Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Örneğin... "Erken seçim..." Aklı başında hiç kimse, Türkiye'de bir "erken seçimi" istemez. TL'den 6 sıfır atılmış. Enflasyon yüzde 10'un altına çekilmiş. Dış ticaret hacmi 150 milyar dolara doğru gidiyor. Fert başına milli gelir 5 bin doları, satın alma gücü 7 bin 500 doları aşmış, demokrasinin ekonomi eşiği sayılan 10 bin dolara koşuyor.AB ile uyum sürecinde, cesur adımlar arkasında etkin siyasi irade var."Standard and Poors" reyting kuruluşu da Türkiye'nin notunu pozitife çevirmiş.Böyle bir ortamda kim Türkiye'nin seçim ekonomisi çalkantılarına girmesini, daha yeni yeni kurulmakta olan dengelerin şirazesinden çıkmasını ister?AKP yönetiminin "Erken seçime ne gerek var" söylemi "doğruyu" işaretliyor.....................Ya muhalefet?Şu aşamada seçim yapılsa, CHP en iyi ihtimalle bir önceki seçimle aynı oyu alır. DYP ve MHP'nin de burun farkıyla yüzde 10 barajını aşma olasılıkları var."Erken seçim" beklentileri gereksiz.Oysa... Zamanını beklerlerse, 2 yıla yakın süre sonra "iktidar yıpranması" kuralı nedeniyle hiç değilse puanlarını biraz artırabilirler.Yani...Muhalefet partilerinin de "erkene alınmış seçim", yararlarına değil. Bu da "erken seçimin gereksizliği" yolunda bir diğer "doğru..."....................Ülkenin kanaat önderlerine gelince...Başlıca "seçim gerekçesi", AKP'nin "toplumun yüzde 25'inin oyuyla mecliste yüzde 65 çoğunluk sağlamış olması..." Ve... "Barajlar nedeniyle toplumun yüzde 40 oranında iradesinin Meclis'e yansımamış olması..."Bunlar ciddi "demokrasi yaralarıdır." "Temsilde adalet" ile "siyasette istikrar ilkelerinin" dengelenmediği ve "siyasette istikrar kefesinin" çok daha ağır bastığı bir gerçeğidir.Ama...Seçim yasası değişmeden, barajlar makul bir düzeye getirilerek "temsilde adalet" ilkesi ile "siyasette istikrar" ilkesi örtüşmeden bir erken seçim neyi değiştirecektir ki...DYP'nin ve MHP'nin -kesin olmayan- baraj aşma olasılığı, demokrasinin yarasına ilaç olmaz.Sonuç... Bu açıdan da "erken seçimin" bir yararı görünmüyor......................Fakat... Tüm bu düşünce sistemlerinde farklı reaksiyonlar zinciri yaratan bir "siyaset kimyasalı" devreye girmekte. O da 2007'de yapılacak olan "cumhurbaşkanlığı seçimi..."Bu Meclis, yeni cumhurbaşkanına oy verirse, siyaset matematiği, "Başbakan Erdoğan'ın Çankaya Köşkü'ne çıkacağını" gösteriyor.İşte bu "siyaset kimyasalı", reaksiyonlar zincirini hareketlendirmiş bulunmakta.Çünkü... Bir erken seçimle, "AKP'nin oy kaybederek Erdoğan'ı cumhurbaşkanı seçecek çoğunluğu bulamamak olasılığı", siyaset ruletinde tüm fişlerin 2006 rakamı üzerine yığılmasına neden oluyor.Şanslar 2006 rakamında deneniyor.Amaç... Bir koyup Çankaya'yı kazanmak...Kaybederlerse de, hesaplarına göre, şimdikinden daha kötü olmazlar diye düşünüyorlar sanırım.CHP -belki- biraz oy yitirir, MHP ve DYP de burun farkıyla barajı aşarlar ve Meclis'e girerler.Fakat... Bir umutları, AKP'yi tek başına iktidar yapmamak...Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesini böylece önlemek..."Umuda yolculukları" bu...Türkiye'yi seçime zorlayacakları görünüyor."Devletin doruğunu AKP alırsa... Son imza yetkisi de AKP'ye kayarsa..." diye başlayan söylemleri var.Bu da onların "erken seçim" doğruları...2006 yılı, ya bu karşıtların mücadelesiyle geçecek... Ya da AKP, sol gösterip ansızın sağ vuracak ve "erken" değil, 3 ay içinde sandığa gitmek üzere "hemen" seçim isteyecek.Bu ikincisinin de belirtileri var.Devlete yeni 100 bin memur kadrosu anlamlı değil mi?Ekonomi, yeni bir seçimi kaldırabilecek esnekliğe ve güce sahip. Yeter ki siyaset, ülkeyi seçime götürmek uğruna ekonomiyi kundaklayacak sorumsuzluklardan kaçınsın. g.civaoglu@milliyet.com.tr "Mutlak doğru" yoktur.