarından kurtulan Musevilerin, yüzyıllarca Osmanlı topraklarında güven içinde yaşamış olmaları hiç unutulmamıştır.Her yeni nesil, bu nehir roman gibi akan hafızayı devralır.Ayrıca...II. Dünya Savaşı'nda Nazi Almanya'sı ve faşist İtalya ile onların işbirlikçisi Avrupalı çok sayıda hainin Türkiye'de görülmemesi de, her yeni nesil Musevi'nin hafızasına bütün canlılığıyla devredilir...........................Sıraladığım 3 lobiden en etkin olanı Musevi diasporasıdır.Türkiye'nin özellikle ABD ile olan sorunlarında onların çok önemli katkıları olmuştur.Türkiye'deki Musevi cemaatinden bazı isimler ve özellikle çok değerli bir işadamı aracılığıyla kurulan ilişkiler, her hükümet döneminde Ankara'nın işini kolaylaştırmıştır.Rum ve Ermeni lobilerini ancak böylece engellemek ya da -hiç değilse- dengelemek mümkün olabilmiştir. Tabii Musevi lobisi de bunu Ermeni ve Rum lobilerini karşısına alacak bir açıklıkla yapmaz ama ince politikayla çoğu kez Ankara'nın amaçlarını gerçekleştirmesine ciddi katkısı olmuştur...........................Her 3 diaspora lobisinin de anayurtla bağlantıları yoğun ve süreklidir. Anayurtlarına dönük bir tehdit algıladıklarında tırnakları, dişleri uzar.Anayurtlar da özellikle ABD'nin kullanılması gereken sorunlarda kendi diasporalarını devreye sokarlar.Algıladıkları tehdidin üzerine ABD'nin caydırıcı gölgesini düşürtürler..........................İsrail'den Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e "Hamas'la diyalog kurmanız bizi üzer" mesajı, bu geniş çerçevede görülmeli.Hamas için Ankara'nın "erken" sayılabilecek bir adımı, sadece İsrail'i kırmak gibi görülmesin. Türkiye'nin yerküre diaspora lobilerinden en güçlüsünü de rahatsız edeceği bilinmelidir.Elbette 500 yılı aşkın güzel duygular ve Türkiye'de yaşayan huzurlu Musevi toplumu göz ardı edilmez.Ama Beyaz Saray'da, Senato'da, Temsilciler Meclisi'nde, Amerikan medyasında, küresel dev finans kuruluşlarında Türkiye'ye elektrik akımı verilerek acı hissettirmesi, bazı mesajlar algılatması uzak olasılık değil..........................Ankara zaten Washington'un aynalarına önce Suriye ve son haftalarda da İran ile ilişkilerinde beklediği görüntüleri vermiyor.Hamas için de aynı şey söylenebilir..........................Büyük devletle yakın ilişki, İsmet Paşa'ya göre, "Ayıyla yatağa girmeye benzer. Sevmek için sarılsa bile tırnakları kanatır."Türkiye, elbette kendi yararlarının ve imparatorluk genlerini hâlâ taşıyan büyük devlet özgüveni doğrultusunda dış politikasını oluşturmalıdır.Özellikle bu kendi bölgesinde...Fakat... Büyük bir köye dönüşen küresel haritanın gene de ağaları, kâhyaları olduğunu da bilmeliyiz.ABD, Arafat'ı yıllarca yıkık bir binada hapseden, El-Fetih'i elden ayaktan düşüren, bu arada Hamas'ın bitinin kanlandığını algılayamayan İsrail'in sırtını sıvazlamıştır. Böylece seçim, Hamas'a -adeta- altın terpside verilmiştir. O başka... g.civaoglu@milliyet.com.tr Yerkürede 3 büyük diaspora lobisi vardır. 1- Musevi. 2- Rum. 3- Ermeni. Bunlardan son ikisi, Türkiye'nin "yeminli düşmanları" sayılabilir.