PKK Diyarbakır’da dün de saldırdı.
Ölenlere, şehidimize rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara şifa diliyorum.
.....................
7. Cumhur-başkanı Kenan Evren ile yıllar önce bir mülakatta konu PKK idi.
Şöyle demişti:
İhtilalden sonra (12 Eylül 1980) Güneydoğu’da PKK’yı ve diğer Kürtçü silahlı örgütlerin üzerine gittik.
Temizlediğimizi düşündük.
Ama birkaç yıl sonra bir baktık ki kökünü kazıyamamışız.
Yeniden kanlı eylemlere başladılar.
O günlerde Genelkurmay Başkanı Necdet Üruğ bana “Galiba Güneydoğu’da işi tam bitirmedik. Erken çekildik, şimdi bu yanlışlığımızın bedelini ödüyoruz” dedi.
Evren “karamsardı” yaranın “büyüyeceğini, kangren olabileceğini” düşünüyordu.
Kenan Paşa uç noktalarda bir “son”dan da bahsetmişti.
“İktidarın bu büyük sorunun üzerine yeterince etkin ve kararlı gitmediği” görüşündeydi.
“Kahroluyordu” denecek kadar “umudunu yitirmiş” gibiydi.
Aradan bir süre geçti.
PKK’nın kanlı eylemleri tırmanıyor, bölgeye yayılıyordu.
Resimlerinin sergilenmesi nedeniyle İstanbul’a gelmişti.
Konuşurken “Cıvaoğlu, Güneydoğu için söylediklerimi hatırlıyor musunuz? Ne yazık ki dediklerim çıkıyor” diye hatırlatma yapmıştı.
OPERASYON VE SONRASI
GÜNEYDOĞU’da “hendekler açarak, barikatlar kurarak, bombalı tuzaklar yerleştirerek, dağ kadrolarını kentlere yığarak, patlayıcı stokları oluşturarak” belirli “sıcak” noktalarda “özerk yöreler” ilan eden PKK’ya karşı operasyonlar bana Evren’in sözlerini hatırlattı.
Güvenlik güçleri bir süredir o “sıcak noktalarda” operasyon yapıyor.
Bu kez emniyet özel güçlerinin yanı sıra TSK da devrede.
Bazılarında operasyonlar tamamlandı.
Birkaçında ise sürüyor ama sonuca yaklaşıldı.
Siyasi iktidardan gelen mesajlara göre “temizlik tamamlanıncaya kadar” asker orada kalacak.
Emniyet güçleri çekilmeyecek.
Oralarda “kalekollar” inşa edilecek.
PKK’nın yeniden sızması, silah ve patlayıcıları yeniden sokmasını önleyecek tedbirler alınacak. Ayrıca...
TOKİ hızla devreye girecek.
Evleri yıkılanlara, harap olanlara konutlar yapılacak.
Tarihi yapılar onarılacak.
Evlerini terk eden ailelerin dönmeleri ve can güvenliği sağlanarak yaşamaları için huzurlu bir ortam sağlanacak.
Devlet tavrı algıladığıma göre “askerin bu kez erken dönmeyeceği...”
Ve...
Sosyal / psikolojik olarak da yöre halkının “gözetileceği.”
ÇEMBERİN TAMAMLANMASI
BÖYLECE çemberin silahlı mücadele ve “sosyal/psikolojik” halkaları birbirine ekleniyor.
Ancak...
“Tamamlanması” için iki halkaya daha ihtiyaç var.
“Siyasi” denebilecek “insan hakları, demokrasi, kültür ve kimlik” boyutlarını da kapsayan halka ilave edilmeli. Bunun kapsamında bir aşama olarak “çözüm” aşaması da var.
Hiç değilse bunun “yol haritası” kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
Tünelin ucundaki ışık gösterilmelidir ki halkın geleceğe dönük olumlu beklentisi yaygın psikolojiye dönüşsün.
........................
Sonuncu halka çok önemli.
Bu da gerçekçi teşhisi gerektiriyor.
Yani...
Olay sadece Türkiye ile PKK (Ankara’yla Kandil) arasında değil.
Amerika, Rusya, İran başta olmak üzere bazı bölge ve Avrupa ülkelerinin de devrede oldukları, “çok taraflı” sorun.
Türkiye’nin Güneydoğu coğrafyasından başlayarak güneyini Hatay’a kadar uzatan ve ileride Hatay’ı da karıştırarak Akdeniz’e varması planlanan bir “Kürt kuşağı” projesi artık apaçık görünmekte.
Ankara, diplomasi ustalığıyla -özellikle- ABD’yi bu projenin müellifleri arasında olduğunu gösteren imzasını çektirmek başarısını gösterebilmeli.
“Çember” ancak böyle tamamlanabilir.
