DOKU--
NULMAZ-
LIKLAR Meclis’e inecek.
Bu kesin.
AK Parti kararlı görünüyor.
Ama...
Hangi kapsamda?
“İktidar ile muhalefet partileri arasında görüşler farklı olsa da sonunda aynı çizgiye gelebilecekleri” söylenebilir.
Yani…
Anayasa’ya geçici hüküm getirerek “bu hükmün Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihe kadar parlamenterler haklarında suç iddiası olan ya da fezlekesi yazılmış bulunan bütün parlamenterlerin dokunulmazlıklarının kaldırılması…” (Daha sonraki tarihlerde işlenmiş suç iddiaları kapsam dışı.)
……………………
Buna parlamentoda milletvekili olan hiçbir parti -resmen- karşı çıkamaz.
Ancak…
Oylamada ne olur?
Orada bir durup düşünmek gerek.
Her partiden çok sayıda milletvekili için hatta parti liderleri yargı önüne çıkarsa!..
“Fezlekeler” kabul edilir ve dokunulmazlıkları kaldırılırsa kafalarında “yargı soru işareti yok” diyebilir miyiz?
Kulislerden izlenimlere göre iktidar milletvekilleri “Yargıda hâlâ en az bin beş yüz Gülenci savcı ve yargıç var” diyorlarmış.
“Onların hışmına uğramak kuşkusu…”
Muhalefet milletvekilleri ise “hem Gülenci savcı ve hâkimler, hem de AK Parti’ye yakın yargı” kaygısındaymış.
Yargıya kurum olarak saygım ötesinde bu endişeleri de yansıtıyorum.
Bu psikoloji önemli.
Ya oylara da yansırsa!
Anayasa değişikliği için grup kararı alınamaz, milletvekilleri iradesi bağlanamaz.
O halde anayasa değişikliğinin kabul edilmemesi “düşük olasılık” değil.
Ama…
Bazı denetim mekanizmaları uygulanırsa bu takdirde fire çok az olur.
Madde geçer.
O mekanizmaya daha önce işaret etmiştim.
Grupların yöneticileri oy kullanan kendi partilerinden milletvekillerine “yeşil ve kırmızı” pusulaları getirip teslim etmelerini sağlayabilirler.
Bu durumda tek seçenek “beyaz oy” olur.
Fakat…
Acaba gruplar işi sıkı tutup böyle bir denetim mekanizmasını uygular mı?
Göreceğiz…
Bir formül de şu:
“Dokunulmazlıklar kalkar. Yargı süreci başlar. Fakat dönem sonuna kadar gözaltı ve tutuklama olmaz.”
Böylece -belki- “kuşkular/kaygılar” bir ölçüde törpülenmiş olabilir.