Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye’ye “başkanlık sistemi” için “yol haritası” ufukta görünmeye başladı.
Yeni anayasayı hazırlamak üzere 4 partiden milletvekilleriyle oluşan “mutabakat komisyonu” yaşayamadı.
CHP “sadece parlamenter sisteme dayalı bir anayasa” dedi.
AK Parti ise “başkanlık sistemi...”
Meclis Başkanı önce kendisinin “Böyle yürümez” diye özetlenebilecek tavrıyla dağıttığı masayı yeniden toplama çabasında.
Ama...
Sonuç alamayacağı netleşmekte.

14 OY LAZIM
O halde?..
AK Parti’nin zaten büyük ölçüde yazmış olduğu -başkanlık sistemine göre düzenlenmiş- yeni anayasa tasarısı var.
Bu tasarıyı Meclis’e indirir.
Referanduma götürebilmek için gerekli sayı olan 330’u bulmaya çalışır.
Hatta...
Bazı köşe yazarlarına göre “AK Parti’nin 330’a varmak için ihtiyacı olan oylar derlenmiş bile...”
MHP ve CHP’den böyle bir katılım sözleri alınmış olabilir mi?
Bilemeyiz.
Ancak...
Öyle bile olsa...
Anayasa oylamalarında kimin hangi oyu verdiğini tespit mükün değil.
Dahası...
Parti gruplarında da “milletvekillerinin kullanacakları oy için” karar alınamaz.
Vekillerin üzerlerinde hiçbir baskı olmaksızın hür iradeleriyle, inanç ve vicdanı doğrultusunda oy kullanmaları için bu “gizlilik” esası öngörülmüştür.
14 ilave oy diğer partilerden gelecek olsa bile AK Parti’nin içinden “fireler” de hesaba katılmalı.

BİR BİLDİĞİ...
AK Parti’den bütün milletvekillerinin “başkanlık sistemine” taraftar olduğunu söylemek zor.
Öyle...
Parti içi hizip gibi kapıları aralamıyorum.
Fakat...
Siyasetin sadece yalın gerçeğine işaret etmek istiyorum.
Her milletvekilinin gönlünde “bakan olmak” yatar.
Halbuki “başkanlık sisteminde” milletvekillerine bakanlık verilmez.
Başkan kendi takdirine göre dışarıdan uygun bulduğu isimleri bakan yapar.
Belki de bu yüzdendir ki, örneğin Amerika’da bakanlar “sekreter” unvanıyla anılır.
“Secretary of Defence (Savunma Sekreteri)”, “Secretary of Foreign Affairs (Dışişleri Sekreteri)” gibi...
Yani...
“Başkanlık sistemi”ne göre düzenlenmiş / yazılmış bir anayasa metnine oy verecek milletvekili yüreğindeki aslandan vazgeçmiş olacaktır.
Bu “milletvekili psikolojisi” de gözden uzak tutulamaz.
Bununla beraber Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “330 için 14 ilave oy ve sıfır fire” gereğini bile bile bu yol haritasında ısrarlı görünmesi “vardır bir bildiği” diye düşündürtüyor.

SANDIKTAKİ İKİLEM
Bu aşama şöyle ya da böyle geçilse bile referandum sandıklarından ne çıkar?
Araştırmalardan bazıları “seçmen çoğunluğunun başkanlık sisteminden yana olmadığını ve AK Partili seçmenin bile yüzde 20’sinin farklı düşündüğünü” gösterse bile, Erdoğan katsayısını öngörmek zor.
Sandık hesabını iyi bildiği ve oyları yönlendirme performansı sır değil.
Ve son nokta:
“Terör tırmanışını sürdürürse, Türkiye’nin her yerinde her gün patlamalar, can kayıpları yaşanırsa, toplum (seçmen) bundan nasıl etkilenir?”
Oylarını devleti tek bir elde toplayacak lider gibi algılayacağı “başkan” için mi... Yoksa AK Parti iktidarlarını tüm bu olanların sorumluluk ortak paydasında görerek mi?