Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac döneminde önce Dışişleri Bakanı sonra Başbakan olan Dominique de Villepin “Türkiye’nin AB’ye ihtiyacından daha fazla AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı var” dedi.
Bunu duyduğumda kendi kendime “sürpriz” diye mırıldandım.
Villepen, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile aynı dönemde Dışişleri Bakanlığı yapmıştı.
İyi arkadaş olmuşlar.
Gül’ün davetlisi olarak Ankara’ya gelmiş.
İstanbul, Paris ve New York’ta hukuk büroları olan Ethem Postacıoğlu’nun da dostu.
Çırağan Sarayı’nda Postacıoğlu’nun düzenlediği kahvaltıda önceki sabah aynı masadaydık.
Villepen bu söyleminin içini şöyle doldurdu:
“AB’nin nüfusu 500 milyon dolaylarında. Ekonomik güç için nüfusu en az 1 milyar olmalı.
Bunun için Türkiye ve Rusya’ya ihtiyacımız var. Onların potansiyelinin yanı sıra etkili oldukları Kafkasya, Orta Asya ve Ortadoğu ülkeleri ile birlikte AB, olması gereken gücü yakalar. Rusya ve Türkiye’yle birlikte o coğrafyalara açılabiliriz. AB stratejisinin bu vizyonda olması gerekir.”
SURİYE’DE TREN KAÇTI
VİLLEPEN‘e göre “Suriye için geç kalındı.”
Anlatıyor:
Daha henüz başlardayken ABD, AB, Rusya ve ilgili diğer devletler bir araya gelip çözüm oluşturabilirdi.
Ancak...
Başta ABD olmak üzere bazı devletler, “önce Esad gitsin, sonra çözüm” tavrını dayattılar.
Oysa...
Masaya “ön şartla” oturulmaz?
Müzakereler başlar, “kırmızı çizgi” en sona bırakılır.
Müzakereler o “kırmızı çizgiye” kayacak şekilde yönlendirilir.
Ya uluslararası müdahale?
İşte Villepen’in görüşü:
Obama, ABD sınırları dışında tüm müdahalelere karşı. Pasif kalıyor.
BM’den “müdahale kararı” da çıkmadı. (Rusya ve Çin vetoları. GC)
Ayrıca...
Bundan önceki krizlerde de ABD başka devletleri süreçten uzak tuttu.
Örneğin Irak...
Kaldı ki AB’nin durumu hiç müsait değil.
Kendi içi sorunlu.
Ortak irade oluşmuyor.
AB PARAMPARÇA
VİLLEPEN‘e göre AB’de “3 blok var.”
Söylemini şöyle açıyor:
1- Kuzey Avrupa ülkeleri, “AB devam etmeli” fikrine bağlı.
Türkiye’nin katılımına da pozitif bakıyor. (Tuzları kuru olan ülkeler. GC)
2- AB’ye sonradan üye olmuş doğu Avrupa ülkeleri rahatsız.
AB’den umduklarını bulamadılar.
Hayal kırıklığı yaşıyorlar.
Ekonomileri sorunlu.
3- Liderliğini Fransa’nın yaptığı Güney Avrupa ülkelerinde ekonomiler krizle sarsıldılar.
Euro’ya devam mı diye tereddütleri var.
4- İngiltere ise zaten Euro bölgesinde değil.
.................
Sonuç, Villepen’in anlattıklarından sonra “kendi içinde zaten parçalanmış olan AB’nin Türkiye konusunda kuvvetli bir iradesi yok.”
İRAN YANLIŞI
VİLLEPEN, tıpkı Suriye’de olduğu gibi İran’da da “yanlış yapıldığı” kanısında.
Notlarım şöyle...
İran sorununda çözüm için Türkiye ve Brezilya’nın inisiyatifi yararlıydı.
Ne yazık ki faydalanmadılar.
Oysa...
Başta ABD olmak üzere AB ve diğer büyükler İran’la masaya oturmalılar.
Hedef “kazan kazan” olmalı.
İran’a “biz senden şunları şunları istiyoruz, sen de bunları bunları elde edeceksin” diye somut şeyler söylenmeli.
İran’da ekonomi çökmekte.
Genç nüfusun yüzde 50’si işsiz.
Gençlere ve tüm nüfusa gelecek umudu sunan paketle, sorun çözüme girebilir.
Ne yazık ki ABD bu çizgide değil.
AB ise bu haliyle etkili olamaz.
ERMENİ SORUNU-İSLAMOFOBİA
ERMENİ sorunu AB ve Amerika’da hep karşımıza çıkar.
Villepen’in yorumu ne?
İşte cevabı:
Türkiye için bir Ermeni sorunu ve engeli olmadığını söyleyemeyiz.
Ama...
“Ermeni soykırımı olmadı” söyleminde bulunanlara “hapis cezası” getiren yasalar çıkarılmasına da karşıyım.
Tarihi yeniden yazamayız.
Örneğin...
Fransa ve Cezayir dahil Fransa kolonilerini hatırlayın.
Bu konu tarihçilere bırakılmalı.
..........................
Bir de Amerika’da ve Avrupa’da yayılmakta olan “İslamofobia” sorunu var.
Villepen’e göre “sadece siyasi değil her boyutta ve özellikle entelektüeller arasında ilişkiler yoğunlaşmalı ve yayılmalı. Taraflar birbirini daha yakından tanımalı.”
...........................
Villepen’e göre “Amerika’nın ilgi ve menfaat alanını ‘Ortadoğu’dan Uzakdoğu’ya kaydıracağı ve Uzakdoğu’nun artık yeni çekim merkezi olacağı’ görüşlerini ihtiyatla karşılamak gerek.”
O bölge ihtilaflı.
Kuzey ve Güney Kore...
Çin’le Japonya ve Tayvan...
Ayrıca Çin kalkınma hızını kendi sınırları içindeki bölgelerde dengeleyebilmiş değil.
Uzakdoğu’nun bir kalkınma lideri yok.
Oysa...
Avrupa’nın lideri Almanya, Afrika’nın lideri Güney Afrika Cumhuriyeti ve Nijerya...
..........................
Gerçek bir entelektüel devlet adamından bu ufuk turu yararlı oldu.
İncir çekirdeğini doldurmayan laf ebeliklerinden sonra ilaç gibi geldi.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025