Düğün

Bu yıl Hint, Yunan, İtalyan düğünlerinin gelenekleri, şenlikleri, her şeyiyle yerel renklerini yansıtan MUSON DÜĞÜNÜ, YUNAN DÜĞÜNÜ, İTALYAN DÜĞÜNÜ adlı filmler ilgiyle izlendi.
Şimdi de Bilal Erdoğan'ın düğünü dünya televizyonlarının ekranlarında, gazetelerinin, dergilerinin sayfalarında yer alacak.
Babasının attan düşüşünü ve İçişleri Bakanı Aksu'nun valiliklere "artık yeni kokoreç dükkanları için ruhsat vermeyin" genelgesini geçerek, Necmettin Bilal Erdoğan, bugün yapılacak düğünü ile gündemdekiler listesinin birinciliğine oturdu.
Önce genç Bilal ve bugün kaderini birleştireceği eşine mutlu, sağlıklı bir yaşam diliyorum. Ailelerini kutluyorum. Davetiyelerini alan 7 bin kişiden biriyim. İstanbul'da olsaydım, törene giderdim. Hayırlı olsun.

Genç Bilal Erdoğan'ın göbek adı Necmettin üzerine birkaç satır...
Necmettin, "İslamın yıldızı" anlamına gelir.
Bilal doğduğunda, babası Recep Tayyip o zamanlar siyasi İslamın yıldızı Erbakan'ın rahle - i tedrisindeydi.
Recep Tayyip Erdoğan ona sımsıkı bağlıydı.
Belki hayrandı, belki geleceğini, şansını onun belirleyeceğinin bilincindeydi.
Belki Erbakan'a hayranlığından, belki siyasi yatırım gereği oğluna Necmettin adını koymuş odlabilir.
Sonuç... Erbakan, artık kayan yıldız.
Necmettin Bilal ise yaşamının baharında.
Dileriz ki, yaşamı, kafası, kaderi adaşı Erbakan'a benzemesin.
Medyada "bu ad koyma konusu" tartışılıyor. Eleştiriliyor.
Ama...
Etrafımıza bir bakalım.
Nice meslektaşımız çocuklarına, patronlarının, patron babalarının, analarının adlarını vermişlerdir.
Türkiye insanı bu...
Tek satır eleştiri olmamıştır.
İyi ki olmamıştır.
Babaların artıları, eksileri çocukların dal gibi omuzlarına yüklenmemeli.
Onlara kompleks verilmemeli.
Çocuklar kendi yaptıkları ve yapacakları ile sorumludurlar.
Bilal'i de böyle görüyorum.

Nikaha 7 bin kişi davetli...
Devlet parasıyla binlerce koruma, trafik kilitlenmesi, resmi araç yakıt giderleri, doğrusu rahatsızlık veriyor.
Bu çocuklar acaba böyle şatafat istiyorlar mı?
Kendilerine kalsa Türkiye'ye böylesine pahalıya patlamayı, miyonlarca kişinin tepkisiyle oluşacak negatif elektriği taşımayı kim ister.
Neden bir gösterinin figüranları olsunlar?
Bunlar düşündürücü...
Hoş gelmiyor...
Buna karşılık, gelinin evine bir şeyler getiren genç bakkal yardımcısına iki düğün davetiyesi verilmiş olduğunu televizyon haberlerinde gördüm. Güzel bir sıcaklıktı. Çocuğun gözlerinin içi gülüyordu. Altın takmak için yarışan siyaset ve menfaat erbabının iticiliğine karşın bakkal çıraklarının da bulunması bunca alaturkalığın yapış yapış ağırlığını hafifletiyor.

İtalya Başbakanı Berlusconi'nin nikah şahitliğine gelince...
Berlusconi, gerçi, Avrupa Birliği'nde öyle ahım şahım bir ağırlığa sahip değil, AB Dönem Başkanlığı da, AB rotasyon kurallarının bir gereği ama gene de olumlu.
Berlusconi değil de, İran'ın mollası, bir Körfez emiri ya da Kaddafi mi şahitlik yapsaydı?
Öte yandan...
Berlusconi, Avrupa'da popüler bir isim.
Siyasetçiliğin yanı sıra Milan Kulübü'nün başkanı ve medya imparatoru.
Renkli bir adam.
Onun, İstanbul'da, Türkiye Başbakanı'nın oğluna nikah şahitliği yapması, İtalya ve Avrupa medyasında çok geniş yer alır.
Türkiye için büyük propagandadır.
Turizm açısından zor bulunur tanıtım fırsatıdır. Bütun bunlar iyi hoş da... Gene içim pır pır ediyor. Ya bu harikulade tanıtım olanağını berbat edecek ve Türkiye'yi hiç layık olmadığı ve Türkiye'nin gerçeği olmayan görüntülerle dünyaya yansıtacak sahneler oluşursa?
Elbette Türkiye'nin, İslamın gelenekleri vardır. Bunlara söylenecek bir şey olamaz.
Ama abartılmamalı, saptırılmamalı.
Atatürk'ün laik Türkiye'si, bu düğünle yerel renklerini "tadında bırakarak" yansıtmalı. İlgi ve beğeni yaratmalı.
Gençlere tekrar mutluluklar diliyorum.