Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TAKSİM Gezisi ile başlayan ve Türkiye’ye yayılan “büyük hareket” içinde bazı aktörler varsa da asıl neden “dijital demokrasidir.”
“Dijital ortamı” baş belası gibi görmek, gerçeği değiştirmez.
“Dijital demokrasi” kuralları içinde siyaset yeniden biçimleniyor.
Türkiye’nin en büyük meydanını miting için dolduranların saatlerce yolculuk yapmaları gerekirken o meydanın 10 katı, 100 katı sosyal medya ortamında kitle “tıklarla” birkaç dakikada toplanabiliyor.
Evet...
Bilgi çağındayız.
Toplumlar “Dijital devrim” nesillerinden oluşuyor.
Geleneksel siyasetin kabukları kırılmakta.
Bakınız...
Bir “tıkla” milyarlarca dolar, euro, pound saniyede sahip ülke, kıta değiştiriyor.
Bir telefon sinyaliyle tonlarca patlayıcıyı infilak ettirenler de “dijital teröristler...”
Birer “tıkla” meydanlara sokaklara yüz binler akıtılıyor.
Dijital ekranda 15 dakika içinde sevgili bulamayan gence “salak” muamelesi çekiliyor.
Mizahın en pırıltılı örnekleri dijital ortamda...
.......................
Uzatmayayım...
Dijital aparatlar 3’üncü eller halinde bedenin ayrılmaz parçaları oldular.
“Dijital demokrasi” diye bir gerçekle karşı karşıyayız.
Bunu anlamayan, anlamak için çaba göstermeyen siyasetçilere “haydi güle güle...”
AK Parti’ye yakın Yeni Şafak gazetesinde Fatma Barbarosoğlu “dijital devrimi” ve ona eklemlenmiş “dijital demokrasiyi” çok iyi analiz etmiş.
Yerim sınırlı olduğu için bazı satırları atlayarak “Dijital Demokrasi” başlıklı o yazıyı aşağıda sunuyorum.
.......................
‘Bütün dünya yeni bir döneme girdi.
Yeniliğin ebesi internet devrimi.
İnternet devriminden itibaren artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Türkiye’ye internet gireli 20 yıl oldu.
İnternet devriminin içinde bir nesil yetişti, ne ki eğitim politikalarımız bu neslin sıkıntıları ile yüzleşmeyi hiç göze alamadı.
İnternet devrimi, zamanın ve mekanın boyutlarını ve algısını tamamen değiştirdi. Saat zamanından dijital zamana geçtik.
Burada iken ‘orada’ olmayı tecrübe ediyoruz sosyal medya üzerinden.
‘Burada’ iken aynı zamanda ‘orada’ olmak küresel dünyada azınlıkların daha güçlü olduğu anlamına geliyor artık.
Dolayısıyla içinde yaşadığımız çağ katılımcı demokrasi çağı değil artık. Dijital demokrasi çağı.
.........................
Eylem yapanların kimliğine dikkatinizi çekmek isterim. Kadınlar ve 17-25 yaş arasındaki gençler.
Çünkü dijital devrim en çok bu kesimlere ‘ses’ verir.
.........................
Dijital çağın demokrasisi neye benzer/benzeyecek konusunda yöneticilerin, kamu personelinin bilgilendirilmesi gerekiyor.
Dijital demokraside yöneticiler, imaj yönetimini birinci sıraya koymak zorunda. Çünkü ‘dünyanın gözü’ diye bir şey vardır artık, bu göz ‘koruyucu nazar’ niyetine sahnenin üzerinde olacaktır.
Dijital demokrasi çağında sorun ‘halkın yönetimi’ değil imaj yönetimidir artık. İmaj yönetimi ise algılar üzerinden yürütülebilecek bir konu. ‘Algılar’ denetime en uzak olan saha yani.
.......................
Algılar en ziyade duygulardan beslenir. Korku ya da sevinç.
Evet, algılar tamamen duygusaldır. O halde yöneticiler olabildiğince rasyonel bir dil tutturmalıdır.
Rasyonel bir dil. Yani saygının mesafesi, sağduyunun mihmandarlığını soğukkanlı bir vücut dili eşliğinde ortaya koymak...
Tatile çıkmadan önce isyanımı yapar da giderim diyenlerin olduğu çağdır dijital demokrasi!
Kadınlar ve gençler devrim yapılıp tatile gidilebileceğine inanacak kadar naiftir çünkü.
Bu naif tutumu aşağılamak yerine, anlamaya çalışarak kötü enerji birikmesinin bir parça önüne geçebiliriz diye düşünüyorum.’