Milliyet'in yayını ve savcının görevden alınma nedenleri haberlerimizde anlatılıyor. Bunları tekrarlamıyorum. Ancak...Gazetelerin saygınlık ve etkinlik grafiğini böyle yayınlar ve aldığı sonuçların belirlediği bir gerçektir. Milliyet'in 50 yılı aşkın yayın tarihi bu tür örneklerle yazılmıştır. "Basında Güven" böyle yapıtaşlarıyla örülmüştür.Habercilikten, toplumsal sorumluluğa, küresel ölçütlerle değerlendirmelere uzanan "referans gazetesi" geleneğidir bu.........................Elbette, kimsenin görevden alınması ile mutluluk duyan bir yaklaşım içinde değiliz. Ayrıca...Bu sütunun işlevi "yargı" değildir. Savcı ya da yargıç işlevini üstlenerek suçlama yapmıyor, hüküm vermiyoruz. Ama...Olayları haberin bütün unsurlarını karşılayarak gerçeğin aynalarında yansıtmak da gazetecilik görevidir.Gazetedeki çalışma odamın birkaç metre ötesindeki meslektaşım muhabir Lube Ayar'ın bu haberi çıkarmak, dört dörtlük işlemek ve sürdürmek, sonuç alıncaya kadar ısrarlı olmak çabalarına zaman zaman tanık oldum. Yazı İşleri ve yönetim de haberi çok iyi değerlendirdi. Milliyet'in yayıncılık ilkeleri ve gelenekleri doğrultusunda sürdürdü.Aldığı sonuçla etkili gazeteciliğin örneğini verdi..........................Hadiseyi, Milliyet'in gazetecilik başarısının ötesinde kamu vicdanına katkı olarak da değerlendirmek gerekir."Bu memlekette ne yaparsan yanına kalır" anlayışını ve kör inancını -bir kez daha- sarsmıştır.Kamu yararının takipçisi ve toplumun vicdanı olarak medyanın bu düzende de bir şeyleri değiştirebileceğine örnek vermiştir.Yargıda da "kol kırılır, yen içinde kalır" sanılarının doğru olmayabileceğini göstermiştir.Yanlışlıklar altı çizilerek ortaya konduğunda, adalet terazisinin çarpık tutulamayacağına kanıttır bu...........................Tabii, perakende örnekler bunlar...Türkiye genelinde pek çok çarpıklık var ve çoğu bürokrasi çarkının çeşitli kademelerinde hasır altı kalabiliyor...........................Bununla beraber şu son olayda bile "denizyıldızı" öyküsünü gene anımsayalım.Adamın biri sahile vurmuş -hâlâ canlı- binlerce denizyıldızını tek tek toplayıp denize atma çabasındaymış.Onu gözleyen bir başkası sormuş: "Ne yaptığını sanıyorsun... Tek tek bu yıldızları toplasan ve denize atsan kaç tanesini hayata döndürebilirsin?"Adam cevap vermiş:"Şu denize attığım hâlâ canlı olan denizyıldızını görüyorsun değil mi? Sadece onu yaşama geçirmek bile az şey mi?"...........................Sadece Milliyet değil, tüm gazeteler, televizyonlar, dergiler, internet siteleri, sivil toplum örgütleri, bütün kurumlar denizyıldızlarını yaşama geçirmeliler.Böyle örnekler az değil.Yakın siyasi tarih medyanın katkılarıyla ne karanlıklara ışık düşürülmedi ki! g.civaoglu@milliyet.com.tr Beyoğlu Cumhuriyet Savcısı'yla ilgili Milliyet'in yayını -gazetecilik deyimiyle- ses getirdi. Savcı Ünal Canpolat görevden alındı.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025