Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

ÇÖZÜM sürecinin sonuca ulaşması için “toplumsal uzlaşma” önemlidir.
Bu uzlaşma “Meclis’teki siyasi partiler arasında” olamıyor, o halde tabanda, toplumun kendisinde uzlaşma sağlanmalı.
“Vekiller” yapamıyorlarsa “asiller...”
Akil adamların misyonu -anlaşılan- bunu sağlamak.
Peki bir “pozitif oluşum” var mı?

TOPLUMUN NABZI
AK Parti “çözüm süreci” için sürekli kamuoyu araştırmaları yaptırıyor.
Süreç başladığında toplumun nabzı neredeyse son yerel seçimlerin sonuçlarıyla kopyalanmış gibiydi.
Özellikle kıyı şeritleri nasıl AK Parti’ye oy vermemişse, “çözüm sürecine” de aynı oranda gönülsüzdü.
Orta Anadolu’da, Marmara’da sürece pozitif bakma oranı yükseliyordu.
Çok yakında yapılan son kamuoyu araştırması toplumdaki algının olumluya evrilmekte olduğunu gösteriyor.
Aslında...
İlk araştırmalarda da toplumun yüzde 50’den fazlasının “çözümden yana olduğu” gözüküyordu.
Fakat...
Bu ortalama pek de sağlıklı değildi.
Doğu ve Güneydoğu’daki Kürtlerin yoğun olduğu bölgelerde yüzde 80’i bulan hatta bazı illerde yüzde 80’i de aşan “sürece destek” Ege ve diğer kıyılarda yüzde 50’nin altındaki oylarla paçal edildiğinde yüzde 50 üzerindeki oran görünüyordu.
................
Sadece 1 ay içinde başta Ege olmak üzere kıyı şeridinde “sürece destek eğilimi” yüzde 50’nin üzerinde çıkmış.
Bunda “akil adamların” bölgelerde halkın arasına girerek konuşmaları ne kadar yararlı olduğunu bilemiyorum.
Ama...
“Rüzgarın süreçten yana estiğini” söylemek yanlış olmaz.
l PKK’nın 21 Mart’ta “eylemsizlik” kararını açıklaması...
l Ardından Kandil’de Murat Karayılan’ın “8 Mayıs’tan itibaren PKK’nın sınır ötesine çıkacağı” yolundaki bildirimi...
l 21 Mart’tan bu yana kanın durmuş olması...
l Medyanın -genellikle- olumlu katkısı...
................
Bütün bunlar da toplum psikolojisindeki olumluya evrilmenin bileşenleri.
Ancak... Hâlâ tereddütler, kuşkular var.
Eğer yol kazaları yaşanmazsa bu “evrilme” sürecektir.
................
Sürecin toplumsal kabulü için bir de şifre yansıtayım:
“Ege’nin inanması, Diyarbakır’ın tatmini...”

Haberin Devamı

NETAMELİ ADIMLAR
BÜYÜK olasılıkla 21 Ekim’de toplanacak PKK (KCK) Büyük Kongresi’nde “silahların bırakılacağı” açıklanabilir.
İlke olarak bu tarih İmralı ve Kandil’de benimsenmiş gibi.
Ne var ki...
Takvimin öngörüldüğü gibi işlemesi için “Diyarbakır’ın tatmini” şifresinin çözülmesi, yani, yeni Anayasa’nın yapılması gerekiyor.
Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğü çerçevesi içinde Kürt gerçeği Anayasa’yla altının doldurulması gereken maddelere yansıyabilecek mi?
İşte bu “netameli olan soru?”
AK Parti’nin tek başına böyle bir yeni Anayasa yapması ve Meclis’teki BDP oylarıyla 230’u bularak referanduma götürmesi... Halkın oyuyla o yeni Anayasa’nın kabul edilmesi çok zorlu bir süreç.
Bu yaz siyasette çok sıcak geçecek.

Haberin Devamı

KÖPEK SATMIYORLAR
KONUYU değiştireyim.
Yaz gelirken diyetler başlar, zayıflayıp plajlara daha güzel bir vücutla çıkmak amacıyla spora yoğunlaşılır.
Ve...
Bir de “köpek edinmek” hevesleri çiçek açar.
Yaz bitince de o köpekler yazlıkların sokaklarına terk edilir.
Londra’da bu mevsimlik köpek heveslileri için dinlediklerimi yansıtayım.
................
Londra’da itibarlı köpek satıcıları, İspanyollar gibi birkaç ülke vatandaşının yanı sıra Türklere köpek satmakta tereddütlüler.
Zorlanırlarsa referans rica ediyorlar.
“Bu kişi köpeği sokağa terk etmez” diye inandıkları kişilerden güvence alıyorlar.
Türkiye’de sokaklar terk edilmiş köpeklerle dolu.
Tatil yerlerinde de...
Bodrum’da yaz boyu bakıyor, eğleniyorlar, İstanbul’a, Ankara’ya dönerken öylece bırakıyorlar sokağa.
Bizim safkan Sibirya kurdumuzu eşim Canan, yağmurlu ve soğuk bir sonbahar akşamı, sırılsıklam titrer halde görmüş ve getirmişti.
Eve bir gün bile ne küçüğünü yaptı, ne büyüğünü.
Belli ki iyi terbiye edilmişti. İyi bakılmıştı...
Ve sonra da sokak köpeği çetelerinin acımasız ortamına öylece terk edilmişti anlaşılan.
Köpek edinme “özenti şıklık” ve “eğreti heves” değildir. Sorumluluğu vardır.
Londralı köpek satıcılarının Türk alıcılara kuşkusu, utandırdı, ama köpeklere özeni de güzel.
“Para” onların “canlılara” olan sevgi ve saygısını satın alamıyor.